Marlon

Anadolu Yakası’nda açılan dikkat çekici mekânlara ilk başta dört elle sarılırız. Bu yüzden bazen o mekân sadece kalabalık yüzünden popüler olur. Ancak mutfak ve hizmet nitelikli değilse bir anda trend olan mekân aniden sinek avlama moduna geçebilir. Marlon da göz alan tasarımıyla bir anda popülerleşti ancak bu popülaritesini hiç kaybetmedi ve kaybedecek gibi de görünmüyor. Nedeni basit, yemekler ve hizmet gerçekten tatmin edici.

İsmi tahmin ettiğiniz gibi Marlon Brando’dan geliyor, bu bile tek başına gidilir kılıyor burayı, ama arka planda çok daha cezbedici yönleri var mekânın. Öncelikle çalışan ekip işinin ehli, hem mutfak da hem de servis bölümünde misafirlerinin tercihlerini ve rahatını önemsiyorlar. Örneğin margherita’yı (21 TL) kıvamı tutmazsa tekrar yapıyorlar ve gecikme için sizden özür diliyorlar. Kıvamı tutturduklarında detaya verdikleri önemin ne kadar yerinde olduğunu anlıyorsunuz, margherita gerçekten doyurucu ve lezzeti de yerinde. Sosyal medyada üne kavuşan siyah kraliçe (35 TL) de öyle. Siyah makarnayla beraber gelen deniz mahsulleri görüntü olarak herkese çekici gelmeyebilir ama damak tadınıza hitap edecek türden. Genel olarak dünya mutfağına yöneldiğini söylese de Marlon’un en hevesli olduğu alan İtalyan mutfağı ve iyi ki de öyle, çünkü bu işte gerçekten iyiler. İtalyan deyince masadan tiramisu (15 TL) yemeden kalkmak olmaz, denemeden geçmeyin. Erçağ Akın