Moda Meyhanesi

  • Restoranlar
  • Moda
Moda Meyhanesi
Reklâm

Time Out diyor ki

Moda Caddesi’nde, aslında ayakaltı denilebilecek bir yerde Tek Büfe’nin tam karşısındaki apartmanlardan birinin giriş katında mekânın etrafı ampulle çevrili tahta levhasını gördüğünüzde şaşırmanız muhtemel. Bu ufak mekânın içindeki dantel örtülü, irili ufaklı süs eşyalarıyla ve gaz lambalarıyla donatılmış rafları, annenizin, belki de anneannenizin evini hatırlatan antika ahşap dolabı ve ‘Acaba bu duyduğum nostaljik müzik hakikaten buradan mı yükseliyor?’ sorusunu sorduran gramafonu gördüğünüz anda Moda Meyhanesi’nin salaş ruhunun aslında özenle işlendiğini anlıyorsunuz.  İç ısıtan atmosferi bir yana, burada lezzet ön planda. Kadıköy sakinleri de bu mekânı benimsemiş olacaklar ki açılalı dört buçuk ay geçmesine rağmen Moda Meyhanesi’ni cumartesi akşamı ziyaret ettiğimizde ne içeride ne de dışarıda boş masa bulamıyoruz. Etrafta koşturan iki servis elemanından biri hemen bir masa, iki iskemle kapıp bizi sokağın hemen yanına oturtuveriyor.

Sonradan öğreniyoruz ki servis yapan bu iki kişi, mutfakta hünerlerini konuşturan iki hanımın eşi. Tam bir aile işletmesi anlayacağınız... Bizim masamıza bakan arkadaş birbiriyle uyuşmayan, yine anneanne sofrasını hatırlatan porselen tabaklar, minnacık bardaklar ve ufak bir kasede beyaz leblebi getiriyor önümüze. Ve bir de tek sayfalık bir menü - aslında oldukça basit, karmaşıklıktan uzak bir liste de denilebilir buna: Birkaç özel meze dışında çoğu grup olarak fiyatlandırılmış; örneğin peynirli mezeler ile zeytinyağlı mezeler ayrı bir fiyata, etli mezeler ise ayrı bir fiyata sunuluyor. Ana yemek yok, ancak kokoreç, beyin, yürek, uykuluk, çoban kavurma ve döner kavurma gibi paylaşılabilecek ara sıcaklar mevcut. Büyükçe bir şişe rakı söyleyip bitiremezseniz de kaldığınız yerden bir çizgi çekiliyor, bir sonraki ziyaretinizde size yeniden takdim ediliyor  müdavim olun, olmayın, farketmiyor.

Rakımızın yanına peynir istediğimizde “Keçi mi inek mi?” seçeneklerinin sunulması oldukça hoşumuza gidiyor. Tabii adında ‘meyhane’ geçen bir yerin menüsünde balık bulunmaması bizi bir an şaşırtıyor, ancak burada maksat ailece gelip doymak değil, içki yanında birkaç meze atıştırmak.  Beyaz peynir köftesini merak edip denemek üzere sipariş veriyoruz, ancak - kalabalıktan olsa gerek - unutulup getirilmeyince vazgeçiyoruz, zira porsiyonların küçüklüğüne kanıp gayet doyurucu bir yemek ısmarlamışız bile. Haydari yoğun, tam kıvamında. Gavurdağı salatası ise olması gerektiği gibi; ekşili, sulu ve malzemeden kaçılmadan yapılmış. Mezelerden favada aklımız kalıyor, bir sonraki ziyaretimizde denemek üzere seçimimizi patlıcan kavurmadan yana yapıyoruz. Ne de iyi etmişiz... Bu enfes mezenin yoğurt, sarımsak ve domates salçası karışımı sosu bizde sanki bir meze değil de bir kebap yiyormuşuz hissi yaratıyor, öylesine leziz. Bir tek kokoreç bizi hayal kırıklığına uğratıyor Moda Meyhanesi’nde. Beklediğimizden çok daha yağlı, baharatına rağmen tadında bir şeyler eksik gibi...

Fiyatlar Kadıköy’deki benzer mekânlara göre çok da pahalı değil, ancak porsiyonların küçüklüğü göz önünde bulundurulunca ucuz da denilemez. Servis ise yenice bir mekân olduğu için henüz tam oturmamış. Ancak lezzetler ve ortam öyle güzel ki Moda Meyhanesi’ne en yakın zamanda ikinci bir ziyarette bulunacağımız kesin.

Ayrıntılar

Adres:
Moda Caddesi 82/B
İstanbul
Çalışma saatleri:
Hafta içi 12.00-01.00, hafta sonu 12.00-00.00
Reklâm
İlginizi çekebilecek diğer içerikler