[title]
İlk olarak Yemeksepeti’nde topladığı övgülerle radarımıza giren restoranın alametifarikası, adından da anlaşılacağı gibi en sevilen İtalyan lezzetlerinden olan lazanya. Mekânın sahibi Hakan Ersoy, yurt dışında köşe başlarında bulunan ve ülkemizde de giderek yaygınlaşan pizzeria’lardan ilham alarak “Neden bir lasagneria olmasın?” fikriyle yola koyulmuş ve eskiden dövme stüdyosu olarak faaliyet gösteren mekâna babasının ismini vererek geçtiğimiz yaz aylarında Paul’s Lasagne’yı açmış.
Şimdilik dört masadan oluşan mekânda, ahşap masaların çelik borudan yapılmış ayakları ve endüstriyel görünümlü ışıklandırmalar da dâhil olmak üzere dekoratif öğeler Hakan Bey’in atölyesinden çıkma. Duvarlarda yer alan bol dövmeli posterler ve içeri girdiğinizde sizi karşılayan bilardo masası ise mekânın eski kimliğini çağrıştırıyor.
Siparişi verdiğimiz anda taze hazırlanan kıymalı klasik lazanya (17,50 TL), yaklaşık 20 dakikalık bir bekleyişten sonra Aydın’dan özel olarak getirtildiğini öğrendiğimiz güveçlerde ve oldukça doyurucu porsiyonlarla servis ediliyor. Tüm övgüleri hak eden bu lazanyanın kıvamı kusursuz olsa da tuzu az geliyor ve her siparişle hediye edilen minik tuzluk-karabiberliğe başvuruyoruz. Her ay menüye yeni bir lazanya çeşidi eklemeyi kendine misyon edinmiş olan mekânda şimdilik deniz ürünlü (25 TL) ve sebzeli (14,50 TL) lazanyanın yanı sıra el yapımı tortellini, ravioli, spagetti ve fettuccine de bulunuyor, ancak lazanyanın aksine bu lezzetleri denemek için mekâna teşrif etmeniz gerekiyor, zira eve sipariş edemiyorsunuz. Eve sipariş edilen lazanyanın en az restoranda yediğiniz kadar
sıcak ve kıvamında olması gerektiğini belirten Hakan Bey, bu konuda gösterdiği hassasiyetle takdiri hak ediyor. Paul’s Lasagne’nın yeni şubesinin yakında Ataşehir’de açılacağının da müjdesini verelim. Gizem Ünsalan