[title]
Akaretler’in bir kolu Nişantaşı’na diğer kolu Beşiktaş’ın içlerine uzanan göbeği şehrin en talihli noktalarından biri. Hem merkezi, hem havalı; geniş ve sakin kalabilmeyi beceren Avrupai caddeleri İstanbul’daki benzerlerinin aksine etrafından habersiz bir ütopyada değil, Beşiktaş Çarşı’ya birkaç adım uzaklıkta. Alışkın olduğumuz dar ara sokaklara kıyasla her daim serin olması da cabası. Bu ortamın merkezinde, eskiden W Hotel’in girişinin yer aldığı nokta artık konumunun avantajından nispetlenen bir yere dönüştü, Soho House grubunun İstanbul’daki ikinci restoranı Pizza East buraya yerleşti.
Adı standart bir pizza zincirini andırsa da aslında hiç alakası yok. İngiltere ve Amerika’da da restoranları olan butik bir zincir olarak tanımlayabiliriz en fazla. Menü de sadece pizzadan ibaret değil, çok daha fazla seçenek sunuyor; pizza seçeneklerinin yanında antipasti, fırın ve sebze yemekleri ile menü kalabalıklaşıyor. Yerel malzemelere Pizza East tarzında formüllerde yer vermeye özen gösteriyorlar, bu sayede ricotta ve ballı kızarmış kabak çiçeği (25 TL); kuzu sosis, keçi peynir, biber turşu ve naneli pizza (35 TL) ya da helva ve ahududulu vanilyalı sundae (22 TL) gibi sadece Pizza East İstanbul’da bulabileceğiniz füzyonlar yaratmışlar. Ana yemekler odun fırınında pişiyor. Listenin başlarındaki lazanya ve mac & cheese aklınızı çelmesin, menünün bu kısmının yıldızı midye, rezene ve pirinçli karides (50 TL). Limonata, zencefilli bira ve buzlu çay’lar ev yapımı; Pizza East usulü tadı hafif acı olan buzlu çayın (12 TL) içinde kızılorman meyveleri, earl grey çayı, mürver çiçeği şurubu, limon suyu ve bal var.
Burrata, domates, zeytin ve kekikli pizza
Pizza East’in isim babalarının hamurları ince, kenarları pofuduk görünümlü ama çıtır çıtır. Malzemeler gayet bonkör kullanıldığı için boyları pek büyük gözükmese de bir hayli doyurucular. Mesela yukarıdaki burrata, domates, zeytin ve kekikli pizzası (35 TL) hamurdan yapılmış bir tabakta gelen yoğun bir yemek gibi; bol domates parçalı kıpkırmızı sosunun üstünde duruyor peynirler. Pizzalarda kullanılan tüm kuru etler İtalya’dan geliyor. Hamurunun sırrı ise kullandıkları unda ve mayalandırma sürecinde saklı. Genelde 24 ve 36 saat arasında mayalandırılan pizza hamurunu 72 saat boyunca mayalandırıyor Pizza East. Böylece pizza hem hafif hem de çıtır olabiliyor, mideye külçe gibi oturmuyor.
Soho House’un kulüp binalarını görenlerin yabancılık çekmeyeceği tasarımın sorumlusu da House ekibi. Eski ama antika gibi gözükmeyen parçalarla dekorasyon tamamlanmış; metal konstrüksiyonla kaplı tavandan sarkan lambalar bir denizaltındaymışsınız havası veriyor, ahşap yerler ve duvarlar bir gemi küpeştesini andırıyor, tuvaletlerdeki yalağa benzer dev lavabolar ise kovboy filmlerinin geçtiği ortamları hatırlatıyor. Mekânın içi karakterli ve renkli olsa da esas rağbet gören yeri tabii ki açık hava alanı. Neyse ki yeri geniş, kapının önünden başlayan alan ufak bir merdivenin ardından Akaretler’in Şair Nedim Caddesi’ne kıvrılan tarafına kadar uzuyor. Hatta içerideki bara ilave olarak burada kahve ve kokteyl servis eden bir küçük bar daha var.
Pizzaların üzerinde karşılaşabileceğiniz şarküteri ürünleri ve peynir çeşitlerinin hastası olduysanız, bir de kendilerini şarküteri bölümünde ziyaret edin deriz. Bresaola, Milano sucuğu, parmesan peyniri gibi malzemeleri paketletip eve de kaçırabilirsiniz. Tüm bu şarküteri ürünlerinin yanında deniz ürünleri, yumurta ve pizzaları pazar günleri 11.00-17.00 arasında brunch için büfelere yayılıyor.