Sanayi 313

Biri tasarımcı, diğeri işletmeci iki kardeşin Enis ve Amir Karavil’in beyin kıvrımlarından fırlamış Sanayi 313. Meslekleri gereği yurt dışında bir hayli vakit geçeren kahramanlarımız Türkiye’ye döndüklerinde yaptıklarını, ürettiklerini ballandıra ballandıra anlatmak yerine yaşayan müze gibi bir yerde toplamayı tercih etmiş. Bu sebeple de dev bir portfolyo gibi Sanayi 313. Arkasındaki ekibin üretimlerini 313 markası altında sunmakla kalmıyor; beğendikleri, evlerine sokmaktan çekinmeyecekleri heykelden kırtasiye malzemelerine, yemekten erkek kozmetik ürünlerine her şeyi bir araya topluyor. Yemek kısmından daha önce Gram’da çalışan Şef Müge Ergül sorumlu. Öğle saatlerinde büfe donatılıyor; başrolde ise salatalar ve sebzeli hafif yemekler var. Son günlerde mutfağın yıldızı enginarlı humus, bir yandan da domates ve patlıcanın iyisini bekleyerek yeni tarifler için hazırlanıyorlar.

İçeride bulabilecekleriniz market reyonlarına dizilmiş ürünler gibi etiketlendirilmemiş, fiyatını öğrenmek için sormanız gerekiyor. Karşınıza çıkanlar ya ekibin üretimi ya da zevklerine uygun bir seçim olduğu için sadece fiyatını değil, arkasındaki hikâyeyi da anlatıyorlar size. Amaç ürünü pazarlamak değil, aksine neden değerli olduğunu açıklamak. Hatta bazı parçalar satıldıktan sonra üzülerek yokluklarını hissediyorlar, bunu anlatırken yeni satılan domuz figürlü bir buz kovası dillerinden düşmüyor. Enis Karavil’in dediğine göre bir araya getirdiği ürünleri satan bir mağaza da değil burası, sattıkları bir yaşam tarzı ve ürünler de bunun bir parçası. Bu tarz da tezatlar üzerinden ilerliyor; lüksle basiti, kaliteliyle kalitesizi, modernle klasiği birleştirmeyi seven bir tarz, zamanın ruhuna pek de uygun. Oto tamircilerin arasında böyle bambaşka bir dünya kurmalarının başka bir sebebi de olamazdı zaten.