Serafina

İtalyan iki ortak ve yakın arkadaş Vittorio Assaf ve Fabio Granato -daha ortada bu iki restoranın adı bile yokken- yelkenliyle denize açılır ve kaybolurlar. Issız bir yerde, soğukta ve açlıkla mücadele eden iki kafadar kendilerini mükemmel pizzayı yaratmanın sırlarını konuşurken ve hayalini kurarken bulur. “Kurtulursak bu işin peşine düşmeliyiz...” derler ve 1995’te bu düşlerini Serafina Fabulous Pizza’yı açarak gerçekleştirirler. Fabio mimari dehasıyla muhteşem pizzanın çıkacağı fırını, Vittorio ise mutfaktaki becerileri ile restoranların menülerini tasarlar. Ardından Serafina Fabulous Grill, Serafina Osteria, Serafina Broadway ve daha nice şube gelecektir.
 

Şimdilerde Amerika’dan Hindistan’a, Mumbai’den Brezilya’ya ev rahatlığında konseptiyle dünyanın dört bir yanını saran Serafina, doğduğu New York’ta hâlâ çok meşhur. Akmerkez’deki ise 20. şubesi.
 

Burrata’dan, carpaccio’ya, İtalyan usulü salatalardan makarna, balık ve et çeşitlerine menüde İtalyan mutfağından ne ararsanız bulmanız mümkün ama Serafina ile ilk flörtünüzde tavsiyemiz mekâna özgü fırından çıkma çıtır ve orijinal pizzaların tadına bakmanız. Serafina klasiklerinde örneğin dört peynirli yerine ‘Bianca’yı (bebek roka, dilim parmesan reggiano, fontina -o da bir İtalyan peyniri- ve mozzarella) bulacaksınız. Gurme pizzalarda yer alan Al Caviale (haşlanmış dilim patates, crème fraîche, trüf sos ve siyah havyar) ve Al Salmone’yi (mozzarella, füme somon, wasabi ve fesleğen) muhtemelen daha önce tatmadınız.