Tapasuma

Sumahan Otel’in Çengelköy kıyısından boğaza uzanan manzarasında hüküm sürmeye başlayan restoranı Tapasuma, modern Türk mutfağının yeni temsilcilerinden.

 

Tapasuma’nın ismi, şişeyi alkolle kapatmak anlamına geliyor. Tapa, şişeyi kapatan tıpa, suma ise yaş üzüm ispirtosunun anason tohumu ile damıtılmasından elde edilen bir içki olan bildiğimiz ham rakı. Çengelköy’den sahil boyunca sıralanan balıkçılardan sıkılanlara yeni bir alternatif yaratmayı amaçlayan Sumahan Otel, bu anlamda klişelere meydan okumuş ve “Boğazda balık da olur Türk Mutfağı da!” demiş.

 

Tapasuma’nın bizce öne çıkan ve tercih sebebi olabilecek en önemli özelliği, tekne servisinin olması. Misafirlerini Kuruçeşme İskelesi’nden alıp, Kuruçeşme İskelesi’ne bırakma imkânı olan Tapasuma, bu özelliğiyle şehrin korkunç trafiğinden kaçış noktaları arayanlara çare olabilir. Sabah 11.00’de başlayan deniz ulaşımı, akşam 23.30’a kadar devam ediyor. Taş duvarların kullanıldığı iç dekorasyon, öylesine sade ki duvarda bir tabloya bile rastlamanız mümkün değil. Bunun en büyük nedeni de; mekânın kıyısına kurulduğu boğazın manzarasına fazlaca güveniyor oluşu. Yazın denizle burun buruna olabileceğiniz bahçesinde, her iki köprü de görüş alanınızın içerisinde.

 

Meze yerine tapas mantığıyla oluşturulan menülerinden seçtiğiniz çeşitlerle, sıcak ve soğuk tapalar olmak üzere, kendi tabağınızı kendiniz oluşturuyorsunuz. Tadını merak ettiğiniz soğuk ve sıcaklar, birer lokmalık ve tam tadımlık olarak geliyor. İspanyol tapaslarının sunumuna benzer bir sunumla masanıza gelen soğuk ve sıcaklardan favorilerimiz ise şöyle; soğuk tapaslar menüsünde yer alan Kuzu Gerdanı Rulosu’nun dışı antepfıstığı kaplı ve yanında erik sosu ile geliyor.(adedi 4.50 TL) Kuzu Gerdanı Rulosu’nun lezzet olarak kavurmaya benzediğini söylesek yeridir. Sıcaklardan gelen susam ile panelenmiş dana eti parçaları, rokfor sos ile hareketlendirilmiş.(adedi 5.00 TL) Merakımız üzerine, bu cesur denemelerin ardında şefimiz Gökay Çakıroğlu olduğunu öğrendik. Detayları onun ağzından dinlerken heyecan ve aşkına da bizzat şahit olduk.

 

Gökay şefin en büyük zevki; yemek yaparken otelin bahçesine ektikleri biberiye, defne, kekik, maydanoz ve majoran (mercanköşk baharatı) dallarından taze taze keserek, onları yemeklerinde kullanmak. Bu özen, yemeklerin geldiği tabaklarda da kendini hemen belli ediyor. Ana yemekte, herkesin kolay kolay hakkını veremediği kuzu incik yahnisi sahneye çıkıyor. Trakya’dan gelme kuzularla yapılmış incik yahnisi, yanında kuru hurma, mürdüm eriği, İzmir karası ve keşkek ile servis ediliyor. Damağınızda buğdaydan yapılma risotto tadı bırakan keşkek, incikle beraber otantik bir ikili olmuş.

 

Yemekler son derece geleneksel olsalar da, katıp katıştırılan ufak yorumlar ve Tapasuma’nın atmosferiyle birleşince, sanki Avrupa’da bir Türk restoranındaymışsınız gibi hissedebilirsiniz. Ta ki başınızı çevirip boğazın sağlam manzarasını görene kadar…