Toro Steak House

Anadolu yakası sahilindeki Boğaz manzaralı balıkçılara gitmek vazgeçemediğimiz bir alışkınlık. “Boğaz’da yemek” dendiğinde de akla ilk önce balık gelmesinden daha doğal ne olabilir? Ancak Çengelköy’de beş ay önce açılan Toro Steak House, Boğaz-balık ezberini bozacağa benziyor. Del Mare restoranın alt katında açılan Toro, deniz kıyısında değil adeta Boğaz’ın içinde. Mekânın bulunduğu Osmanlı döneminde fil ambarı olarak kullanılan tarihi bina deniz tarafına açılan demir kanatlı kapısı ve taş duvarlarıyla bugüne kadar ihtişamını korumayı başarmış. Toro’nun yumuşak renklerin kullanıldığı ahşap ağırlıklı iç dekorasyonu size New York’taki gedikli steak restoranlarını anımsatabilir. Ama Toro’nun terasındaki Boğaz manzarası nerede olduğunuzu asla unutturmayacak kadar çarpıcı.

Toro’nun ortağı, işletmecisi, şefi ve fikir babası Mahir Çelik 21 yıldır yeme-içme sektöründe. Daha önce Doğuş Grubu’na ait mekânlarda çalışan Çelik, Boğaz’da iyi et restoranı eksikliğini hep hissetmiş. Sonunda Del Mare restoranıyla anlaşarak Toro’yu hayata geçirmiş.
 

Menüde dana bonfile, lokum, steak çeşitleri, köfte ve sucuklar var. Başlangıçlardan karabiber, limon ve kavun topçuklarıyla sunulan dana carpaccio dilimleri o kadar ince ve yumuşak ki çatalın ucundan kayıyor. Ilık enginarla servis edilen kiraz domatesli, peynirli salata da mutlaka denenmeli. 

Ana yemeklerden lokum, dana etinin en yumuşak hali olmalı. (Söylemeden geçemeyeceğiz: Neredeyse her steak house’un menüsünde bu isimle servis ediliyor. İsim babasının kim olduğu ise et savaşlarında hâlâ tartışma konusu. Kimilerince Günaydın’ın kurucu ortağı Cüneyt Asan, kimilerine göre ise Günaydın’da yetiştikten sonra kendi mekânını açan Nusret.) Küçük parçalar halinde ahşap büyük bir tablanın üzerinde gelen lokuma kızarmış patates ve mantarlı ıspanak da eşlik ediyor. “Etimi kanlı canlı isterim.” diyenlerdenseniz New York Steak’i öneririz. Hem gözünüzü hem de karnınızı iki günlüğüne pekâlâ doyurabilir. Kuzu kafes, özel kobe, Toscana, lokum burger gibi seçenekler de aklımızda kalanlar arasında.
 

Servis personelinin et konusunda bilgili ve yardımcı olduğu da gözümüzden kaçmadı. Şef Mahir Çelik de sıklıkla salona gelerek müşterileriyle ilgileniyor. Toro’nun müşteri profilinde yabancı misafirler, büyük şirketlerin üst düzey yöneticileri, iş toplantıları için gelenler ve et düşkünleri bulunuyor.
 

Toro’nun bir başka özelliği de kasap hizmeti veriyor olması. Özel dry age dolaplarında dinlendirilen kuzu kafes, şaşlık, kuzu lokum, Dallas, New York, Toscana gibi etlerin yanı sıra özel üretim sucukları ve şarküteri ürünlerini satın almak mümkün. Deniz kıyısında olması nedeniyle teknelerin yanaşıp Toro’dan et satın aldıklarını da öğrendik. Toro’nun Anadolu yakasında olması Avrupa yakası bağımlılarını tedirgin etmesin. Mekânın Kuruçeşme’den tekne hizmeti de var. Steak fiyatlarının 50 ile 65 TL arasında değiştiği Toro ucuz sayılmaz ama masadan aç kalkmayacağınızı garanti ederiz.