Walkin 29

Florya’daki yepyeni Aqua Alışveriş Merkezi’nin giriş katında Kasım başında açılan bu brasserie-cafe, Ulus 29 ve Beymen Brasserie’nin sahibi Metin Fadıllıoğlu ile Mine Türkantos ve Salih Karadağ’ın ortak girişimi. İki mekândaki lezzetlerden seçmece, dünya mutfağına Türk yorumlar getiren bir menü sunuyor. Mekânın iç tasarımı, Metin Bey’in eşi Zeynep Fadıllıoğlu’na ait; siyahlar, griler ve mor kadifeler oldukça sade ve şık bir sunumla, gözü yormayacak bir şekilde kombine edilmiş. Dış balkondaki oturma bölümünün ise yazın oldukça popüler olacağına kalıbımızı basarız.
 

Öğle yemeğimize mangolu tatlı-acı sosla sunulan Uzakdoğu lezzeti karides gyoza (24 TL) ile başlıyoruz. Yufkası olması gerekenden biraz daha sert olsa da sos gayet başarılı. Daha da başarılı bir başlangıç için tavsiyemiz seçiminizi mozzarella ve domatesli bruschetta’dan (22 TL) yana kullanmanız. Ulus 29 ve Beymen Brasserie’de olduğu gibi Walkin 29 da malzemelerin en iyisini ithal etmek konusunda iddialı, zira kepek ekmek üzerinde sunulan bol domatesli, az yağlı bruschetta’daki mozzarellanın tadı buna gayet güzel bir örnek.

Biraz daha doyurucu bir başlangıç için dana kıyma, Meksika fasulyesi, cheddar peyniri ve jalapeño içeren, guacamole, sour cream ve salsa ile sunulan taco’yu denemelisiniz. Bu leziz tabak Meksika restoranlarına taş çıkaracak nitelikte, orijinaline bayağı yakın.

 

Doyurucu bir öğle yemeği için mantarlı ve sucuklu pizza (30 TL) iyi bir tercih olabilir. İncecik hamuru kesmekte biraz zorlansak da içi yumuşacık ve tadı mükemmel; çoğu mekânda sunulduğu gibi önünüze kupkuru bir sucuk gelmemesi takdire şayan. Elbette bunda Walkin 29’un Ulus’ta olduğu gibi etini kendi imal ediyor olması büyük bir rol oynuyor. Aynı şekilde Café de Paris soslu bonfile (46 TL) ve Walkin 29 üretimi ekmekle sunulan cheeseburger (32 TL) de leziz. Yanında trüf yağında kızarmış patatesleri denemeyi sakın unutmayın; tek kelimeyle mükemmeller. Balıkseverler ise kuşkonmaz ve roka ile sunulan taptaze, buharda pişmiş somonu (40 TL) es geçmemeli.

Walkin 29’un imrendirici barında yaratılan kokteyller de bir hayli göz alıcı. Biz yemek üstüne votka, Satsuma, portakal likörü ve limonla yapılan Sundose’u (29 TL) deniyoruz. Öğle saati için biraz kuvvetli bir içki olsa da burada yapılacak bir hafta sonu brunch’ında portakal suyu niyetine içmek için ideal. Daha hafif bir içki tercih edenler votka, yeşil elma, zencefil, lime ve nane ile yapılan Fantasy Zest’i deneyebilir.
 

Yemeğimize tatlı bir son getirmek istiyor ve profiterol (18 TL) söylüyoruz. Kocaman toplar halinde gelen bu popüler tatlı Walkin 29’da krema yerine leziz dondurmayla doldurulmuş. Hamuru biraz zor kesilse de üzerine dökülen Valrhona çikolatası sayesinde gözümüze girmeyi başarıyor. Ancak çikolata krizi tutmamış olanlar için mekânın en iddialı tatlısı kesinlikle orman meyveli milföy (17 TL). Doyumsuz tattaki meyveler, krema ve biraz da toz şeker eşliğinde yemeğe mükemmel bir son getiriyor.