[image]
[title]Pockemon Crew nasıl kuruldu?
Her şey 1996 ve 1997’de dansçıların serbest ve sınırsız olan tek yerde, yani sokakta, prova yaptığı zaman başladı. Daha sonra, hareketlerimizi ve tekniklerimizi geliştirmek için, Lyon Opera binasının pürüzsüz avlusunu seçtik. Etkileşimler, karşılaşmalar ve düşünceler sonucu bazı dansçılar ve grup arasında bağlantılar kurduk. Bunun neticesinde 1999’da Pockemon Crew kendiliğinden kurulmuş oldu. Bu sırada Grenoble’daki ilk battle’ımızı (karşılaşma) kazandık. Yıllar ilerledikçe zaferlerimiz devam etti. Günümüzde hâlâ battle’larda en çok ödül alan grubuz. Ekim 2007’de KB Boys Şampiyonası’nı (Kore) kazandığımızda, Pockemon Crew olarak zirvedeki yerimizi aldık.
Grubun ismine nasıl karar verdiniz?
Bizi sembolize eden şey, birlikte dans etmenin eğlencesi ve neşesiydi. Japon mangası ‘Pokémon’ o dönemde tüm gençler arasında gündemdeydi. Biz de bu ismi seçmeyi eğlenceli bulduk.
Pockemon Crew dansçıları nasıl seçiliyor?
Yeteneklerine ve kapasitelerine, aynı zamanda özelliklerine, titizliklerine ve profesyonelliklerine göre seçiliyor. Sadece dans etmeyi bilmeleri yeterli değil, bir takımla ve bunun getirdikleriyle bütünleşebilmeleri gerek. İşe aldığımız dansçıların hepsi hip-hop dünyasından geliyor. Bazılarının sahne veya battle deneyimi oluyor, bazen deneyimsiz ancak yetenekli adayları da işe alıyoruz. Bu çeşitlilik grubumuzu uluslararası alanda yükseltip başarıya ulaştırıyor.
Sinemayı hip-hop ile buluşturmak ilginç bir fikir. Nasıl ortaya çıktı?
Bu proje için, bizi büyüleyen iki dünyayı keşfetmeye karar verdik: Sinema ve hip-hop. 30 ve 40’lı yılların sinemasını keşfederken, bazı müzikal komedilerde hip-hop dansının belli hareketlerinin enerjisini ve özgünlüğünü bulduk. Üstelik bu performans, Lyon kökenli grubumuzun şehrine bir gönderdiği bir selam olarak da görülebilir. Lyon 19. yüzyılda Lumière Kardeşler’in sinemayı icat ettiği şehir. ‘3-2-1… Kayıt!’ siyah beyaz sinemadan ilham alıp bunu renkli bir dans ile süsleyen bir proje.
‘3-2-1… Kayıt!’ta izleyiciyi neler bekliyor?
Dönemin film stüdyolarının dekor ve kostümlerinden esinlenerek dansçılar, bazen hızlı bazen yavaş müzik ritimleriyle, yedinci sanatın filmleri ve müzikal komedilerinde bulunan hareketlerin birleştirici enerjisini size aktaracak. Sanatımıza uygun müzik ve ışık oyunlarıyla gerçekleşen ritmik görseller, sinemaya ve modernliğe bir çeşit gönderme niteliğinde. Bu yeni proje, New York’ta 1940’larda gerçekleşen hip-hop hareketinin kökenlerini anımsatıyor. Breakdance alanında iki Fransa, bir Avrupa ve üç de dünya şampiyonluğunuz var. Kondisyonunuzu kaybetmemek için neler yapıyorsunuz? Turnede değilsek, formumuzu korumak ve yaklaşan gösterilere hazırlanmak için antrenman ve prova yapıyoruz. Daha da önemlisi dinleniyoruz. Performans veya antrenman sırasında kolayca yaralanma olabilir. Bu yüzden dansçılarımızaın kendilerini korumaları, sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri ve bol miktarda su içmeleri için ısrar ediyoruz. Formlarının sırrı da bu.
25 Nisan, İş Sanat, 20.30, 20-100 TL