Türkiye’nin ilk kadın illüstratörlerinden Sabiha Rüştü Bozcalı’yı, SALT Galata’da kendisine adanan sergi öncesinde daha yakından tanımaya ve natürmorttan illüstrasyona uzanan yolculuğuna dahil olmaya var mısınız?
Aileden sanatçı
Sabiha Rüştü’nün sanat heyecanı henüz beş yaşındayken annesinin oyuncak yerine kendisine boya kutuları ve renkli kalemler vermesiyle başlıyor. Sergide sanatçının reprodüksiyonunu gerçekleştirdiği Raffaello Sanzio’nun ‘Transfiguration’ isimli yağlı boya çalışmasının devamında iki kolajla karşılaşıyorsunuz. Bambaşka bir teknikle karşımıza çıkan bu çalışmaların Sabiha Rüştü’ye değil, annesi Handan Hanım’a ait olması genetik mirasa olan inancımızı artıyor. Handan Hanım’ın posta pullarını özenle kesip oluşturduğu yelkenliyi dingin denizin ortasında bırakıp sergiye devam ediyoruz…
Çevresi geniş
Sanatkâr Handan Hanım ile Amiral Rüştü Paşa’nın ikinci çocuğu olarak dünyaya gelir Sabiha Rüştü. Berlin, Münih, Paris ve Roma’da resim atölyelerinde çalışır. Eğitim aldığı atölyelerin ustaları ise dudak uçuklatan cinstendir; Karl Caspar, Paul Signac, Giorgio de Chirico... Sergide yer alan mektuplardan bazıları neo-empresyonist Paul Signac’a ait. Üzerinde karalamaların, portre çizimlerinin bulunduğu mektuplar sanat eseri niteliğinde; “Signac, yılbaşlarında sulu boyalarını serer, eşine dostuna hediye ederdi. Bir keresinde bana ‘Sabiha, ötekiler gelmeden öncelik senin, beğen beğendiğini al!’ dedi. Kendi kendime, haydi büyüğüne kaçmayayım da küçük bir resim alayım dedim ve ufacık bir suluboya seçtim. Hemen karısına döndü ‘Kâfir kız, en güzelini seçti.’ dedi, keyiflendiği için bir başka resim daha hediye etti. Bunları hâlâ saklıyorum.”
Retler onu durduramaz
Sadece tuval üzerine yaptığı çalışmalarla anılan bir isim değil Sabiha Rüştü. Yağlı boya işlerinin yanı sıra, gazete ressamlığı yaptığı ve kitap resimlediği de olmuş. Yurt dışında geçirdiği yıllardan sonra İstanbul’a dönen Sabiha Rüştü, sanatçıların Anadolu şehirlerini resmetmekle görevlendirildiği ‘Yurt Gezileri’nde yer almış. Manzara ve natürmort çalışmalarının ardından TEKEL gibi kurumlar için yaptığı çizimlerle, görsel anlatım diline reklam ve yayıncılık alanlarını da katmayı başarmış. Bozcalı’nın Milliyet’e girmesi ise başta, tarihçi ve yazar Reşad Ekrem Koçu tarafından “Ben bir kadınla çalışmam,” gerekçesiyle istenmemiş. Peyami Safa’nın, Koçu’ya memnun kalacağı garantisini vermesi üzerine Bozcalı baş ressam olarak gazetede çalışmaya başlamış.
Sergiden tüyolar
Resme olduğu kadar müziğe de yatkın olan Bozcalı için yeniden düzenlenmiş tangonun eşliğinde gezdiğimiz sergide, tanıdık isimlerle de karşılaşıyoruz.Güler yüzüyle Adnan Menderes, Bozcalı’nın kuzeni Demokrat Parti milletvekili Nazlı Tlabar ve Galatasaray’ın Aslanlar olarak anılmasında payı olan Nihat Bekdik’in portreleri de sergide yerini alıyor.