Katmandu

A, B, C’siyle Katmandu

Nepal başkenti Katmandu, coğrafyasından tapınaklarına, lüks sığınaklardan hippi ruhlarla Nepallilerin yollarının kesiştiği arka sokaklara dünyanın en yoğun keşif deneyimlerini yaşatıyor.

Yazan:
Time Out Istanbul editors
Reklâm

HSBC Premier müşterileri, 16-25 Aralık 2016 arasındaki Hindistan & Nepal Turu 2 (Kathmandu-Jaipur-Agra-Varanasi-Delhi) gezilerinden oluşan tur programlarında Setur merkez ofislerinden yapılacak rezervasyonlarda kişi başı %7 indirim fırsatına sahip oluyor. Ayrıntılı bilgi için HSBC Premier Telefon Bankacılığı 0850 211 0 112'yi arayabilirsiniz.

Adını bulunduğu vadiden alan başkent Katmandu, aynı zamanda Nepal’in en büyük kenti. 50’lerin ortasından beri gezginlerin vazgeçilmez rotası olan bu renkli şehir, film setinden farksız bir atmosfere sahip. Bölgenin turizm üssü haline gelen şehir, her bütçeden gezgini kucaklayan seçeneklere sahip.

Çin’le Hindistan arasında Asya’nın güneyinde kalan Nepal, Everest tepesiyle dünyanın en yüksek noktasının da sahibi. Kuzeyinde Himalayalar olan ülkenin güneyi ormanlık Terrai bölgesiyle çevrili. Doğa sporu meraklıları için farklı seçenekleriyle dünyanın en ilgi çekici bölgesi olan Nepal, bu konuda sattığı kaliteli ve ucuz kamp malzeme ve giysileriyle niyeti sonradan bozanlara da her tür alternatifi sunuyor. Biz bu doğal kaçamakları bir kenara bırakıyor, zengin kültür örgüsüyle başkent Katmandu’nun neler vadettiğine bakıyoruz.

Şehrin göbeği
Burası Hinduizm ve Budizm ekseninde gerçek bir tapınak cenneti. Zaten şehrin adı da Durbar Meydanı’nda yükselen Kasthamandap Tapınağı’ndan geliyor. Sanskritçe ahşap anlamına gelen ‘kastha’ ve üzeri kapalı barınak anlamına gelen ‘mandap’ kelimelerinin buluşmasıyla adını alan tapınak, 1596’da Kral Laxmi Narsingh Malla tarafından inşa ettirilmiş. Şehre adını veren bu naif iki katlı yapı tamamen ahşaptan yapılmış. Öyle ki yapımında herhangi bir çelik ya da tek bir metal çivi türü destekleyici de kullanılmamış. Hatta efsaneye göre bu ‘pagoda’ yani Budist tapınağının tümü tek bir ağaçtan yapılmış. 

Şehre adını veren bu naif yapı tabii ki tek  önemli durak değil. Katmandu’ya gelen Hindu ve Budist hacılar Pashupatinath, Swayambhunath, Boudhanath, Budhanilkantha ve Lumbini gibi dini yerleri kesinlikle ziyaret ediyor.

Şehre gidenlerin en çok adını duyduğu mahallelerden biri olan Thamel, Katmandu’nun başlıca ‘gezgin gettosu’ desek abartmış olmayız. Burası misafirhaneler, hosteller, restoranlar, dükkânlar, kitapçılarla Nepal’in kendini Batı’ya en direkt açtığı yer. Bir yanı tanıdık olsa da alabildiğine özgün. Nüfusu da popülaritesi de artan bir başka mahalleyse Jhamel. ‘Freak Street’ diye de bilinen Jhochhen Tol ise 60 ve 70’lerdeki hippilerden beri gezginlerin en sık uğradığı nokta. Hâlâ da Thamel’in tek gerçek rakibi denebilir; yine de ticari zenginliğini Thamel’e kaptırmış durumda. Katmandu’ya giden herkesin yolunun illa ki düştüğü bir başka noktaysa meşhur pazar yeri ve tören meydanı olan Asan. Burası ayrıca Tibet’e giden eski ticari yol üzerinde geleneksel unsurlar taşıyan bir nokta olmasıyla da önemli. Katmandu ziyaretçilerine kalabalık bir tapınak listesi sunarken mimarisinden maneviyatına ve konumuna öne çıkanlara bakıyoruz.

Tapınaklar arası şehir turu
İlki durağımız, hacıların da illaki gittiği duraklar arasında adı geçen Budist hac duraklarından Swayambhunath. Buraya kısaca Swayambhu ya da Maymun Tapınağı anlamına gelen Monkey Temple da deniyor. Bir tepeden şehre bakan ve geniş bir alana yayılan tapınak ya da şehirde adını sık sık duyacağınız haliyle ‘stupa’, ülkenin en kutsal Budizm noktalarından biri. 350 basamakla tepeye çıkıyorsunuz. Şehre böyle bir noktadan bakmak ve tapınağın her tarafına yayılmış antik oyma işler harici etrafınızdaki maymunlarla özgün bir hal alıyor burası. Tepeye varmak için Thamel’den 30 dakikalık bir yürüyüş yapmanız kâfi olsa da her zamanki gibi iyi bir harita edinin. Keza yolda kafa karıştıran kavşaklar mevcut.

Şehrin en büyük stupa’larından Boudha Stupa ise Tibetli Budistlerin merkezi. Dua bayrakları, dua çarkları ve etrafında sürüp giden yaşamla açık hava müzesinden öte bir deneyim vadediyor. Burası tüm dünyadaki en büyük tapınak olarak Dünya Mirasları arasına girmiş durumda. Eski bir kraliyet sarayından müzeye çevrilen Narayanhiti Saray Müzesi; geniş odaları, yüksek ağaçlardan sarkan dev meyve yarasaları ve altı metrelik bambularıyla özellikle gün batımında hoş bir seyirlik vadediyor. Şiva’ya adanmış önemli bir Hindu tapınağı olan Pashupatinath; maymunları, kremasyon yani ölü yakma yerleri, inziva ve meditasyon mağaralarıyla gündüz erken saatlerde ya da gün batarken ziyaret etmesi keyif veren bir yer. Bu arada ana tapınağa yabancıların girmesi yasak.

Biraz da yeşillik ve dinlenme diyenlere önerimiz Garden of Dreams yani Rüya Bahçeleri diye tercüme edebileceğimizKaiser Mahal.Thamel’e epey yakın bu huzurlu bahçe, Avusturya hükümetinin de ortaklığıyla harika bir şekilde renove edilmiş. Barı, kafeleri, tertemiz ortamıyla mistik ama steril bir atmosfer vadediyor.

Sıradışı bir deneyim için Budda Neelkanth Tağınağı’nı  da es geçmeyin. Suyla çevrili bir alanda Bhagwan Vishnu’nın çiçekler ve renkli kumaşlar arasındaki uyur haldeki figürüyle bezeli görsel ve ruhani bir şölene hazır olun.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm