Kapadokya

Kapadokya’da şenlik var

Müzik, gastronomi, çağdaş sanat, doğa yürüyüşleri, yoga ve meditasyonu bir sepete dolduran Cappadox Festivali, bu yıl ikinci yaşına giriyor. Festivalin ve Kapadokya’nın tadını çıkarmak isteyenlere ipuçları, alttaki satırlarda.

Yazan:
Time Out Istanbul editors
Reklâm

Yıllar önce çok acayip bir festivale gitmiştim. 90’ların ilk yarısıydı. Uluslararası Assos Gösteri Sanatları Festivali için Kuzey Ege’nin en güzel köylerinden Behramkale ile yanı başındaki Assos antik kentinin dağı taşı, adeta açık bir sahneye dönüştürülmüştü. Athena Tapınağı’nın sütunları üzerinde Ay tanrıçası Selena rahibeleri gibi dans eden performans sanatçıları, köylülerden kurulu tragedya koroları, dere yatakları boyunca gece elde fenerler ile yüründükten sonra karşılaşılan sürpriz ışık gösterileri, geceleri kumsalda kendi müzik performanslarını yaratan hayli renkli ve meraklı bir izleyici kalabalığı... Doğa ile aradaki kalın perdeyi kaldıran bu sıra dışı festival, tam da fikir babası Hüseyin Katırcıoğlu’nun Kasımpaşa Un Fabrikası’nda İstanbul’a da benzer ruhta bir etkinlik alanı kazandıracağı sırada vefat etmesiyle rafa kalkmıştı ne yazık ki. Aynı kafaya bir daha Türkiye’de rastlamak mümkün olmadı. Ta ki geçen baharda Kapadokya’nın muhteşem coğrafyasına iniş yapan Cappadox’a kadar.   

90’larda performans ve gösteri sanatları revaçtaydı. 2010’larda ise müzik, gastronomi, çağdaş sanat, doğaya dönüş ve iyi yaşam arayışı hız kazandı. ‘Gelin Bahçemizi Ekelim’ mottosu ile gerçekleşen Cappadox’ta bunların hepsinden bolca var. Kimileri bu buluşmayı, ABD’nin Nevada çöllerinde düzenlenen uçuk kaçık Burning Man festivaline benzetse de Cappadox’un ayakları daha fazla yere basıyor; iki festival arasındaki benzerlik, işin özgür ruhu ve Mars yüzeyini andıran Kapadokya mekânlarıyla sınırlı kalıyor. Yoksa Cappadox’ta nüdizm ve katılımcıların kendi çılgın sanat eserlerini yaratması mefhumu yok. Peki ne mi var?        

En başta bolca iyi müzik. Kapadokya’da bir festival düzenleme hayallerini ilk kuran, şehrin müzik hayatına katkısı tartışılmaz olan Babylon ve Pozitif’in kurucularından Mehmet Uluğ idi. Cappadox ilk kez Uluğ’un vefatından sonra gerçekleşse de onun müzik konusundaki vizyonu festivale yansıyor. Uluğ kardeşler ve Cem Yegül’ün Sun Ra’yı İstiklal Caddesi’ne davet ettikleri 1990 tarihli o meşhur konseri hatırlarsınız. Sun Ra’nın yarattığı efsaneyi devam ettiren The Sun Ra Arkestra, Cappadox’un da bu yılki programında en çok dikkat çeken isimlerden biri. Kuzey Afrika ve Akdeniz ritimlerini elektronik ve funk ile sarmalayan Dhafer Youssef Quartet, ‘kendi bahçemizden yetişme’ mahsullerden Gevende ve Karsu ile Diyarbakır Klasik Türk Musikisi Korosu’nun ilk ve tek Ermeni sanatçısı Udi Yervant da programda karşımıza çıkan isimlerden bazıları.

Sıra dışı mekânların ve atmosferin de müziğe katkısı büyük. Perili Ozanlar Vadisi, Uçhisar Kalesi, Argos in Cappadocia oteli bünyesinde taş kemerlerle süslü harika bir konser alanı olan Bezirhane, gündoğumu ve dolunay gecesi konserlerine sahne olan Kızıl Vadi’ye kurulan sahneler ıssız mekânları müzikle doldurup taşırıyor.  

2013 İstanbul Bienali küratörü Fulya Erdemci yönetimindeki Cappadox Çağdaş Sanat Programı ise bağcılık ve arıcılık yapılan küçük aile çiftliklerinin ve tarihi bir kilisenin bulunduğu Kızılçukur ile Uçhisar Meydanı’na yayılan sanatsal müdahaleler ve yerleştirmeler ile turizmin tarım toplumu üzerindeki etkilerine odaklanıyor. Gomeda Vadisi’nde bölge sakini kadınların yerel şifalı bitkileri tanıtıp aile reçetelerini paylaştığı flora yürüyüşleri; Avanos ve Göreme vadilerinde bisiklet turları; vadilerde doğa yürüyüşleri ve piknikler; Uçhisar Çiftlik Evi ile Kistar Oteli’nde yoga, çigong ve meditasyon seansları; Museum Hotel bünyesindeki Maara Konak’ta Maksut Aşkar, Şemsa Denizsel ve Avustralyalı şef Sebbie Kenyon’ın çağdaş yorumlarıyla mevsimlik lezzetlerin sunulduğu Şeflerin Masası ise paketteki diğer sürprizler. Kısacası, daha önce defalarca gitmiş olsanız bile Kapadokya’yı hiç böyle görmediniz!    

Cappadox, 19-22 Mayıs. cappadox.com. Konserler

25-50 TL arasında. Ücretsiz konserler ve
200 TL’lik sürpriz içerikli bir Dolunay Gecesi de var. Farklı disiplinlerden etkinliklerin yer aldığı Kaşif ve Gezgin Paketleri ise sırasıyla 550 TL

ve 950 TL.

KAPADOKYA’YA GİTMİŞKEN

KALIN

The House Hotel Cappadocia Kapadokya’nın en yenisi, aynı zamanda uluslararası Design Hotels’in de üyesi. Ortahisar’da bir dizi mağara ve taş evden dönüştürülen 29 odalı otel, aşırı otantizme kapılmadan döşenmiş sade iç mekânları, spası, Ortahisar Kalesi ve Erciyes Dağı manzaralı panoramik terası, düğün organizasyonlarına açılan bir yeraltı şapeli ile dikkat çekiyor. Kapadokya’da fine dining’in temsilcisi Muti, bu sezon otel bünyesinde yerini aldı.

Ariana Lodge ise Kapadokya’nın volkanik kayaları üzerine hiç rahatsızlık vermeden kondurulmuş modern bir mimariyi, etkileyici süitler, zengin bir şarap kavı ve her sezon başka bir şefe teslim edilen Plum Restaurant ile buluşturuyor. Açıldıktan kısa bir süre sonra Small Luxury Hotels ve Kiwi Collection gibi küçük lüks otel zincirlerine dahil olmuş bir işletme.

www.thehousehotel.com, www.arianalodge.com

GÖRÜN

Kapadokya’nın sayısız volkanik vadisi içinde belki de en özeli Ihlara Vadisi. Ihlara köyünden başlayıp Selime köyüne kadar,
11 km’lik bir nehir yatağı boyunca, Arizonavari manzaralar arasından kıvrılarak akan bu kanyon, çok sayıda kaya yerleşimi ve kilisesi barındırıyor. 

YAPIN

Kapadokya’ya neden güzel atlar vadisi denildiği hakkında rivayetler birbiriyle yarışadursun, bölgedeki çok sayıda at çiftliği, ziyaretçilere günübirlikten bir haftaya uzanan programlar sunuyor. Akhal-Teke ve Cappadocia Horse Riding çiftlikleri, bu tip organizasyonları hakkıyla yapanlardan.

www.akhal-tekehorsecenter.com,

www.cappadociahorseriding.com

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm