1. Ferhat Zupcevic/GETTYIMAGES

Bıçak sırtı konuya tarafsız bakış

Paula Vogel’a 1998’de Pulitzer Ödülü kazandıran oyunu ‘How I Learned To Drive’, ‘Araba Kullanmayı Nasıl Öğrendim’ adıyla Oyun Atölyesi’nde sahneleniyor. Yönetmen Sami Berat Marçalı, oyuncu Berk Hakman ve Özlem Zeynep Dinsel’le oyunu konuştuk. Hande Sönmez

Reklâm

‘Araba Kullanmayı Nasıl Öğrendim’i yönetmen ve oyuncuları olarak sahneye koyma isteme sebepleriniz neydi?

Sami Berat Marçalı Metnin son 20-30 yılda yazılmış en iyi metin olduğunu düşünüyorum. Çok sağlam bir matematiği var. Bize bir hayat ve istismar hikayesini araba kullanma üzerinden, çarpıcı şekilde taraf tutmadan anlatmayı başarıyor. Bence gerçek feminizm böyle bir şey.

Özlem Zeynep Dinsel Ülkemizde de büyük bir sorun olan bir konuya el atması metnin en dikkat çeken tarafı. Bir oyuncu olarak bu konuyu seyirciyle paylaşmak istedim; bir yandan da tabii ki bıçak sırtı bir konu. Kendi açınızdan ne kadar doğru ele aldığınızı düşünürseniz düşünün birileri yanlış anlayacaktır. Bir de oyuncu olarak oyunun beni kaşıyan tarafının zaman atlamaları olduğunu söylemem lazım.

Berk Hakman Uzun zamandır okuduğum en iyi oyunlardan biriydi. İnanılmaz bir dramaturjisi var. O kadar güzel yazılmış ki… Yunan Korosu’nun klasik olmayan biçimde kullanışı vs. Boşuna Pulitzer Ödülü almamış. Yazarın tarafsız yazmış olması, karakterimin naifliğinin içinde rahatsız bir taraf olması beni cezbetti. Kötü bir yazar bir suçlu tayin edebilirdi. 

Oyunda aslında salt bir istismara değil bir aşka da işaret ediliyor. Sizce istismar hikayesinin romantizme kayma riski var mı oyunda?

Berk Bu hataya düşmemek adına son sahne var aslında; öncesinde enişte ile ilgili hiçbir zaman tam emin olunamazken son sahne her şeyi netleştiriyor.

Zeynep Bu arada kızın da babasızlıktan ve ailesinin tavrından dolayı enişteye bir ilgisi var. Yani metnin kendisinde de romantize edilmiş bir taraf var. Yani metnin kendisinde de romantize edilmiş bir taraf var aslında. İşin bıçak sırtı tarafı da burada. 

Oyunda Fındık’ın annesi, anneannesi ve büyükbabanın da bakış açısı son derece ataerkil ve Fındık’a bir anlamda istismar uyguluyorlar. Siz Fındık’ın başına gelenlerde ailenin rolünü nasıl görüyorsunuz?

Berk İstismar tam da ailede başlıyor. Kızın gelişim sürecinde ailenin yaptığı sohbetler, büyükbabanın tarzı hepsi son derece istismara yönelik.

Zeynep Kız evden kaçtığında teyze “Dik bu yaştaki kızlardan hoşlanır,” diyor; her şeyin farkında. Zaten aile böyle bir yapıya sahip olmasaydı, kol kanat geren bir aile olsaydı kızın enişteye karşı zaafı oluşmayacaktı. 

Dik’i karakter olarak nasıl tanımlarsınız?

Berk Her şeyden önce herkes gibi bir insan. Araba koleksiyonu olan, arabalardan anlayan, birine araba kullanmayı öğretmeyi ciddiye alan… Shakespeare okuyan, çok kibar ve naif bir adam. Kendini geliştirmiş, fotoğrafçılıkla uğraşıyor ve kendine has bir yalnızlığı var. Ama bir taraftan da böyle bir yanı var. 

Tam da “O hayatta yapmaz” diyeceğimiz bir karakter değil mi?

Berk Kesinlikle, tam da öyle.

Peki ya Fındık?

Zeynep Fındık’la ilk tanıştığımızda bir şeyleri halledememiş, bocalayan, 47 yaşındaki haliyle tanışıyoruz. O da hikayesini kendi bilinçaltına göre anlatıyor. İlk başta ne olduğunu anlayamamış bir kadın görürken, hikayesini açınca aile sevgisinden uzak kalmış, babasını hiç tanımamış, baba olarak sevdiği kişiyle farklı şeyler yaşamış, çocukluğunu yaşayamamış, çok derin yaraları olan bir kadınla karşılaşıyoruz. Kendine bir aile kuramamış, ağır dertleri olan ama bununla yaşamayı öğrenmiş. 

Bu soru Sami’ye; oyunda yer alan Yunan Korosu’nun rejideki işlevi nedir?

Sami Koro aslında halkın sesini ve toplumu temsil eder. O koro da Fındık’ın çevresindeki insanların Fındık’a yönelik baskılarını gösteriyor. Bunların hepsi cinsel istismar. Ailenin içindeki fütursuz konuşmalar, garsonların bahşiş için görmezden geldiği şeyler… Yunan Korosu yazarın oyundaki en büyük buluşu bence.   

Oyunun tonunu nasıl belirlediniz?

Sami Ben son sahneye kadar eğlendiğin, aşk mı var diye sorguladığın, ama sonda gerçekle yüz yüze kaldığın, midende bir yumruk oluşturan bir oyun yapmak istedim. Yani sona gelindiğinizde, oyun boyu sizi eğlendiren şeylerin komik olmadığını vurgulamak istedim.

15 Aralık, 16.00 / 16, 17 Aralık, 20.30, Oyun Atölyesi, 35-70 TL, www.oyunatolyesi.com

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm