Sürdürülebilirlik, Vahşi Batı ile buluşursa

İlk koleksiyonu ‘The Wild West’ ile Vahşi Batı temasını modern bir bakış açısıyla günümüze uyarlayan WAYT markası ve kurucusu İlayda Can’ı takdimimizdir.

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

WAYT markası nasıl ve ne zaman hayata geçirildi? Modaya olan ilginizin ardında nasıl bir öykü var? 

Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar bölümünde lisansımı tamamladım. Bu eğitimimi bir dönem New York’ta Baruch College’da bulunarak destekledim. Özellikle yurt dışında bulunduğum süreç, görsel sanatlara daha farklı bir gözle bakabilmemi ve moda dünyasının aslında bu çerçevede büyüdüğünü görmemi sağladı. Farklı bakış açıları edindiğim bu dönemde fark ettim ki eğitim hayatında her ne kadar özgün olunması öğütlense de kuralcı yapının getirdiği bazı zorunlulukların arasına sıkışıp kalıyoruz. Aynı kalıpları moda dünyasında da gözlemliyoruz. Tam da bu noktada motivasyonum, kuralcılığa eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşabileceğim gerçeği oldu. Bu esnada son sınıf öğrencisiydim ve mezuniyet projemi marka kimliği üzerine yapmıştım. Mezuniyetten sonra bir yanım hep modaya olan zaafımı beslemekle geçti. Bu projeden sonra marka yaratımına karşı ilgim oluştu. Bağımsız markaların yükselişinden cesaretlenerek Ocak 2020’de özgün ve alışılagelmiş çizgilerin dışına çıkan WAYT’ı kurdum. 

‘Who Are You Today?’ (bugün kimsin?) kelimelerinin baş harflerini bir araya getiren WAYT ismine nasıl karar verdiniz?

Aslında markamın ismi tamamen kişiliğimin yansıması. Oldukça değişken bir yapım var. Benim için her zaman çeşitlilik ön planda. İşte fikir tam da buradan çıktı. İnsanlar hep farklı karakterlere büründüğümü söyler. “Bugün kimsin bakalım?” sorusunu sıkça duyduğum için markama bu ismi verdim. WAYT’ın kuralcılığa eleştirel yaklaşımı yani ideolojisi de bu ismi destekledi. 

İlk koleksiyonunuz ‘The Wild West’ West’ isminden de anlaşılacağı üzere Vahşi Batı’dan ilham alıyor. Vahşi Batı sizi hangi yönleriyle etkiliyor? Vahşi Batı sevginiz tasarımlara nasıl yansıdı? 

Sanırım en çok vahşiliği ilgimi çekiyor. Kadın figürünün hem feminen hem maskulen olabildiği bir dönem. Calamity Jane ya da ‘Godless’ dizisinin Alice’i gibi güçlü kadın karakterler bana ilham veriyor. Kovboyların varlığından ciddi anlamda etkileniyorum. Kasaba yaşantısının ötesinde uçsuz bucaksız vadilerden atla geçebileceğim bir dönemde yaşama düşüncesi bana gerçekten çok özgürce geliyor. Ürünleri tasarlamaya başlamadan önce temayı kurgularken alışılagelmiş süetler, saçaklar, deriler ve perçin aksesuarlarla karşılaştım. Farklı olma çağrısı yaptığım WAYT’ın kimliğindeki Vahşi Batı’da bu görsellerden uzaklaşmak istedim. Bu temada deri ve süet yerine kürk kullanmak zaten yenilikçi bir bakış açısı oldu. Sıklıkla kullanılan saçaklara farklılık katmak istedim ve bu görüntüyü boncuklarla donatmaya karar verdim. Kemerlerde kullanılan perçinleri kürkün üzerine uyguladım. Klasik kovboy şapkalarını kullanmak yerine günümüzün bucket hat’lerini dönemi hatırlatan metal aksesuarlarla süsledim.

WAYT’ın tanıtımlarında markanın üç farklı jenerasyondan ilham aldığını belirtiyorsunuz. Bu ifadeden yola çıkarak vintage ve modern unsurları harmanlamak istediğinizi söyleyebilir miyiz?

Üç farklı jenerasyon tanımı aslında logo tasarımımın anlamını açıklarken ortaya çıktı. “Bugün kimsin?” sorusunu sorarken cevabın bir sürü karakterden oluşacağını biliyordum. Bu karakterleri farklı tarzları barındıran bir yelpaze olarak düşünebilirsiniz. İşte bu nedenle farklı karakterleri ve dönemleri ifade edebilmek için annemin, anneannemin ve benim yüz hatlarımızı kullanarak bir logo tasarladım. Bu da koleksiyonlarımın sezon değil tema bazlı olacağını vurgulamama yardımcı oldu. Aklınıza gelebilecek her türlü tarz, bu tema odaklı koleksiyonlarda karşınıza çıkabilir. Vahşi Batı koleksiyonunda kendi karakterinize ve tarzınıza göre bir parça bulmanız bu çeşitlilikle mümkün hale geliyor. WAYT bu şekilde kurgulanacak çeşitli temaları modernize ederek sunan bir marka. Bu unsurların harmanlanmasını aslında alıcılara bırakıyorum.

WAYT tasarımlarının başrolünde suni kürkler var. Suni kürk imajına yeni bir boyut katma fikri nasıl ortaya çıktı? 

Suni kürklerin popülerleşmeye başladığı dönemde farklı desen çalışmalarını kürklerde görünce bu tasarımlara hayran kalmıştım. Astragan, vizon, rönar gibi klasik kullanımların yanında bu eğlenceli kürkleri görmek beni çok heyecanlandırmıştı. Suni kürk kullanımındaki en büyük motivasyonlarımdan biri de suni kürklerin toplumu etik, tüm canlıların hayatına saygılı bir dünyaya adım atmaya teşvik etmesi oldu. Pek çok markanın da bu bilinçte olması sayesinde piyasada bir talep oluştu ve bu doğrultuda eco-kürk kumaşlar bile üretilmeye başladı. Ben de bu motivasyonla suni kürklere başka bir boyut kazandırdım. Umarım bu bilinç yani eco-kürk kavramı ülkemizde en kısa zamanda benimsenir.

WAYT tasarımlarının kimlerin, nasıl bir tarzı olanların ilgisini çekmesini hayal ettiniz? 

WAYT kadını şehrin yoğun akışını yaşayan, aktif, dinamik, cesur, maceracı, öz güvenli, yeniliklere açık, dikkat çekmeyi seven, deneysel, sosyal ve değişken yani her gün farklı bir karakterden beslenen biri. WAYT değişime açık kadınları çağırıyor ve farklı olmak isteyenleri teşvik ediyor.

Size ilham veren tasarımcılar kimler?

Bağımsız markalar her zaman ilgimi en çok çekenler oldu. Örneğin, İngiliz dış giyim markası Shrimps. Benim için en büyük haz yurt dışındaki büyümekte olan lokal markaları keşfetmek ve buralardan parçalar edinmek. Kendi markamı kurarken suni kürk markalarını araştırarak çalışmalara başlamıştım. Shrimps’i bu araştırma esnasında keşfettim. Karma materyal ve malzeme seçimleri, içimdeki arayışı ortaya çıkarmam için bana ilham verdi. Bu şekilde hayata geçirilen harmanlar sanatta da karşılık bulan karışık medya kullanımını vurguluyor. Bu tarz üretimleri değerli ve yaratıcı buluyorum. Bana ilham veren bir başka tasarımcı ise dünyada sürdürülebilirlik konusunda öncü olan Stella McCartney. Ondan daha büyük bir ilham kaynağı düşünemiyorum.

WAYT’ın tanıtımlarında sizi takip eden kitleyi deneysel olmaya çağırıyorsunuz. Sizce gülünç olmadan deneysel bir stile sahip olmanın sırrı nedir?

Bence deneysel bir stil bilgi, beceri ve cesaret içerir. Kendinden emin kadınların gülünç olmadan her türlü tarzı yansıtabileceğini düşünüyorum. 

‘The Wild West’ koleksiyonu ceketler, paltolar, çantalar, şapkalar ve atkılardan oluşuyor. Kış mevsiminde kullanılmaya uygun bu ürünler üzerinde çalışmaya nasıl karar verdiniz? İleride daha farklı türlerde ürünler tasarlayacak mısınız? 

Bu ürünler, kış sezonunun anahtar parçaları olduğu için özellikle başlangıç için odak noktam oldu. Birbirlerini tamamlayan ve birbirlerinin varyasyonları olan parçalarla koleksiyonu oluşturdum. Her ne kadar çıkış noktam suni kürk odaklı olsa da markamın kimliğiyle ve hayata bakış açımla paralel olarak yeni ürün grupları olacak. 

Yaz sezonu için bir koleksiyon tasarlayacak mısınız? WAYT’ın geleceğe dair ne gibi planları var?

Şu anda tamamen tek sezon üzerine çalışmalarımı sürdürüyorum. Markamı oluştururken butik üretimi doğru alıcıyla buluşturmayı hedeflediğim için slow fashion’ı destekler nitelikte bir planlamayla işe koyuldum. Tekstil, güncel şartlarda oldukça stresli ve hacimli, büyük oranda hızlı üretime odaklı bir sektör. WAYT ise gerçekten üretmeye değecek parçaların tasarlandığı ve her parça üzerinde detaylı şekilde zaman harcanan bir marka. Şimdilik sezon sayısını artırmaktansa, daha kısa vadede sürdürülebilir bir marka olmak için çalışmalar yapmayı tercih ediyorum. WAYT gibi yeni kurulmuş markaların üretim maliyetlerini göz ardı etmeden sürdürülebilirlik hedeflerini belirlemeleri gerekiyor. Ben de işe çevre dostu paketlemeler ile başladım. Markanın karton etiketlerini geri dönüştürülmüş kağıt malzeme ile üretmek için ilk adımı atmış olmak da beni oldukça mutlu ediyor. Bunun dışında ana malzemem olan kumaşlar hakkındaki gelişmeleri takip ediyorum. Eco-kürk kumaş kullanımına başlamak için yaptığım çalışmalar da devam ediyor.

wayt.studio, instagram.com/wayt.studio

 

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm