[image]
[title]Kuzguncuk tam anlamıyla şehir içinde zamanın yavaş aktığı bir kasaba. İstanbul’un kaosundan nasibini almayan ve nostalji kokan kişilikli sokaklarıyla, uzun yıllardır pek çok dizi için doğal bir set ortamı sunduğu hepimizin malumu. ‘Perihan Abla’ ve ‘Ekmek Teknesi’ gibi yerli televizyon tarihine damgasını vuran dizilerin birçoğu hep Kuzguncuk’ta çekildi. Elbette sadece yapımcıların gözbebeği değil Kuzguncuk. Emlak sektöründe de Kuzguncuk’a rağbet son beş yılda ciddi şekilde arttı. Eski bir balıkçı kasabası olan bu semtte denize yakınlık ve Boğaz manzarası, tahmin edersiniz ki konut fiyatlarını dalgalandıran en önemli etkenler. Apartman dairelerinden müstakil evlere ve yalılara farklı konut tipleriyle karşılaşacağınız bu tarihi semti cazip kılan özelliklerden biri eski kent dokusunu korumayı başarması. Sevimli kafe ve restoranlarını es geçmemeniz gereken Kuzguncuk’ta kahvaltı için Pita, ev ortamına sahip bir kafe arayanlara Betty Blue, balık diye tutturanlara Instagram dostu tasarımıyla Kuzguncuk Balıkçısı, tatlısız yapamayanlara İtalya’da eğitim alan şef İpek Bozkurt Tenti’nin Big Dessert’ı bizden tavsiye. Lafı uzatmayalım ve Kuzguncuk’u bilenlerden dinleyelim.
Şeyma Şehirli
Eva Gayrimenkul Değerleme, Lisanslı Değerleme Uzmanı
“Son dönemde gördüğü rağbet sebebiyle Kuzguncuk’taki fiyatlar arttı. Bu durum tarihi binaların yenilenme hızını da artırıyor. 1980’lerde başlayan televizyon dizileri ve 2000’lerin başında daha çok izleyiciye ulaşan, İstanbul’daki mahalle hayatını anlatan dizilerin burada çekilmesi Kuzguncuk’u popülerleştirdi ve semti bir çekim noktası haline getirdi. Rağbet nedeniyle Kuzguncuk’taki konut fiyatları daha da artacak.
Kuzguncuk’u daha çok iş hayatına yeni atılan beyaz yakalılar ve sanatçılar tercih ediyor. Mimari güzelliği ve artan sosyal yaşam olanakları semti çekici kılıyor. Ulaşım kolaylığı, mahalle ortamı ve güvenlik de Kuzguncuk’un avantajları arasında. Dezavantajları ise ulaşımda raylı sisteme sahip olmaması, yapıların eskiliği nedeniyle duyulan yenilenme ihtiyacı ve park sorunu.”
Pınar Ünen
Tekstil mühendisi, üç ay önce Kuzguncuk’a taşındı.
“12 sene Cihangir’de yaşadım. Evimi ve Cihangir’i çok sevdiğim halde, kira konusunda ev sahibim ile anlaşamayınca taşındım. Kuzguncuk’ta kiralık ev bulmak kolay değil. Tesadüfen kızımın oturduğu binanın karşısında, 1+1’den biraz daha geniş bir teras katı buldum. Yatak odamda yattığım yerden Boğaz’ı görebiliyorum. Kirası 2.200 TL.
Kuzguncuk’tan toplu taşıma ile Avrupa yakasına geçiş çok kolay. Taşındıktan sonra minibüsle Üsküdar’a gidip, oradan vapurla Kabataş ve tramvayla Tophane üzerinden yarım saatte Cihangir’e ulaşmak çok hoşuma gitmişti. Birinci köprüye yakın olduğu için arabayla karşıya geçmek de büyümüyor insanın gözünde.
Burada mahalle havası gerçekten hissediliyor, yazın insanların çoğu dışarıda yaşıyor. Akşamları iş dönüşü her zaman sohbet edilecek bir komşu ile karşılaşılıyor.
Birbirine yakın kilise, camii ve sinagogun bulunduğu bir mahalle burası. Kilise çanı eşliğinde, buralardan göç eden eski sakinleri düşünmek insanı hüzünlendiriyor. Sonradan gelenler Kuzguncuk’u güzel sahiplenmiş ama değişimin kontrol edilemez bir şekilde ilerleyebilecek olmasının tedirginliği de hissediliyor.”
Refika Birgül
Refika’nın Mutfağı kurucusu, yemek kitabı ve gazete yazarı, TV programcısı. Kuzguncuk’ta yaşıyor ve buradaki Simotas Binası’nda çalışıyor.
“Kuzguncuk’ta canım sıkılınca sahilde ve eski sokak aralarında yürürüm. Mahalle esnaflarına bayılırım, bu kültürün halen burada olması Kuzguncuk’un en sevdiğim özelliği. Kuzguncuk’taki çok kültürlülük izlerini ve mahalle dokusunu başka yerde göremezsiniz ve bu da burayı özel bir nokta haline getiriyor. İşe giderken insanlarla selamlaşmak, hal hatır sormak hoşuma gidiyor.
Kuzguncuk dendiğinde aklıma ilk olarak bostan, çok kültürlülük, samimiyet, mahalle ve tabii ki atölyemin olduğu bina Simotas geliyor. Kuzguncuk, hayatımda değişim kararını almamla beraber yolumun kesiştiği, içinde huzur bulduğum, kültürler arası, insanlar arası hoşgörünün olduğu, çok sevdiğim nadir Boğaziçi muhitlerinden.”