Bir Yeşilçam masalı

Oyuncu Selen Uçer, kendisine İstanbul Film Festivali ve Altın Portakal’da En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini kazandıran ‘Aşk, Büyü vs.’yi anlatıyor.

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

Ümit Ünal’ın yazdığı ve yönettiği ‘Aşk, Büyü vs.’ aşina olduğumuz bir öyküyü anlatıyor: Bir tarafın zengin, bir tarafın fakir olduğu imkansız bir aşk ve yıllar sonra buluşan bir çift… Kariyerine Yeşilçam’ın son parlak günlerinde ‘Teyzem’ ve ‘Hayallerim, Aşkım ve Sen’ gibi filmleri yazarak başlayan Ümit Ünal, melodram kültürümüzden beslenen bir esere imza atmış. Ancak bu film, aşık çifti ayıran hayat koşullarına odaklanmıyor ve yıllar sonra bu iki kadının buluşmasıyla hikayeyi ele alıyor. Fransalarda okumuş Eren (Ece Dizdar) ve çocukluğunun geçtiği Büyükada’da kalan Reyhan’ın (Selen Uçer) hesaplaşmasını izliyoruz. Festival gösterimlerinin ardından pandemi nedeniyle sinema salonlarını es geçen ve artık çevrimiçi film platformu MUBI’de kendine yuva bulan ‘Aşk, Büyü vs.’yi, Uçer’den dinliyoruz.

'Aşk, Büyü Vs.' Ümit Ünal, 2019

‘Aşk, Büyü vs.’ öyküsünü diyaloglar üzerinden anlatan bir film. İzlerken bir tiyatro oyunu seyrediyormuşuz gibi hissediyoruz. Peki sizin için bir tiyatro oyunundan ne kadar farklı bir oyunculuk deneyimiydi?

Bana hiç tiyatro oyununu hatırlatmadı. Zaten mekan Büyükada, doğa; senaryoyu okurken bile görsel imajları çok yüksekti benim için. Reyhan rolüne çalışmak için altı ay gibi bir sürem vardı. Bu açıdan Türkiye şartlarında şanslıydık. Oyuncu malzemesine biraz daha dayalı bir senaryo; hem zor, hem heyecan verici, hem de zorlayıcı.

Diyaloglarda doğaçlamaya ne kadar yer vardı?

Hiç doğaçlama olmaz Ümit’in setinde. Ama provalarda doğaçladık, hatta iki-üç sahne o doğaçlamalardan çıkan malzemelerle farklılaştı. Eren’in Reyhan’ın evine gelişi ve final sahnesi ilk aklıma gelenler. Doğal olanı tercih ettik; günümüz doğasına uygun, daha gerçekçi seçimler yaptık bence.

Çekimler ve provalar nasıl geçti?

Çekimler 12 günde gerçekleşti. Provalar da altı ay sürdü. Ada vapurlarında, evlerde, yemeklerde… Çok güzel ve özel bir süreçti benim için. Hayatımın da hem özel hem mesleki olarak dönüştüğü bir dönemdi. Ben bu filmdeki rolüme, altı ay ve bütün yaşamım boyu çalıştım aslında. Antalya, İstanbul ve Ankara Film Festivali’nin beni En İyi Kadın Oyuncu ödülü ile onurlandırması hayatın bana cevabı oldu belki de.

Hayli düşük bütçeli bir film ‘Aşk, Büyü vs.’ Daha önce rol aldığınız daha büyük dizi prodüksiyonlarıyla kıyasladığınızda nasıl bir çekim ortamı vardı?

Ümit ile ‘Ara’dan 12 yıl sonra ‘Aşk, Büyü vs.’de sete girmek çok heyecan vericiydi benim için. Ben sinemaya onunla başladım. İkinci dönemim de bu filmle yine onunla başladı. Yuvaya dönüş gibi hissettim açıkçası. Ama tabii ki ben yeni başlayan oyuncu değildim, daha tecrübe ile destekli bir ortaklıktı bu sefer. Küçük prodüksiyonla çalışmak bence büyük projelerden daha zor. Kendi disiplinini korumak, oluşturmak... Ama benim için alışık olduğum bir ortamdı dediğim gibi. 

Zenginle fakir aşkı konusunu işlemesinden dolayı ‘Aşk, Büyü vs.’yi Yeşilçam’la nasıl bağdaştırıyorsunuz?

‘Aşk, Büyü vs.’ güncellenmiş bir Yeşilçam hikayesi. O yüzden de seyirciyi, üstelik çok farklı kesimlerden ve fikirlerden seyircileri etkisi altına alıyor. Bu coğrafyanın hem mirası hem de ne yazık ki biraz da gerçeği bu melodramatik anlatım. Ümit bunu 2019 dünya gerçeği ve tüm filmlerinde inatla zorladığı, tüm ekibinde de oluşturduğu gerçeklik ve samimiyetle anlatıyor. O yüzden ilk gösteriminde Antalya’da bütün salon ayağa kalkmıştı. Samimiyet duygusu ağır bastı bence. Zira 2021 dünyası, filtreler, yalanlar dünyası oldu iyice.

En sevdiğiniz Yeşilçam filmleri hangileri?

‘Vesikalı Yarim’ gibi Lütfü Akad filmleri, ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ gibi Atıf Yılmaz filmleri ve Ertem Eğilmez filmleri.

Ulusal Yarışma’nın geri dönüşünden sonra Altın Portakal alan ilk film oldu ‘Aşk, Büyü vs.’. Bu dönüşten sonra Altın Portakal’da olmak nasıl bir histi?

Ulusal Yarışma’nın geri dönüşünde olmak da müthişti kesinlikle, ama biz Ümit’le ‘Ara’ filmiyle 2007’de Antalya’ya katılamamıştık; benim için hikayenin bir de o tarafı var. 12 yıl sonra ‘Aşk, Büyü vs.’ ile orada kuliste beklerken Ümit’e “12 sene öncedeyiz varsay şu an,” dedim, o da güldü. Daha önce birkaç kere daha aday olmuştum Altın Portakal’da. Annem o gün telefonda “Aman boş ver, bekleme yine hiçbir şey,” dedi. Ama ödülü almak, canlı yayından, geçen sene kaybettiğim, sevgili annemin onu izleyebilmiş olması hayatımın şükrettiğim anlarından biridir. Ödülü, kendini ifade edebilerek büyüyecek kız ve onlarla yan yana yürüyecek erkek çocuklarına ithaf ettim. Hayata teşekkür ediyorum ‘Aşk, Büyü vs.’ için.

MUBI’de yayında.

'Aşk, Büyü Vs.' Ümit Ünal, 2019
Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm