42. İstanbul Film Festivali
42. İstanbul Film Festivali

FESTİVAL MARATONU BAŞLIYOR

Her yıl Nisan aylarını iple çekmemize vesile olan İstanbul Film Festivali,7-18 Nisan tarihlerinde izleyiciyle buluşacak

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

İSTANBUL KÜLTÜR SANAT Vakfı’nın (İKSV) klasikleşen etkinliklerinden İstanbul Film Festivali, bu yıl sinema tutkunlarını bir kez daha müthiş bir film maratonuna davet ediyor. 134 uzun ve 29 kısa metrajlı filmden oluşan bir program sunan festival kapsamında 84 ülkeden 160 yönetmenin filmleri gösterilecek. Festivalde film gösterimlerinin yanı sıra konuk yönetmen ve oyuncuların katılacağı söyleşiler, özel gösterimler ve etkinlikler de sizi bekliyor. Gösterimler Atlas 1948, Fransız Kültür Merkezi, CineWAM Premium+ City’s Nişantaşı (Salon 3 ve Salon 7), Kadıköy Sineması ve Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi’nde gerçekleşecek. Festivale dair detaylı bilgiyi festivalin web sitesinde bulabilirsiniz. Şimdi lafı uzatmadan sizi festivalde kaçırmamanız gereken filmlerle baş başa bırakalım.

Rheingold
Rheingold

Rheingold / Ren Altını

Gegen die Wand / Duvara Karşı’, ‘Auf der anderen Seite / Yaşamın Kıyısında’ gibi filmleriyle rüştünü ispatlayan yönetmen Fatih Akın, “Yaptığım en zorlu film” olarak tanımladığı ‘Rheingold’ ile festivale konuk oluyor. Kürt-Alman gangsta rapçi Giwar Hajabi namıdiğer Xatar’ın suç ve müzikle yoğrulmuş yaşam öyküsünü beyaz perdeye taşıyan bu çarpıcı film ismini ise müzisyenin planladığı altın soygunundan alıyor. Xatar 1980’lerin sonunda ailesiyle birlikte Irak’tan Almanya’ya göç etmesinin ardından rap dünyasında kendine hatırı sayılır bir yer edinmişti. Filmin çıkış noktası ise 1981 doğumlu müzisyenin otobiyografik romanı ‘Alles oder Nix (Ya Hep Ya Hiç).

16 Nisan, Kadıköy Sineması, 19.00 / 16 Nisan, Atlas 1948, 21.30 / 17 Nisan, Cinewam City’s 7, 21.30 / 18 Nisan, Fransız Kültür Merkezi, 19.00

Kızıl Gökyüzü
Kızıl Gökyüzü

Roter Himmel / Kızıl Gökyüzü

Alman yönetmen Christian Petzold festival takipçilerinin hayli aşina olduğu bir isim. Daha önce ‘Undine’ ve ‘Transit’ filmleriyle festivalin konuğu olan Petzold’un son filmi ‘Roter Himmel’ geçtiğimiz aylarda prömiyerini yaptığı 2023 Berlin Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü’nü aldı. ‘Barbara’ ile de hatırlayabileceğiniz Petzold yeni filminde dört kişilik bir arkadaş grubunun Baltık denizi kıyısında yaptığı tatile çeviriyor kamerasını. Arkadaş grubu sıcak yaz günlerinin keyfini çıkarırken ormanda çıkan yangın her şeyi altüst eder. ‘Roter Himmel’ Petzold’un doğal ögeleri konu edinen ve ‘Undine’ ile start alan üçlemesinin ikinci filmi. Sembolizm ve gerçekçilik arasında gidip gelen, biraz komik biraz da trajik bir yapım sizi bekliyor.

12 Nisan, Atlas 1948, 21.30 / 12 Nisan, Kadıköy Sineması, 21.30 / 13 Nisan, Cinewam City’s 7, 21.30 / 15 Nisan, Cinewam City’s 7, 21.30

Saint Omer
Saint Omer

Saint Omer

Fransız yönetmen Alice Diop’un uzun metrajlı bu ilk kurmaca filmi, geçtiğimiz yıl Venedik Film Festivali’nde Geleceğin Aslanı Ödülü’nün sahibi oldu. Bir hukuk mahkemesinde geçen filmde genç romancı Rama’nın bir davayı izleyişine tanıklık ediyoruz. Davalı kişi 15 aylık kızını bir plajda yükselen gelgite bırakarak öldürmekle suçlanan siyah bir kadın. Göçmenlik, annelik, ırkçılık ve adalet kavramlarını merkeze alan etkileyici bir yapım izlemek istiyorsanız, Fransa’nın Oscar adayı ‘Saint Omer’i kaçırmayın.

7 Nisan, Atlas 1948, 19.00 / 9 Nisan, Kadıköy Sineması, 16.00 / 10 Nisan, Cinewam City’s 7, 13.30

Hayatın Tüm Acıları  ve Güzellikleri
Hayatın Tüm Acıları ve Güzellikleri

All the Beauty and the Bloodshed / Hayatın Tüm Acıları ve Güzellikleri

İşte karşınızda Venedik, Atina ve Stockholm’de düzenlenen film festivallerinden ödülle dönen etkileyici bir belgesel. Oscar’lı belgeselci Laura Poitras, 20. yüzyılın en tartışmalı fotoğrafçılarından biri olan Nan Goldin’in öyküsünü anlatıyor bu belgeselde. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan kazanan bu müthiş yapım aynı zamanda En İyi Belgesel dalında Oscar adayıydı. Film Goldin’in ABD’deki opioid krizine karşı şahsen yürüttüğü mücadeleyi ele alırken sanatçının fotoğraflarının perde arkasını izleyiciyle paylaşmayı da ihmal etmiyor.

9 Nisan, Kadıköy Sineması, 19.00 / 9 Nisan, Atlas 1948, 21.30 / 10 Nisan, Cinewam City’s 7, 21.30 / 12 Nisan, Fransız Kültür Merkezi, 19.00

Super-8 Yılları
Super-8 Yılları

Les années Super-8 / Super-8 Yılları

Pek çok kurmaca ve anı kitabının yazarı olan Annie Ernaux, Fransa’nın en önemli kalemlerinden biri. Geçtiğimiz yıl Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen kazanan Ernaux bu filmin de hem yazarı hem anlatıcısı. Filmin yönetmen koltuğunda ise yazarın oğlu David Ernaux-Briot oturuyor. Filmde Ernaux’nun yazarlığa adım atmadan önce çekilmiş 8mm görüntülerini izliyoruz. Cannes Film Festivali’nin Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde prömiyer yapan ‘Les années Super-8’i Annie Ernaux hayranları kaçırmamalı. Annie Ernaux ile David Ernaux-Briot’nun festivale konuk olacağını da not düşelim.

13 Nisan, Fransız Kültür Merkezi, 16.00 / 14 Nisan, Cinewam City’s 7, 16.00 / 15 Nisan, Kadıköy Sineması, 13.30

Müzik
Müzik

Musik / Müzik

Sinema dünyasının en prestijli festivallerinden biri olan Berlinale’de bu yıl En İyi Senaryo ödülünü ‘Musik’ kazandı. Filmin yönetmeni daha önce ‘Der traumhafte Weg’ ve ‘Nachmittag’ gibi yapımlara imza atmış olan Angela Schanelec. Oidipus trajedisinin özgün bir yorumu olarak tanımlayabileceğimiz ‘Musik’te Schanelec bir efsaneyi müzikle ustaca harmanlıyor. Filmde doğumunun ardından Yunanistan’ın dağlık bir bölgesine terk edilen Jon karakteriyle tanışıyoruz. Evlat edinilen Jon 20 yaşına geldiğinde kazara bir adamın ölümüne neden olur ve hapse girer. Jon’un hapishanede gardiyan Iro ile tanışıp yakınlaşmasıyla olaylar gelişir. Yönetmenin bilindik bir trajediye nasıl bir yorum getirdiği merak konusu.

7 Nisan, Cinewam City’s 7, 13.30 / 11 Nisan, Atlas 1948, 16.00 / 18 Nisan, Kadıköy Sineması, 21.30

Liseli
Liseli

Le lycéen / Liseli

Romancı, oyun yazarı ve yönetmen Christophe Honoré son olarak kendi gençliğinden izler taşıyan otobiyografik bir filme imza attı. Bir lise öğrencisinin başına gelenleri anlamlandırma çabası olarak özetleyebiliriz bu ilginç eserin konusunu. 17 yaşındaki Lucas’ın hayatı aniden alt üst olmuştur. Paris’e yerleşen ağabeyi ve birlikte yaşadığı annesi arasında kalan Lucas, Paris’e gitmeyi tercih eder. Melodramdan ziyade umut dolu bir film olan ‘Le lycéen’de baba karakterini ete kemiğe büründüren isim ise yönetmenin ta kendisi.

8 Nisan, Fransız Kültür Merkezi, 13.30 / 11 Nisan, Kadıköy Sineması, 16.00 / 18 Nisan, Atlas 1948, 21.30 

Blue Jean
Blue Jean

Blue Jean

İzleyiciyi 1988 yılı İngiltere’sine götüren ‘Blue Jean’ yönetmen Georgia Oakley’in ilk uzun metrajlı filmi. Kelly Reichardt ve Chantal Akerman gibi sinemacılardan ilham alan Oakley, AIDS kaygısının zirvede olduğu bir dönemde geçen bir filme imza atmış. Oyuncularının performansıyla takdir toplayan ‘Blue Jean’ insanların başkalarını ne kadar hızla ve kolaylıkla şeytanlaştırdığını etkileyici bir biçimde anlatıyor. Hafızalara kazınacak türdeki bu toplumsal dram 16 mm filme çekilmiş.

9 Nisan, Atlas 1948, 16.00 / 10 Nisan, Cinewam City’s 7, 11.00 / 18 Nisan, Kadıköy Sineması

 Anne ve Fahişe
Anne ve Fahişe

La maman et la putain / Anne ve Fahişe

1973 yapımı ‘La maman et la putain’ Fransız sinemasının klasiklerinden biri. Yeni Dalga’nın önde gelen yapıtlarından olan bu filmi festivalde restore kopyasından izleme şansı bulacağımız için heyecanlıyız. Yönetmen Jean Eustache başyapıtı olarak görülen bu filmde alışılmadık bir aşk üçgenine dahil olan üç karakterin aşk ve seks temalı felsefi diyaloglarına ve tiratlarına yer veriyor. Cannes Film Festivali’nde 1973 yılında Büyük Ödül’e layık görülen ‘La maman et la putain’ ilk gösterildiği dönemde eleştirmenlerden olumsuz yorumlar almış olsa da hem yıllara meydan okumayı hem de tüm zamanların en beğenilen Fransız filmlerinden biri olmayı başardı.

7 Nisan, Fransız Kültür Merkezi, 21.30 / 8 Nisan, Kadıköy Sineması, 21.30

RRR
RRR

RRR

S.S. Rajamouli imzalı ‘RRR’ Hindistan’ın son dönemdeki en popüler filmlerinden biri olmasıyla merak uyandırıyor. Müzik ve romantizm dolu bu filmin görkemli, sinematik ve sürükleyici bir eser olduğunu söylemek mümkün. Hindistan’daki Britanya hükümdarlığına karşı mücadele eden iki dostun etkileyici öyküsünü beyaz perdeye taşıyan bu film vatanseverliği odağına alan eğlenceli bir melodram. Geçtiğimiz ay En İyi Özgün Şarkı dalında Akademi Ödülü kazanan filmin başrollerini N.T. Rama Rao Jr., Ram Charan, Alia Bhatt paylaşıyor.

8 Nisan, Atlas 1948, 21.30 / 15 Nisan, Kadıköy Sineması, 21.30

Güvenli Bir Yer
Güvenli Bir Yer

Sigurno mjesto / Güvenli Bir Yer

Juraj Lerotić ilk uzun metrajında son derece etkileyici bir öykü anlatıyor izleyicisine. Lerotić senaryosunu yazıp hem yönetmenliğini hem de başrolünü üstlendiği ‘Sigurno mjesto’da intihar girişiminde bulunan bir adamı ve ailesini takip ediyor. Yönetmen bu müthiş aile dramını çekerken kendi yaşamından ilham aldığını gizlemiyor. ‘Sigurno mjesto’ Saraybosna Film Festivali’nde hem En İyi Yönetmen hem de En İyi Oyuncu dalında ödüle layık görüldü.

8 Nisan, Kadıköy Sineması, 19.00 / 17 Nisan, Atlas 1948, 11.00 / 18 Nisan, Cinewam City’s 3, 16.00

Joyland
Joyland

Joyland

Cannes Film Festivali’nde prömiyerini gerçekleştiren ilk Pakistan filmi olan ‘Joyland’ aynı zamanda yönetmen Saim Sadiq’in ilk uzun metrajı. Filmde ailesinden gizli bir şekilde erotik bir kabarede işe giren ve trans bir kadına aşık olan bir karakterle tanışıyoruz. Bu durum hem kahramanımızın hem de otoriter ve muhafazakar ailesinin düzenini alt üst ediyor. Cinsellik, toplumsal cinsiyet, aile, namus, itibar, arzu gibi konuları başarıyla ele almasıyla dikkat çeken ‘Joyland’ geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde Jüri Ödülü’ne layık görüldü.

7 Nisan, Cinewam City’s 3, 19.00 / 11 Nisan, Kadıköy Sineması, 13.30 / 12 Nisan, Atlas 1948, 11.00

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm