Avel Chuklanov, Unsplash
Avel Chuklanov, Unsplash
Avel Chuklanov, Unsplash

Filmekimi maratonu başlasın!

4-13 Ekim tarihlerinde kimselere söz vermeyin, çünkü bu tarihlerinde Filmekimi’nde kaçırmak istemeyeceğiniz pek çok film gösterilecek. Programın kaçırılmaması gereken birkaç filmine yakından bakalım.

Reklâm

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından 23'ncüsü düzenlenen Filmekimi bu yıl da Cannes’dan Venedik’e, Locarno’dan Toronto’ya kadar pek çok saygın festivalde dünya prömiyerini yapmış en yeni ve ödüllü filmleri İstanbullu sinema tutkunlarıyla buluşturuyor. Gösterimler Atlas 1948 Sineması, City's Nişantaşı – CINEWAM Premium, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Kadıköy Sineması ve Sinematek/Sinema Evi'nde gerçekleşecek. Biletleri Passo'dan edinebilir, programın tamamının incelemek için Filmekimi'nin web sitesine göz atabilirsiniz.

Filmekimi tavsiyelerimiz

  • Film

Oyuncu kadrosunda Margaret Qualley, Dennis Quaid ve Demi Moore’un yer aldığı ‘The Substance’, son dönemin en merakla beklenen gerilim filmlerinden biri. ‘Revenge / İntikam’ın yönetmeni Coralie Fargeat’ın yazıp yönettiği ‘The Subtance’, gözden düşmekte olan ünlü bir yıldızı alıyor merkezine. Kahramanımız gençleşmek için karaborsadan satılan bir ilaca başvuruyor. David Cronenberg, John Carpenter, David Lynch ve Michael Haneke’den ilham alan Fargeat, bu filmiyle bizi insanlığın genç kalma tutkusu ve bunun bizden götürdükleri üzerine uzun uzun düşünmeye davet ediyor. ‘The Subtance’ın Cannes Film Festivali’nden En İyi Senaryo ödülüyle döndüğünü de ekleyelim.

4 Ekim, CRR, 16.00 / 5 Ekim, Kadıköy Sineması, 21.30 / 8 Ekim, Kadıköy Sineması, 19.00 / 9 Ekim, Atlas 1948, 21.30

  • Film

‘Sheytan Vojood Nadarad / Şeytan Yoktur’ ile Altın Ayı kazanan İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof, ‘Daneh Anjeer Moghadas’ ile 77. Cannes Film Festivali’nden özel ödülle döndü. Yönetmen, Almanya’nın Oscar adayı seçilen son filminin çekimlerini büyük bir gizlilik içinde gerçekleştirdi. Rejim karşıtı propaganda suçlamasıyla İran’da sekiz yıl hapse mahkum edilen Rasoulofun filminde, hem protestoların hem de rejimin gösterileri acımasızca bastırmasının gerçek görüntülerine yer veriyor. Film, Tahran’daki Devrim Mahkemesi’nde hakimliğe terfi eden ve rejimin kendisine dönüşen İman’ı izliyor. İman, evdeki tabancası ortadan kaybolunca eşiyle kızlarından şüpheleniyor ve birçok sert önlem alıyor. Gizlice Almanya’ya kaçmayı başaran Rasoulof, böylelikle filminin Cannes’daki prömiyerine katılabilmişti. ‘Daneh Anjeer Moghadas’ kaçırılmaması gereken yapımlarından biri.

6 Ekim, Atlas 1948, 21.30 / 7 Ekim, Cinewam City’s, 16.00 / 8 Ekim, Sinematek / Sinema Evi, 16.00 / 9 Ekim, Kadıköy Sineması, 21.30

Reklâm
  • Film

Hayvan haklarıyla ilgili acı-tatlı bir komedi ‘Le procès du chien’. Oyuncu olarak tanıdığımız Laetitia Dosch, yönettiği ilk film olan ‘Le procès du chien’ın başrolünü de üstleniyor. Filmde, tekrar tekrar suç işleyen bir köpeği, idam cezasından kurtarmak için elinden geleni yapan, hayvan hakları konusunda uzmanlaşmış genç avukat Avril ile tanışıyoruz. Hayvanların kanun önündeki haklarını irdeleyen ve toplumların hem insanlardan hem de hayvanlardan uyum talep etme biçimlerini inceleyen film, sizi hayvanlarla kurduğunuz ilişkiyi irdelemeye teşvik edecek.

4 Ekim, Atlas 1948, 16.00 / 5 Ekim, Cinewam City’s, 19.00 / 6 Ekim, Sinematek / Sinema Evi, 16.00 / 10 Ekim, Kadıköy Sineması, 21.30

  • Film

‘Diários de Otsoga’ ile tanıdığımız Miguel Gomes, ‘Grand Tour’ ile geçtiğimiz Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülüne layık görüldü. 1917 yılında, Birmanya’nın başkenti Rangun’dayız. Filmin kahramanı, nişanlısı Molly ile evlenmekten vazgeçip kıta değiştiren Edward. Biz de film boyunca hem Edward’ı hem de onun hemen peşinde olan Molly’yi takip ediyoruz. Emperyalizm, modernite ve hareketlilik üzerine çarpıcı bir görsel dünya kuran ‘Grand Tour’, modern unsurlarla bezediği tarihi olay örgüsüyle merak uyandırıyor.

4 Ekim, Sinematek / Sinema Evi, 19.00 / 5 Ekim, Kadıköy Sineması, 13.00 / 6 Ekim, Cinewam City’s, 16.00 / 7 Ekim, Atlas 1948, 19.00

Reklâm
  • Film

‘All We Imagine As Light’, Hint sinemasının son dönemde en dikkat çeken isimlerinden biri olan Payal Kapadia’nın ilk uzun metrajı. Şehre yeni gelen iki hemşirenin yolunu bulma hikayesini anlatan film, yabancılaştığı kocasından beklenmedik bir hediye alan Prabha’ya ve erkek arkadaşıyla yakınlaşacak bir yer bulamayan genç oda arkadaşı Anu’ya odaklanıyor. Kadınlar arası dayanışmanın değerine dikkat çeken filmde, hem iki kadının birbirlerinde teselli ve güç bulmalarına, hem de devasa kent yaşamının acımasız, vurdumduymaz, dur durak bilmeyen temposuna tanık oluyoruz. 77. Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödüle layık görülen film, Payal Kapadia’nın ismini takipte olunması gereken yönetmenler listesinde çoktan yazdırdı.

4 Ekim, Kadıköy Sineması, 16.00 / 5 Ekim, Sinematek / Sinema Evi, 19.00 / 7 Ekim, Cinewam City’s, 13.00 / 8 Ekim, Atlas 1948, 19.00

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm