Kaş’ın paha biçilemez hazinesi: Patara

Cumhurbaşkanlığı tarafından Türkiye’nin “2020 Turizm Yılı” teması olarak ilan edilen Patara’da 32’nci yılına giren bilimsel arkeolojik kazılar, antik metropolü yeniden ayağa kaldırıyor.

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

Likya Birliği’nin başkenti ve bölgenin Akdeniz’e açılan kapısı Patara, Anadolu topraklarının medeniyet tarihine ışık tutmaya devam ediyor. Türkiye İş Bankası ve iştirakleri Şişecam ile TSKB, ülkemizin arkeolojik birikimine sahip çıkarak, 2016’dan bu yana Patara Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmalarına destek veriyor. Türkiye’nin önemli ören yerleri arasında yer alan, Antalya’daki Patara Antik Kenti’nde kazılar 1988 yılında başladı. 1988-2008 yıllarında kazı başkanlığını Prof. Dr. Fahri Işık üstlendi. 2009 yılından itibaren bu görevi Prof. Dr. Havva İşkan yürütüyor. Bilimsel kazı çalışmaları arkeologlarla birlikte epigrafi, nümizmatik, jeoarkeoloji, jeofizik, antropoloji, restorasyon, mimarlık ve su yapıları mühendisliği gibi farklı bilim dallarından çok disiplinli bir ekiple devam ediyor.

Yaşam izlerinin şimdilik milattan 4 bin yıl öncesine kadar dayandığı, ancak M.Ö. 8. binyıla iz veren bulguların olduğu ve kalıntıların M.S. 14. yüzyıla kadar kesintisiz olarak takip edilebildiği Patara Antik Kenti’nde sürdürülen kazı çalışmalarıyla Helenistik, Yunan, Pers, Roma, Bizans ve Selçuklu dönemlerinin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısıyla ilgili ipuçları günümüze taşınıyor. Geçen binlerce yıllık süreç içinde Hitit Kralı 4. Tuthaliya’dan Büyük İskender’e, Hannibal’dan Sezar’a kadar tarihin en önemli isimlerinin yolları Patara ile kesişti.  Patara; tümü ayakta duran tiyatrosu, liman caddesi, liman tapınağı, liman deposu, Tepecik erken yerleşimi, farklı dönemlerde inşa edilen çiftli surları, Delikkemer aquaduktu, beş hamam yapısı, bazilikası, 10 kilisesi, 10 tapınak mezarı, yüzyılın yazıtbilim anıtı denilen Yol Anıtı/Monumentum Patarense’si ve daha sayısız yapısıyla Anadolu’nun en görkemli antik kentleri arasında yer alıyor.

Kazı çalışmaları hızlandı

Şimdiye kadar Meclis Binası, Tiyatro, Kent Kapısı ve Liman Caddesi’nin restore edildiği Patara’da; Suriçi Kilisesi, Bazilika, Mezar Kilisesi, Markia Mezarı ise koruma çalışmaları gerçekleştirilen diğer yapılar arasında bulunuyor. Kazı, konservasyon ve restorasyon çalışmalarının devam ettiği antik kentte, 2000 yıllık deniz feneri de orijinal taş malzemeleri ile yeniden ayağa kaldırılmayı bekliyor. 1905 yılına ait ilk Osmanlı Telsiz Telgraf İstasyonu'nun onarım, güçlendirme, restorasyon ve müzeleştirme projesi eylül ayı sonunda başlayacak. Tiyatro, Karşılama Merkezi, çevre düzeni ve antik kentin aydınlatması kapsamında yapılan uygulamalar ise tamamlandı. Patara kazılarında elde edilen sonuçlar ve yayımlanan akademik makalelerde Lykia tarihinin yeniden yazıldığını söyleyen İşkan, 2020 kazı sezonu için öngörülen kapsamlı programın, pandemi nedeniyle revize edilerek sadece Tepecik yerleşimi ve Nero Hamamı ile sınırlandırıldığını, kazıların kasım ayı sonuna kadar devam edeceğini ifade etti.

Patara tarihi ve kültürel zenginliğinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de dikkat çekiyor. Florası ve faunası içinde çok sayıda endemik tür barındıran bölge, nesli tükenmekte olan ve koruma altına alınan iribaş deniz kaplumbağasının (Caretta caretta) ve yeşil deniz kaplumbağasının (Chelonia mydas) Akdeniz’deki önemli yuvalama alanlarından biri olan Patara Plajı’na ev sahipliği yapıyor.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm