Chill-Out Festival İstanbul'da kaçırmamanız gereken beş isim

Festivalin Çeşme ve Bodrum ayaklarında ısınma turlarını tamamladıysanız büyük partiye geçebiliriz. Bu yıl deri değiştiren Chill-Out adres değişikliğine gidip Garden Fiesta’yı mesken tutuyor. Sahne alacak sanatçıların listesi hayli uzun, aralarından aman kaçırmayın dediğimiz beş ismi seçtik.

1. Lindstrøm

Oyun yazarı Henrik Ibsen ve ressam Edward Munch’tan sonra Norveç’ten çıkan en önemli isim olmaya aday bir sanatçı Hans-Peter Lindstrøm. Gençliğinde hard rock gruplarından kilise korolarına kadar farklı mecralarda müzik üretmiş ve elektronik dans müziğiyle neredeyse hiçbir teması olmamış. Hâlâ da performansı olmadığı zamanlarda evde ailesiyle sakin akşamlar geçirmeyi tercih ediyor. Fakat DJ kabinine geçtiğinde on kaplan gücünde, zira yaratıcılığını en iyi konuşturduğu yerin burası olduğunu fark edeli uzun zaman olmuş. Renkli müzikal geçmişi bugün ürettiği parçalarda duyulabilir dikkatli dinlerseniz. Bugün Norveç disko sahnesinin en önemli figürlerinden biri. Franz Ferdinand’dan Roxy Music’e remiksleriyle coşturduğu isimlerin listesi oldukça uzun. Tarzını özetlemek gerekirse downbeat uzay diskosu diyebiliriz herhalde.

15 Eylül’de sahnede.

2. Matthew Dekay

Hollandalı besteci ve DJ Matthew Dekay klasik piyano eğitimi almış olsa da onun için asıl okul Hollanda’nın 90’lardaki canlı elektronik müzik sahnesi olmuş. Parçalarının ince hesaplı düzenlemelerini Satie ve Vangelis gibi bestecilerden aldığı ilhama; hareketli ruhuysa Bob Marley ve King Tubby gibi efsanelerin ruhunu günümüze taşımasına borçlu. Kanadalı Bob Moses ile birlikte kaydettiği parçalar müzikal hayatında bir dönüm noktası olmuş. Bu işbirliğinden ortaya çıkan ruh önce Dekay ile özdeşleşen parti serilerine sonrasındaysa All Day I Dream plak şirketine dönüşmüş. Yeni teknolojilere ve tekniklere her zaman açık olan Dekay 2015’ten bu yana her yıl farklı bir yaklaşımla yepyeni setler üretiyor. Bu yüzden Chill-Out’ta bizi nasıl bir sürprizin beklediğini kestirmek güç.

3. Princess Chelsea

Chill-Out’ların olmazsa olmazıdır, fazla gün yüzü görmemiş, parlak indie bir ismi her zaman festival programına dahil eder. Bu yılın kontenjanını Chelsea Nikkel, namı diğer Princess Chelsea dolduruyor. 2012’de ‘The Cigarette Duet’ ile radarımıza giren Yeni Zelandalı sanatçı o dönemde radyolarda ve YouTube’u epey popüler olmuştu. ‘The Cigarette Duet’ sonrasında tek atımlık kurşun olmadığını göstermek istercesine farklı tarzlar denediği sakin ve masalsı pop parçaları kaydetmeye devam etti. Dans etmekten yorulduğunuzda soluklanmak için gönül rahatlığıyla Princess Chelsea performansında yerinizi alabilirsiniz.

4. Thylacine

Thylacine Fransız saksafoncu William Rezé’nin uzun müzikal arayışları sonucunda 2012 yılında hayata geçirdiği projesi. Thylacine adını nesli tükenmiş bir Tazmanya kaplanı 

türünden alıyor. İlham kaynakları arasında Massive Attack, Four Tet ve Moderat’ı sayan Rezé tıpkı bu isimler gibi ayakları yere sağlam basan, fikir ve duygu açısından yoğun bir müzik icra ediyor. Sokak sesleriyle oluşturulmuş sample’lar ve yaratıcı bir elektronik kompozisyonu bir araya getirdiği konsept albüm ‘Transsiberian’ özellikle takdire şayan bir çalışma. Performans öncesinde fikir sahibi olmak isterseniz mutlaka kulak kabartın.

5. Kaya Project

İlham verici downtempo parçalar, uzun ambient bölümler, doğudan batıya dünyanın dört bir yanını kat eden zengin bir melodi ve ritim yapısı… Kaya Project çok farklı ruh hallerine hitap edebilen bukalemun gibi bir müzik icra ediyor. İstanbul dinleyicisi İngiliz müzisyen Seb Taylor’ın bu uzun soluklu projesine yapancı değil zaten. Taylor dört yıllık bir çalışmanın ardından 20 müzisyenlik devasa bir kadroyu bir araya getirip son albümleri ‘Up from the Dust’ı bu yıl dinleyicilerle buluşturdu. Albümde ünlü neyzen Ömer Faruk Tekbilek’in performansını da duyabilirsiniz. Yeni parçaları bir de canlı performansta dinlemek hiç fena olmayacak.

Daha daha… 

Festival programı her yıl olduğu gibi yine oldukça kalabalık. Can Tanca ve ekibi elektronik müzik dünyasının altını üstüne getirip en ıssız köşelerden en büyük sahnelere kadar yüzlerce müzisyeni taramış, en yaratıcı ve tuhaf isimleri bir araya getirmiş. İstanbul gecelerinin gediklilerinden Stavroz, sıra dışı sahne kimliğiyle Jonathan Bree, karanlık ve minimal setleriyle Ida Daugaard ve trans ustası Satori göze çarpan isimlerin başında geliyor. Ayrıca Kerala Dust, El Mundo, Viken Arman, Alsarah & The Nubatones, Heimat, cantanca ve daha nice isim iki güne yayılan festivali farklı seslerle dolduruyor.

15-16 Eylül, Garden Fiesta, 12.00, 270 TL (kombine), www.chilloutfest.com