Alpay Erdem
TURAN

ALPAY ERDEM

“Bulduğum şakalar ya çok komik olur ya hiç komik olmaz.”

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

Komediye duyduğunuz ilgi nasıl başladı? Bu alanda yetenekli olduğunuzu nasıl fark ettiniz?

Çocukluğumda başladı komediye ilgim. Mizah dergilerini okumayı çok severdim. Aklıma hep komik şeyler gelirdi. Mizah yazarı olmak gibi bir şey aklımda bile yokken komik hikayeler yazar arkadaşlarıma okuturdum. Karikatürler çizer, tebeşirden komik surat heykelleri yapardım. Komedide yetenekli olduğumu hep biliyordum, sadece muhataplarıma kavuşmam lazımdı. Onlara da yirmili yaşlarımın başında karikatürist olarak kavuştum zaten. Sonra da devamı geldi.

Komedyenliğin mesleğiniz olmasına nasıl karar verdiniz? Çevrenizin tepkisi nasıl oldu?

Karikatürist olmaya bir günde karar verdim. Çok çalıştım ve başardım. Sonra mizah yazarlığım ortaya çıktı. Sonra da sahneye çıkmaya karar verdim. Çünkü neler olacağını merak ettim. “Denemedim,” dememek istedim. Bir de stand-up için zor dediler, o da beni teşvik etti. Çevrem olumlu olumsuz pek fikir belirtmedi stand-up’a başlamam konusunda. Fakat karikatürde kendimi kanıtlayana kadar çok zorluk çektim. Ailem destek olmadı hiç. Komedyenliği meslek edindim çünkü başka bir hayat düşünemiyorum. Ben içimde mizahla doğdum. Başka bir iş yapsaydım mutsuz olurdum.

Her şeyin komedi malzemesi olup olamayacağı yıllardır tartışılır. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Her şey komedi malzemesi olabilir mi yoksa belirli sınırlar konulmalı, bazı konularda hassasiyet gösterilmeli mi?

Her şey komedi malzemesi yapılır elbet. Ben yapabilir miyim? Tabii ki yapabilirim ama yapmamayı da tercih edebilirim. Bir yabancı komedyen bebek cenazesini anlatıyor mesela. İnanılmaz komik anlatıyor. Biraz da coğrafyayla ilgili bu işler. Sonuçta evet, her şeyin şakası yapılır. Mizah sınır tanımaz. Bu arada halkımızın birçok şeye hassasiyeti var. Halkımızın hassasiyetlerine saygı duymakla birlikte onları fazlaca ciddiye alırsak anlatacak bir şey bulamayız. Komedyen halkı da eğitmek durumundadır.

Performanslarınızı nasıl hazırlıyorsunuz? Doğaçlama işinize ne kadar dahil oluyor?

 Bulduğum yeni bir şakayı, yeni bir hikayeyi bodoslama anlatırım sahnede. Önceden üzerinde hemen hemen hiç çalışmam, bir yerlere yazmam. Hikaye kendisini ilk sahnesinde belli eder. O hikaye, üzerine gittikçe güzelleşecek ya da hiçbir zaman çalışmayacaktır. Onu hemen anlarım. Birkaç hafta içinde de oturur zaten hikaye, eğer ölü doğmadıysa. Bu arada bulduğum şakalar ya çok komik olur ya hiç komik olmaz. Bu da benim tarzım işte. Arası yok şakalarımın. Yerine göre de tatmin edici bir doğaçlama performans oluyor, olmuyor değil.

Şehirde irili ufaklı komedi kulüpleri var. İstanbul’da komedi kültürünün yaygınlaştığını söyleyebilir miyiz? Şehrin komedi takipçileri hakkında ne düşünüyorsun?

Kesinlikle söyleyebiliriz. Hemen hemen her akşam bir yerlerde stand-up gösterileri oluyor. Bunun hayalini kurardık, nihayet kavuştuk. Şehrin komedi izleyicilerine aşığız aşık. Dünyanın en güzel insanları işte bu insanlar. Gülmek için bir araya gelmiş insanlar gibisi var mı? Müthiş bir olay bu. Kadıköy’ün bu konuda atağa kalkmış olması çok hoşuma gidiyor. Beşiktaş zaten bu işin uzun süredir merkezi. Şu anda Kadıköy ve Beşiktaş bu ipi göğüslüyor. Mutluyuz.

Yeni yetenekler keşfetmek için İstanbul’daki komedi kulüplerine gidiyor musunuz? Yeni nesil komedyenler ya da amatör komedyenler arasında gelecek vaat ettiğini düşündüğünüz isimler var mı?

Kendi sahnem yoksa mutlaka bir başkasının sahnesini izlerim. Özellikle son altı ayda neredeyse izlemediğim komedyen kalmadı gibi. Herkesten çok ben gülüyorum sanırım. Komedyen arkadaşlarımı gerçekten çok seviyorum. Sanırım onlar da beni seviyorlar. Gelecek vadetmeyen komedyen yok aslında. “Bu arkadaştan olmaz,” dediğin kişi, bir bakıyorsun çılgınlar gibi çalışmış, havaya girmiş, yıkıyor ortalığı. O yüzden isim vermek doğru değil. Hepsi ışık saçıyor, hepsi.

Size ilham veren ve kariyerini merakla takip ettiğiniz yerli ve yabancı komedyenler kimler?

Cem Yılmaz var tabii en başta. Jerry Seinfeld’i çok severdim. Dizisini onlarca kez izlemişimdir ama artık görmeye bile tahammül edemiyorum. Doğu Demirkol’un dizisi ‘Doğu’ mükemmel bir iş. ‘Gibi’ciyiz bu aralar. ‘Andropoz’u çok sevdim. Mesut Süre ve İlker Gümüşoluk’un yeri hep bende ayrıdır.

Alpay Erdem - ‘Kolsuz Tişört’, 2 Aralık, BKM Mutfak Çarşı, 20.00, 120 TL

 

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm