Bayram Oğuz Güngör
Bayram Oğuz Güngör

BAYRAM OĞUZ GÜNGÖR

“Hassasiyet-lerimle ilgili şaka yapılması beni cidden rahatsız etmez.”

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

Komediye duyduğunuz ilgi nasıl başladı? Bu alanda yetenekli olduğunuzu nasıl fark ettiniz?

Her arkadaş ortamının ya da aile toplaşmalarının bir komiği vardır ya, onlardan biri olduğumu fark ettim. İnsanların yaptığım bir harekete veya söylediğim söze gülmesi beni çok mutlu ediyordu. Ben ilkokuldayken yarıyıl tatilinde dedemlerin köydeki evinde toplanırdık. O akşam hep birlikte portakal yenecekse ben önce portakallardan kendime meme yapar, babaannemin başörtüsünü takar, odada kim varsa güldürmeye çalışırdım. Bir süre sonra ailem eve gelen misafirlere de bunu yapmam için beni yüreklendirmeye başladı. Yaptıklarıma insanların gülmesi bana çok haz verirdi. Bu eğlendirme işinin sahneye taşınabileceği fikrini benimsemem ise Cem Yılmaz sayesinde gerçekleşti.

Komedyenliğin mesleğiniz olmasına nasıl karar verdiniz? Çevrenizin tepkisi nasıl oldu?

Komedyenliğe iyice merak saldığım dönemde Vine çok popülerdi. Oradaki fenomenlerin stand-up yaptığını ya da stand-up’lara konuk olduğu gördüm. Bir lise öğrencisi olarak bir stand-up gösterisine bilet aldım. Sahnedeki kişinin onlarca insanı bir yere “güldürme vaadiyle” toplayıp bunu becermesi bana muazzam hissettirdi. Eve dönerken Google’da “Nasıl komedyen olunur?” diye arama yaptım. Pek Türkçe kaynak yoktu. “How to be a stand-up comedian?” yazdım ve çıkan klişe tavsiyeleri uyguladım. Günlük hayatınızda yaptığınız şakaları kenara not edin vs. Elimde materyal birikince Murat Gençoğlu ile Türkiye’ye Açık Mikrofon’u getiren Utku Ergin’e yazdım: “Abi elimde şakalar var, bundan sonra ne yapabilirim?” diye sordum. Komik olup olmadığını anlamanın en iyi yolu malzemeleri sahnede denemektir. Şurada bir açık mikrofon etkinliği var, dene,” dedi. Çok doğru bir tavsiye olduğunu şimdi de görüyorum. 10 TL vererek 5 dakika sahnede şakalarımı denedim. Fena da gitmedi. O gece çektiğim videoyu başka bir sahneye atıp orada stand-up gecelerine çıktım. Orada aldığım kaydı da BKM Mutfak Yeniler Gecesi’ne attım ve ana kadroda yer alma şansı elde ettim. Komedyenliği meslek edinme kararı almamıştım ama kendimi bu işten para kazanır vaziyette buldum. İlk sahnemden bir fotoğrafı Instagram’da hikayeye atınca da birçok arkadaşım “Sonunda” yazdı. Şaşıran pek olmadı.

Her şeyin komedi malzemesi olup olamayacağı yıllardır tartışılır. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Her şey komedi malzemesi olabilir mi yoksa belirli sınırlar konulmalı, bazı konularda hassasiyet gösterilmeli mi?

Birçok insanın aksine her şeyin şakasının yapılabileceğini düşünüyorum. Çünkü bir şey komikse komiktir. Bir şakaya verilebilecek en büyük ceza ona gülmemektir. “Bu benim kutsalıma dokunuyor. Linç edeyim,” demektense hoşuma gitmeyen bir şakaya gülmemeyi tercih ederim. Benim de kırmızı çizgilerim, hassasiyetlerim var. Hassasiyetlerimle ilgili şaka yapılması beni cidden rahatsız etmez. Eğer komikse gülerim. Şakanın, gülmenin bir kalıba sokulabilecek olgular olmadığı kanaatindeyim.

Performanslarınızı nasıl hazırlıyorsunuz? Doğaçlama işinize ne kadar dahil oluyor?

Bir şakayı ya da üzerine şaka yapmak istediğim konuyu sosyal hayatımda insanlara hissettirmeden denerim. Onları eğlendirdiğini düşündüysem kilit birkaç anahtar kelime ve cümleyi not alır sahnede denerim. Zamanla temposunu bulur. Materyalimi kelime kelime yazmaktansa kilit olduğunu düşündüğüm ve asıl gülünecek nokta “bu” dediğim yerleri yazıyorum. Kalanını içimden geldiği gibi anlatıyorum. Zamanla hikaye oturuyor ve dediğim gibi en iyi şeklini birçok kez anlatıldıktan sonra alıyor. İnteraktifliği ve stand-up gecelerinde sunucu olmayı çok sevdiğimden doğaçlama, gösterilerime diğer komedyen arkadaşlarımın gösterilerinden daha çok dahil oluyor. Stand-up’ın en güzel yanı çok “canlı” bir şey oluşu ve o “an”a mahsus oluşu. Ekranda izlediğiniz ile sahnede izlediğiniz gösteri kesinlikle bir değil. Yüzde 20’si, 30’u yazılı olmayan, doğaçlamadan yararlanan gösteriler yapıyorum.

Şehirde irili ufaklı komedi kulüpleri var. İstanbul’da komedi kültürünün yaygınlaştığını söyleyebilir miyiz? Şehrin komedi takipçileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

İlk başladığım zamanlarda gösteri yapacak yer bulmak ayrı sorun, gösteriyi izleyecek seyirci bulmak ayrı sorun, stand-up gecesine çağıracak komedyen bulmak ayrı sorundu. Şimdi ise şehirde haftanın istisnasız her günü birkaç farklı yerde gösteriler yapabileceğimiz bir ortam oluştu. Seyircinin ilgisi azımsanamaz ve bu işi yaparak geçimini sağlayan birçok komedyen var. Haftanın en az beş, bazen altı günü sahneye çıkıyorum. Cumartesi geceleri ise biri Beyoğlu, diğeri Beşiktaş’ta olmak üzere iki farklı sahnedeyim. Bu çok özel ve güzel bir şey. Komedi kültürünün yavaş yavaş yaygınlaştığının göstergesi. Özellikle pandemiden önce altı komedyen dört kişiye oynadığımız oyunları hatırladıkça.

Size ilham veren komedyenler kimler?

Cem Yılmaz. Bugün birçok komedi kulübünde izlediğimiz isimlerin belki de hepsi Cem Yılmaz’dan etkilenip bu yola baş koymuştur.

Bayram Oğuz Güngör & Oğulcan Bektaş, 10 Aralık, BKM Mutfak Çarşı, 17.00, 120 TL

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm