robert plant

10 şarkıda Robert Plant

Led Zeppelin’siz bir rock’n roll tarihi, Robert Plant’siz de Led Zeppelin düşünülemez. İstanbul konseri öncesinde Robert Plant’in kariyerini özetleyecek 10 şarkı seçtik, üzerine iki çift laf ettik.

Yazan:
Ediz Pekinli
Reklâm

Robert Plant’in bu yaz The Sensational Space Shifters ile birlikte İstanbul’da sahne alacağını öğrendiğimizde “Asın bayrakları!” demeden edemedik doğrusu. Dile kolay, Robert Plant bir kez daha İstanbul Caz Festivali’ni ziyaret ediyor, rock tarihinin yaşan bir efsanesini bir kez daha kanlı canlı görme şansını yakalıyoruz. Bu vesileyle Plant’in kariyerinde köşe taşı olmuş şarkılara kulak kabarttık. Ve yüksek dozda iyi müzikten başımız döndü…

17 Temmuz, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi, 21.00, 75-450 TL

1. Baby I’m Gonna Leave You

İlk Led Zeppelin albümünün ikinci parçası. İlk şarkı ‘Good Times, Bad Times’da John Bonham ve Jimmy Page ikilisi maharetlerini sergilerken, bu damardan aşk baladı müzik sahnesine efsanevi bir blues ve rock vokalinin geldiğini müjdeliyor. Üstelik Robert Plant bu albüm yayınlandığında daha henüz 21 yaşındaydı.

2. Immigrant Song

‘Led Zeppelin III’ albümünün İskandinav mitolojisi ilhamlı gaz parçası. Plant’in çığlıklarını duyup da ürpermemek mümkün değil. Hollywood da bu parçayı çok sever, sık sık filmlerde kullanır. Kendisini en son ‘Thor: Ragnarok’ta (2017) bir kez daha duymuştuk.

Reklâm

3. When the Levee Break

Bu parçanın bulunduğu klasik albüm ‘Led Zeppelin IV’un en büyük hiti ‘Stairway to Heaven’ elbette. Fakat Plant’in blues ile ilişkisini yansıtması ve üstün vokal performansı açısından belki de albümün en iyi şarkısı ‘When the Levee Breaks’tir.

4. Kashmir

Dönemin tüm büyük rock’n roll sanatçıları gibi Plant de zaman içinde Doğu kültürüne ve müziğine ilgi duymaya başladı. Bu ilginin ilk somut ürünlerinden biri ‘Physical Graffiti’ albümündeki ‘Kashmir’ parçası. Sekiz dakikayı aşan bu epik parça, 90’lı yılların sonunda Puff Daddy tarafından ‘Godzilla’ filmi için yeniden yorumlanmıştı.

Reklâm

5. D’yer Mak’er

Led Zeppelin’in son dönemlerinin en sıra dışı parçalarından biri ‘D’yer Mak’er’. Alışılmadık bir şekilde bariz reggae etkileri taşıyan bir parça bu. Üstelik Plant reggae işinin altından da alnının akıyla çıkıyor. Müzisyenin istediğinde yalnızca sesini kullanarak mutluluk yaratabildiğinin ispatı gibi bir şarkı.

6. Yallah

Robert Plant ve Jimmy Page’in tekrar bir araya geldikleri 1994 tarihli ‘No Quarter’ albümünden Kuzey Afrika müziği etkili harika bir parça. Plant’in müziğinin bir kutbunda ‘Immigrant Song’daki çığlıklar varsa, diğer kutbunda da ‘Yallah’ var şüphesiz. Marakeş sokaklarında çekilen ve mahalle düğününü andıran canlı performans videosu ise en az şarkı kadar güzel.

Reklâm

7. Tall Cool One

Plant’in Zeppelin sonrası çıkardığı ‘Now and Zen’ adlı solo albümünden bir parça. 80’lerin sonundayız, hair metal ortalığı kasıp kavuruyor. Robert Plant’in imajı bir hair metalciyi andırsa da müzik yine bildiğimiz ve sevdiğimiz Plant tarzı. İmaj konusunda yapılacak çok da bir şey yok, yıl 1988.

8. Monkey

60’larında bir Robert Plant var karşımızda. Ağır ve kederli atmosferine karşın adının hakkını veren bir albüm ‘Band of Joy’. ‘Monkey’ ise Plant’in sesinin sınırlarını zorlamadan da etkileyici parçalar söyleyebileceğini kanıtlıyor.

Reklâm

9. In the Mood

Robert Plant ikinci solo albümü ‘The Principle of Moments’daki bu şarkıyla birlikte Led Zeppelin’in gölgesinden çıkmıştır desek abartmış olmayız. Sanatçının kendi sesini bulması, değişip dönüşmesi ‘In the Mood’ ile başlamıştı. Ve neredeyse 40 yıldır gösterişten uzak, gerçek müzik meraklılarını tatmin edecek işler yapmaya devam ediyor.

10. Carry Fir

Geçtiğimiz yıl yayınlanan son Robert Plant albümüne adını veren parça ‘Carry Fire’. Dozunda bir Doğu müziği etkisi, insanı rahatsız etmeyen bir mistiklik ve zengin bir vokal performansı. Robert Plant’in yarım asır sonra hâlâ müzik ateşini içinde taşıdığını ispatlayan bir albüm.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm