CAS
CAS

Cigarettes After Sex’in büyüsü

“Yeni albümün odağında romantizm, aşk, samimiyet, cinsellik var.”

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

Amerikalı dream pop grubu Cigarettes After Sex’in yıl sonuna kadar sürecek dünya turnesinin biletlerinin neredeyse tamamı şimdiden tükenmiş durumda. Grupla KüçükÇiftlik Park’taki konserleri vesilesiyle bir araya geldik ve Greg Gonzalez ile grubun hem müziğini hem de gelecek planlarını konuştuk.

Söyleşi: Hikmet Demirkol

Yoğun bir turne programınız var. Çocukken bu günleri hayal etmiş miydiniz? Müzikle ilgilenme, dünyayı gezen bir grubun üyesi olma hayaliniz var mıydı o zamanlarda?

Doğrusunu söylemek gerekirse evet, küçüklüğümden beri şarkıcı olacağımı ya da müzikle ilgileneceğimi düşünüyordum. Müzik küçük yaşlardan beri hep hayatımın içindeydi. Çocukluğumda evde ‘Thriller’ dinleyip heyecanlandığımı hatırlıyorum. Ama ilk gitarımı 10 yaşımda aldım. Takıntılı olduğum ilk gruplardan biri Queen’di. Freddie Mercury ve Brian May’e gerçekten hayrandım. Sanırım sonrasında ufak ufak ilerlemeye başladım. Ardından şarkı yazmaya ve elime geçen her şeyi dinlemeye başladım.

Çocukken dinlediklerinizi soracaktım ben de. Madem söz Queen’den açıldı oradan devam edelim. Size şarkı söyleten, müzik yapma konusunda sizi motive eden büyük ikonlar kimlerdi?

Queen hayranlığım çocukluk yıllarımda müzikle kurduğum bağları gözümün önüne getiriyor. Sonrasında büyük bir Metallica hayranı oldum. Metallica gitar çalmayı öğrenmemi sağladı. Bir Metallica belgeseli vardı, yazın her gün izlerdim. Belgeselde stüdyoda grubun nasıl kayıt yaptığı ve ‘Black’ albümünün hazırlık süreci anlatılıyordu. Tabii sonrasında turne ve konser görüntüleri de vardı. İşte o anda istediğim yaşam tarzının tam olarak bu olduğunu anladım; dünyanın dört bir yanında müzik yapmak, önemli hatta destansı ölçekte bir müzik icra etmek gibi şeyler aklımdan çıkmaz oldu. Bu benim için çok büyük bir şeydi. Bu hissi bende ilk uyandıran isim Metallica’ydı.

Cigarettes After Sex ismi nasıl ortaya çıktı?

2008 senesiydi, o dönemde arkadaşım, hatta benim için arkadaştan da öte olan bir kızla ilişkim vardı. Birbirimize aşık değildik, yani bu romantik bir ilişki değildi. Birbirimizle vakit geçirmekten büyük keyif alıyorduk. Birlikte olduktan sonra sigara içen ve bunu yapan ilk kişiydi. Sonra ben de ona katılmaya karar verdim. Biriyle birlikte sigara içtikten ve ortalık sessizleştikten sonra inanılmaz bir durgunluk anı olduğunu fark ettim. O anda gerçekten tüm evrenin yavaşladığını hissetmeye başladım. Huzurlu bir his vardı. Grubun ismi o huzur dolu hissi yaşadıktan sonra aklımda canlandı. O dönem yaptığım bir şeydi bu, seks sonrası ciddi bir şeydi. Hissettiğim bir şeydi. Gerçekten de çok yoğun ve güzel bir duyguydu. Öyle bir müzik yapmak istiyordum.

Bu anlattığınız his gerçekten de şarkılarınızın temelinde kendini gösteriyor. Peki, siz kendi müziğinizi baştan çıkarıcı buluyor musunuz?

Kesinlikle. İçinde romantizm ve samimiyet hissi olmalı. İnsanların yakın olduklarında, romantik zamanlar geçirdiklerinde ya da benzeri bir şey yaptıklarında dinleyebilecekleri bir müzikti üretmek istediğim. Hayranlarımızdan sürekli duyduğum bir şey bu yorum. Cigarettes After Sex parçalarının romantik anların fon müziği olduğunu her daim söylüyorlar, bence bu harika bir şey!

İlk albümünüzün Leonard Cohen şarkılarıyla kıyaslandığını okumuştum. Bu bence inanılmaz bir övgü. Leonard Cohen gibi büyük bir isimle karşılaştırılmak size ne hissettiriyor?

Bu beni hep duygulandıran bir şey, inanılmaz! Leonard Cohen’in üzerimde büyük bir etkisi var. ‘Chelsea Hotel’ ve ‘Famous Blue Raincoat’ gibi şarkılarını ilk dinlediğimde, çok doğrudan ve savunmasız olduklarını hissetmiştim. ‘Chelsea Hotel’ biraz kirli gibi ki bu da güzel. Şarkıları sansürlemek için çıkardığınız detaylarda yaşamak gibi. Bu yüzden ‘Chelsea Hotel’ ve ‘Famous Blue Raincoat’ yazmak istediğim türde şarkı sözlerine sahip. Gerçekten doğrudan tek bir kişiye hitap ediyormuş gibi hissettiren ve o sahneyi gerçekten resmeden sözler. Size özel biriyle paylaşacağınız tüm ayrıntıları bırakmak gibi. Pek çok şarkıda bu tarz ayrıntılar çıkarılır ama ben aksine bu ayrıntılara ihtiyacımız olduğunu düşünürüm. Leonard Cohen bu konuda kesinlikle bir usta. Ayrıca muhtemelen şimdiye kadar dinlediğim en şehvetli şarkı yazarı.

Grubun görsel dünyasının renk dağılımı her daim siyah beyaz. Vir renk daha kullansaydınız bu ne olurdu?

Bazen görsel dünyamıza renk katabilirim diye düşündüğüm oluyor ama renklerimiz yine de hep siyah beyaz olarak kalacak. Skalamıza bir renk daha eklemem gerekseydi, o renk kesinlikle kırmızı olurdu. Birçok yönden tutkuyu anlatıyor ve hem siyah hem de beyazla nefis bir uyumu var.

Müzik dünyasını yakından takip eden, yeni çıkan her şeyi dinleyen biri gibi görünüyorsunuz. Yanılıyor muyum?

“Eskiden her şey çok daha iyiydi,” gibi cümleler kuracak biri asla değilim. Her şeye eşit bakmaya çalışıyorum ve yeni çıkan müzikleri de benzer yakınlıkta kucaklamaya gayret ediyorum. Tonlarca yeni müzik dinliyorum. Listelerde hangi şarkılar var, trendler neler; hepsini inceliyorum. Ice Spice, PinkPantheress, SZA son zamanlarda beğenerek dinlediğim isimlerden. Her zaman yeni müzikleri takip edeceğime eminim. Sonuçta ben de pop müzik dinleyerek büyüdüm. Şu anda yapılan her şeyi seviyorum. Tabii ki hepsi muhteşem değil ama hâlâ pek çok iyi şarkı var.

Cigarettes After Sex favorilerinizi merak ediyorum. Mutlaka biri ya da birkaçı daha özeldir. Hangileri onlar?

Zaman zaman değişiyor ama son zamanlarda ‘Cry’ benim için ayrı bir yerde, çünkü bu şarkıdaki detaylar çok net değil. ‘Apocalypse’, ‘K.’ ve ‘Sunsetz’ gibi daha ünlü olan şarkılarımızda çok fazla ayrıntı var. ‘Cry’ın melodisi neredeyse klasik eserler gibi sade. Birine aranızda bir şeyler olduğunu ama bunun yürüyemeyeceğini ifade etmeye benzer bir detay barındırıyor. Bu ilişkide iyi bir şeyler var ama hâlâ dolaşmak ve hatta özgür olmak zorundaymışsınız gibi. Sanırım şarkıyı yazarken gerçekten gergin bir his dünyasındaydım. Şarkıda bunu itiraf etmek de garip bir şey gibi geldi. Tıpkı ilişkide sadık olamayabileceğinizi itiraf etmek gibi garip. Şarkının bu kadar çok dinlenmesi ve dinleyiciler tarafından benimsemesi de beni ayrıca duygulandırıyor. Sanırım dürüst bir şarkı, belki de tüm hikaye bu.

Cigarettes After Sex 2008 senesinde kuruldu. Aradan 15 sene geçmiş, epey uzun bir zaman dilimi bu. Müziğinizi, grubun kuruluşundan bu yana geçen süreyi de göz önüne alarak nasıl özetlerdiniz?

Müziğin kalbi kırık olan herkesi iyileştirmek için romantizmden yararlanması gerekiyor. Ayrıca aşık olan ya da aşık olmak isteyen insanları bir araya getirmeyi de amaçlıyor. Bence müziğin asıl yapması gereken bu iki şey. Kalbiniz kırıldıysa, incindiyseniz, yardıma ihtiyacınız varsa, romantizmden zarar gördüyseniz müziğin sizi iyileştirmesi gerekiyor. Ama aynı zamanda yeni bir romantizme yol açabilecek bir yanı da olması gerekiyor. Biz de bunu hedefledik, müziğimizde bunu anlatmaya gayret ettik.

Son albümünüz ‘Cry’ romantizm, güzellik ve cinsellik hakkındaydı. Yeni albümün temaları hakkında bize nasıl ipuçları verebilirsiniz?

Yeni albüm çalışmalarımız büyük ölçüde bitti ama muhtemelen önümüzdeki yaza kadar albümü piyasaya sürmeyeceğiz. Yayınlanmadan önce biraz daha detaylı şekilde üzerinde çalışmak istiyorum. Odağında romantizm, aşk, samimiyet, cinsellik var. Önceki albümlerde de yer alan temaları ele alıyoruz. Hayatımın 2019’da başlayan yeni dönemine odaklanıyor bu albüm. Yeni bir hikaye anlatma biçimi ve yeni deneyimler görecek dinleyici. Yeni albümdeki ana değişiklik ise biraz daha iyimser olması. Diğer yandan Cigarettes After Sex’i bir şekilde dans pistine yaklaştırmaya çalıştım. Dans pistinde kalp kırıklığı yaşamanın bir yolunun olup olmadığını görmek istedim. Sanırım bu kadar ipucu yeterli (gülüyor).

Temmuz ayında İstanbul’da bir konser verdiniz. Sanırım İstanbul’a dördüncü gelişinizdi bu. İstanbul favorilerinizi merak ediyorum. Önceki ziyaretlerinizde şehri ne kadar gezebildiniz? Deneyimlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Evet, dördüncü gelişimizdi. Yerebatan Sarnıcı’nı çok seviyorum, beni gerçekten büyülüyor. Sanırım ömrümde daha önce böylesine büyüleyici bir şey görmedim. Yerebatan Sarnıcı bence bir kent simgesinden çok öte bir şey. Atmosferi her gittiğimde farklı hisler uyandırıyor. İstanbul kesinlikle en sevdiğim şehirlerden biri. Egzotikliği, eski ve modern unsurların bir arada olması çok özel.

Müziğinizin gücü inkar edilemez. Şarkılarınızın yazım sürecinde size ilham veren yerler var mı?

Turnedeyken şarkı yazmak benim için pek kolay olmuyor. Evimde, düzenli bir rutinim olduğunda daha kolay yazıyorum. Bir New York’lu olarak ister memleketim El Paso’da ister Los Angeles’ta, nerede olursam olayım, düzen ve rutin beni üretmeye daha çok yaklaştırıyor. Seyahat ederken her şeyi içime çektiğimi ve deneyimlerimin içerde demlendiğini fark ediyorum. Mesela İstanbul kesinlikle aylarca kalıp yeni şarkılar üretmek için çok ideal bir şehir. Bunu yapmayı gerçekten çok istiyorum. Şehrin ritminden etkilenip, her gün etrafta dolaşıp bir sürü şey yazmak istiyorum. Belki bir sonraki albüm için bunu yaparım.

Bunu duyduğuma çok sevindim. Peki, İstanbul için bir şarkınızı seçseniz bu hangisi olurdu?

‘Nothing’s Gonna Hurt You Baby’ olurdu sanırım; çünkü grubu başarıya ulaştıran şarkı bu. Yayınlandığı zaman İstanbul’da hızla dinleyicisine ulaşmıştı. Bizim için çok özel bir durum. Şarkıyı ilk sahiplenen şehirlerden birinin İstanbul olması bizim için de kıymetli. Bu beni gerçekten çok mutlu ediyor.

Biraz da anılara gidelim. Stüdyodayken ya da dünyayı gezerken yaşadığınız ilginç bir olay var mı?

Size çok özel bir anımızı anlatacağım. ‘Heavenly’ şarkısının yazılışıyla alakalı bu anımız. Lafayette’te okyanusun hemen kıyısında bir festivalde çalıyorduk. Çok güzel bir festivaldi. Orman, okyanus ve hava harikaydı. Konserimiz çok güzel geçti, etkisi hâlâ hatırımda. Konserden sonra seyirciler sırf bize sarılmak için kuyrukta bekledi. Sanırım 1.000 kişilik bir kalabalıkla bu anı paylaştık. İmza vermedik, fotoğraf çektirmedik; seyirciler sadece bize sarılıp, bu anı kutlamak istediler. Sadece kucaklaşmak çok güzeldi. Ondan sonra hepimiz dışarı çıkıp sahile gittik. Galiba altı saat o sahilde zaman geçirdik. ‘Heavenly’ şarkısı o gün orada doğdu. O anda tam da olmak istediğim yerde olduğumu hissetmemle ortaya çıktı.

Geçen yıl verdiğiniz İstanbul konserinizi çok iyi hatırlıyorum. Binlerce kişi sizi sessiz bir şekilde izledi. Şarkılar arasında o büyük kalabalıktan çıt çıkmıyordu. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Bu harika bir his! Konserlerimize dair en sevdiğim şeylerden biri. Müziğin bir tapınağa benzemesi ve sakinleştirici bir etkiye sahip olması bize de çok iyi geliyor. Mesela ‘Opera House’ şarkımızı çalacağımız anda seyircilerin tamamen durgunlaştığına yemin edebilirim. O anı birlikte inşa etmeye ve ona uyumlanmaya bayılıyorum. Seyirci o anlarda o kadar sessiz ki, sanki olan biten her şeyi duymak istiyorlar. Duruma göre yüksek neşe ve güçlü sessizlik. Seyircinin bu iki hale bürünebilmesini çok özel buluyorum. Sahnedeki insana kendini daha da güçlü hissettiriyor.

www.cigarettesaftersex.com

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm