1. Eren Alıcı
    Eren Alıcı
  2. Eren Alıcı
    Eren Alıcı
  3. Eren Alıcı
    Eren Alıcı

Eren Alıcı ve solo projesi

Evdeki Saat grubundan tanıdığımız Eren Alıcı ile solo projesini konuştuk.

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

Söyleşi: Hikmet Demirkol

Müzik yolculuğun nasıl başladı? Müzisyen olmak çocukluk hayalin miydi? Ailende müzisyen var mı?

Küçüklüğümden beri hayal ettiğim bir şeydi müzik. Düğünlerde Athena’nın ‘Öpücük’ şarkısını açtırıp dans eden küçük bir çocuktum. Evde de söylermiş gibi yapardım şarkıları. Ailemde müzisyen yok, fakat henüz çocukken şarkı söylemekle alakalı belli belirsiz hayallerim olduğunu hatırlıyorum. Dedemlerin evinde küçük bir org vardı. Onunla oynamaya başlamıştım.

 Evdeki Saat’in ‘Huzursuzluğun Meyvesi’ hâlâ dinlemekten keyif aldığım bir albüm. Zamansız işlerden olduğunu düşünüyorum. Albüm yapmak zor bir süreç; özellikle de günümüzde teklilerle ilerlemek daha mantıklıyken ciddi anlamda efor ve bütçe gerektiriyor. Sen albüm yapma fikrine nasıl bakıyorsun?

Albüm yapmak ne kadar istediğim bir şey olsa da yapabileceğimi düşünmüyorum. Hem günümüze hem de benim şu anki yapıma uyduğunu söyleyemem; biraz spontane bir insanım. İdeal bir evrende albüm geleneğinin devam etmesini isterdim tabii ki.

Geçtiğimiz Eylül ayında Mete Özgencil şarkısı ‘Yalan’ın cover’ını yayınladın. Beni çok etkiledi bu çalışman. Bu şarkıyı cover’lama fikri nasıl ortaya çıktı? Cover çok zor bir iş, ancak senin bu alanda inanılmaz işler yapabileceğini hissediyorum. Başka cover planları var mı ufukta?

Cover yapmaktan çok hoşlanan birisi değilim. Yapılacaksa parçaya gerçekten bir şey katılması gerektiğini düşünüyorum; fakat böyle bir iş gelince geri çeviremedim. Benim için çok özel bir şarkı. Çok sevdiğim sözler. O yüzden seve seve elimden gelenin en iyisini yaptım. Kaan Düzarat da yardımcı oldu. Ne kadar yapmayı sevmiyorum desem de önümüzde iki tane cover çalışması var. Evdeki Saat’ten Ocak ve Şubat aylarında paylaşacağız. Hepsi çok keyifli işler oldu.

Evdeki Saat’in ‘Uzunlar’ı 140 milyon dinlenmeye yaklaşmış. Böyle büyük bir dinlenme sayısı yakaladıktan sonra şarkı yazarken ‘Acaba bu da aynı başarıyı yakalar mı?’ diye düşünüyor musun? Üretim aşamasında bununla ilgili bir stres yaşıyor musun?

Evet, bunlar aslında kafamda normalleştirdiğim çok büyük sayılar. Bir dönem büyük bir baskı yarattı üstümde. Gelgelelim, son zamanlarda müziğin rakamsal bir yarış olmaması gerektiği kanaatine vardım. Çünkü aslında sevilen ve benim de sevdiğim şey, içimden gelendi. İnsan ister istemez hem kendisiyle hem de dışarıyla bir yarışa giriyor. Kanaatimce bu yarış, hislerini ne kadar iyi aktardığınla alakalıysa iyi, rakamlarla alakalıysa kötü. ‘Love, Death & Robots’ın ‘Zima Blue’ bölümünü hatırlayanlar varsa ne demek istediğimi anlayacaklardır. Hiçbir şey o kadar da komplike değil.  

Evdeki Saat sayesinde büyük bir dinleyici kitlesine ulaştın. Geçtiğimiz ay kendi adınla yeni bir projeye başladın ve Eren Alıcı olarak ‘Kördüğüm’ şarkısını yayınladın. Kendi adınla yeni bir projeye başlama fikri ne zaman ortaya çıktı?

Aslında yıllardır gerçekleşmeyi bekleyen bir şey bu. ‘Uzunlar’dan önce de aklımdaydı. Sadece doğru zamanın geldiğini, yeterince olgunlaştığımı düşünüyorum. Vakti gelen şeyi de tutamıyorsunuz.

‘Kördüğüm’ün ortaya çıkış hikayesini öğrenebilir miyiz?

‘Kördüğüm’ sözlerinden de anlaşılacağı üzere zehirli bir hikaye. Bağımlılıkla, bağlanmakla alakalı. Yaşanan hislerin büyüklüğünü ve bunun insana verdiği zararı anlatıyor. Başımdan geçen olayların, hissettiğim şeylerin sağlamasını yaptığımda ortaya çıktı aslında bu. Bağlılık ve bağımlılığı sadece romantik anlamda düşünmezsek şarkının anlattığı şeyi daha iyi anlayabiliriz.

Eren Alıcı - Kördüğüm
Eren Alıcı

2024’te Eren Alıcı adıyla başka şarkılar ya da bir albüm çıkarmayı düşünüyor musun? Yeni yıl hedeflerin ve hayallerin neler?

Eren Alıcı ve Evdeki Saat müzik yapmaya devam eden iki farklı persona olacak. Elbette ki ikisinden de yeni yayınlar göreceğiz. Bu sene amacım olabildiğince çok üretmek. Farklı planlarım da var ama bunlar 2025’in konusu.

YouTube programın ‘Eren Alıcı ile Zaman Mekan’ı çok severek takip ediyorum. Meslektaşlarını ağırlamak nasıl bir duygu? Programın akışına ne kadar dahil oluyorsun? Programa konuk olmasını hayal ettiğin bir isim var mı? Kim gelse seni inanılmaz mutlu eder?

Hâlâ tam alışabildiğimi söyleyemem. Birilerini konuk etmek, muhabbeti belirli bir heyecan seviyesinde tutmaya çalışmak, derinleşmek, yüzeye çıkmak bunlar çok iyi ayarlamanız gereken ve tecrübe isteyen şeylermiş. Daha çok pişmem lazım bu konuda ama her şeyin de bir başlangıcı var. Sanırım yurt dışından birilerini ağırlayabilseydim ekstra mutlu olurdum. Dua Lipa mesela.

YouTube programında Teoman ile tanışma hayalini nasıl gerçekleştirdiğine denk geldim. 2024’te tanışmayı hayal ettiğin başka sanatçılar var mı?

Teoman’ın iki yan apartmanında oturuyorum. Birkaç kez kendisine denk geldim, hatta laf attım ama duymazdan geldi. Aynı festivalde çalacaktık. “Teoman abi, senin altında çalıyorum,” deyip cevap alamamıştım. Komikti. Az önce de belirttiğim gibi tanışmak istediğim ünlülerden biri Dua Lipa ama acelemiz yok.

Ünlü olmak senin için nasıl bir deneyim? Hayranlarınla ilişkin nasıl? İleri düzeyde bir sevgi ve aşırı ilgiyle karşılaştın mı hiç? Böyle bir anın varsa dinlemek isteriz.

Sanırım insanlar hayranlık duygusunu daha genç yaşlarda yaşıyorlar. Anlaşılır bir şey, hepimiz hissettik bunu. İnsanların sevgisi ve ilgisi bana iyi geliyor. Ün dediğimiz şey de çok değiştiği için kendimi ünlü olarak görmüyorum şu an. On bin kişiye konser verdikten sonra eve gelip gri eşofmanınızı giydiğinizde hayatınızda çok da bir şey değişmiyor çünkü.

10-15 sene önce dijital dünya henüz bu denli gelişmemişken müzik dinleme ve üretme süreçleri bambaşkaydı. Teknolojinin gelişmesi, yeni jenerasyon ve tüketim alışkanlıklarının da etkisiyle müzik üretme ve dinleme deneyimi artık bambaşka bir yolda ilerliyor. Kendi jenerasyonunu müzik üretimi ve takibi açısından nasıl değerlendiriyorsun?

Tabii ki çok iyi şeyler söyleyemeyeceğim. İnsanların her sektörde akıl sağlığını koruması çok zor. Müzik için de bu böyle. Ben çok düşünüp işin içinden şöyle diyerek çıktım: Boş ver, içinden geleni üret gitsin; makineyle yarışma.

Eren Alıcı’nın İstanbul’unu öğrenmeyi çok isteriz. Sevdiğin mekanlar ve restoranlar hangileri? Sana özel gelen, kendini rahat hissettiğin, hatta şarkı yazdığın yerler var mı?

İstanbul’a Beyoğlu’nda başladım ve burada devam ediyorum. Kadıköy ve Beşiktaş gibi birçok yerde yaşadım. Bir farklılık yapıp en sevmediğim semti söyleyeyim; Mecidiyeköy.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm