Hattın ucunda: Starsailor

25 yılın ardından geriye dönüp erken dönem kayıtlarınızı dinlediğinizde, genç Starsailor hakkında sizi en çok şaşırtan şey nedir?

Sesim o dönemden bu yana epey değişti. Yaşadığımız hayat tecrübesinin azlığına rağmen şarkı sözleri oldukça derinmiş. O zamanlar bu konuda pek bilinçli değildim.

Birçok grup uzun ömürlü olma konusunda zorlanıyor. Sizi bir arada tutan nedir?

Birbirimizin arkadaşlığından keyif alıyoruz ve grubun tüm sorunlarımızı çözmesi, her şey olması için fazla baskı kurmuyoruz. Sağlıklı bir baskı düzeyi var, bir de sağlıksız olan… Biz sanırım doğru dengeyi bulduk.

2001 yılına yani ‘Love is Here’ çıkmadan hemen önceki halinize bir mesaj gönderebilseydiniz, ne derdiniz?

Devam edin. Kendinize bu kadar yüklenmeyin.

Müziğiniz her zaman hüzünle umut verici melodiler arasında bir denge kuruyor. Bu ikilik şarkı yazarken ne kadar bilinçli bir tercih oluyor? Yıllar içinde bu yaklaşıma bakışınız değişti mi?

Aslında çok değişmedi. Samimi, içten sözleri erişilebilir ve pozitif melodilerle buluşturmak her zaman önemliydi. Mümkün olduğunca çok insanın müzikte ve sözlerde kendinden bir şey bulmasını istiyoruz.

Yaş ve deneyim şarkı yazarlığınızı daha mı cesur yoksa daha mı temkinli kıldı?

Sanırım daha temkinli hale getirdi. Yaş aldıkça insanları daha iyi anlamaya başlıyorsunuz, bu yüzden “dünya bize karşı” hissi azalıyor.

Geçmişi yücelten nostaljik şarkılar ile günümüzü yakalayan şarkılar yazma arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?

Cidden zor bir iş. İkisini birbirinden ayırmak en iyisi. Nostalji kısmı daha çok hayranlar ve bizim için hoş bir anı yolculuğu. Yeni müzik yapmak ise daha motive edici ama geçmiş başarıların gölgesinde kalma baskısı olmadan yapılmalı.

Türk dinleyiciler müziğe tutkuyla yaklaşmalarıyla bilinir. Buradaki konserinize dair sizi en çok ne heyecanlandırıyor?

Türkiye’de ve özellikle İstanbul’da daha önce birçok kez çaldık. Zorlu’daki konserin de harika geçeceğinden eminim. Kısa süre önce orada bir festivalde de yer almıştık. Türk dinleyiciler çok tutkulu; Türk müziği de köklü bir geçmişe sahip. Türk gençlerinin sanatlarına ve kültürlerine ne kadar bağlı oldukları ve ne kadar kıymet bildikleri belli oluyor.

25. yıl konserinize hazırlarken seyircinin klasik şarkılara duyduğu özleme karşılık verme ve yeni şarkılar çalma isteğiniz arasında nasıl bir denge kurdunuz?

Önceliğimiz her zaman hayranlar. Bazen kendimizi şımartmak güzel ama şarkı listesi %80 oranında hayranlar için olmalı. Üstelik eski şarkıları söylemekten hâlâ keyif alıyoruz; seyircinin muhteşem tepkisi onlara yeniden hayat veriyor.

Sahneye çıkmadan önce havaya girmenize yardımcı olan ritüelleriniz var mı?

Bazen vokal egzersizleri yapıyorum. Biraz yürüyüp volta atıyorum. Hep birlikte kısa bir toplanmamız olur. Ama çok çılgın bir şey değil.

Starsailor’ın müziği sinematik bir his taşıyor. Şarkılarınızı bir film türüyle eşleştirecek olsanız bu hangisi olurdu?

Kesinlikle drama. İçinde romantizm ve hüzün olan bir şey. Yönetmen olarak da P. T. Anderson.

Bugüne dek müziğinizle kurduğu bağ açısında sizi en çok şaşırtan ülke hangisiydi?

İlk Meksika ziyaretimiz unutulmazdı. Karşılama inanılmazdı, bizim için güzel bir sürpriz olmuştu. Meksika müziği, özellikle mariachi, harika. Ama sanırım o müzikle büyüyen birine İngiliz müziği farklı olduğundan ilgi çekici gelebiliyor.

Turnede yediğiniz en iyi yemek neydi?

Geleneksel Türk kebabı tabii ki.