İstanbul Uluslararası Oda Müziği Festivali, 31 Ağustos-18 Eylül tarihlerinde dördüncü kez müzik tutkunlarını ağırlıyor. Cello Duello, Villa Musica, Joë Christophe ve Vincent Mussat gibi isimleri ağırlayan festivalin perde arkasını genel sanat yönetmeni Nil Kocamangil’den dinledik.
İstanbul Uluslararası Oda Müziği Festivali’nin kurucusu ve genel sanat yönetmenisiniz. Festivali düzenleme fikri nasıl ortaya çıktı?
Bir viyolonsel sanatçısı olarak kariyerim boyunca katıldığım festivaller ve masterclass’lar bu projenin hayalini kurmamda büyük rol oynadı. Uzun yıllar yurt dışında hem viyolonsel hem de oda müziği alanında çok prestijli kurumlarda eğitim aldım, bunun devamında kurmuş olduğum bu büyük ağı ve edindiğim bilgiyi ülkeme taşımak istedim. 2020 yılında Türkiye’ye dönme kararı almamla birlikte festivalin temellerini atmaya başladık. Amacımız aslında çok zengin bir repertuvar sahip ancak niş bir alan olan oda müziğini sanatseverlere daha iyi tanıtmak ve sadece kalabalık formasyonlarla iyi müzik yapılabilir algısını değiştirebilmekti. Buna Türkiye’de bir ilk, dünyada ise çok az örneği olan; hem başvurusu hem de katılımın ücretsiz olduğu masterclass programlarını ekledik. Bu sayede dört yıldır, sadece dünyanın en ünlü sanatçılarını, İstanbul gibi bir metropolde dinleyicilerle buluşturmakla kalmıyoruz; bunun yanı sıra geleceğin sanatçı adaylarına alanının önde gelen solist ve pedagogları ile çalışma fırsatı sunuyoruz. Hem ücretsiz hem de sembolik fiyatlardaki konser biletleriyle de dünya yıldızlarına ulaşılabilirliği kolaylaştırarak çok kapsamlı bir festival gerçekleştiriyoruz.
Yıllarca hayalini kurduğum bir projenin gerçekleşebilmesinin yanı sıra dört yaşına girecek olması ve seviyeyi en üst düzey de tutarak devam etmesinin hem heyecanını hem de gururunu yaşıyorum. Bu yolda en baştan beri desteklerini esirgemeyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı’na çok büyük bir teşekkürü borç bilirim. Kendilerinin desteği olmadan bu kadar kapsamlı ve bu kadar kaliteli bir projeyi gerçekleştirmek bir hayal olarak kalırdı. Dilerim ki, festival daha da kökleştikçe insanlar planlarını Eylül ayındaki programımıza göre yaparlar.
Oda Müziği Festivali’nin bu yıl dördüncüsü gerçekleşiyor. İlk yıldan bu yana festival cephesinde neler değişti? Ne gibi yollar kat ettiniz?
Öncelikle sanatçı portföyümüz inanılmaz isimlerle doldu. Zira daha çok yeni bir festival olduğu için böyle isimlerin programa dahil olmayı kabul etmeleri bizim için çok büyük bir onur. Daha dört yaşında olan İstanbul Uluslararası Oda Müziği Festivali kapsamında birçok yıldızı da Türkiye’de ya da İstanbul’da ilk kez ağırladık. Ayrıca genç müzisyenlerin eğitimlerine destek için kurduğumuz İstanbul Uluslararası Oda Müziği Festivali Masterclass Programlarına bu zamana kadar katılan öğrencilerden bazıları seçkin pedagoglarımızın sınıflarında eğitim alma şansını kazandılar. Böylesine güzel bağlantılara vesile olmak bize amacımıza ulaştığımızı gösteriyor.
Festival programını oluştururken ne gibi kriterleri göz ettiniz?
Festivalimizin en büyük özelliği kapsamlı ve ulaşılabilir olması, ayrıca herkesin kendinden bir şeyler bulabilmesi. Her yıl yeniyi arıyoruz. Farklı enstrüman gruplarını, yeni söyleşileri ve atölye çalışmalarını programımıza ekleyerek, sanatçılarla seyirciler arasındaki sınırları kaldırıyoruz. Bu yıl da daha önceden programlarımızda yer vermediğimiz enstrümanlardan gitar ve perküsyona yöneldik, ayrıca daha önce yine yer vermediğimiz Tango müziklerini de programa dahil ettik. Çocuklar da bu yil festivalin en özel davetlilerinden. Onlar için düzenlediğimiz iki atölyede hem tahta nefesli enstrümanları tanıyacaklar hem de beden perküsyon atölyesinde eğlenirken öğrenecekler.
Festival programında sizi en çok heyecanlandıran üç konser hangileri?
Bütün konserlerimiz bizim için gerçekten çok özel ancak sadece üç isim vermem gerekirse dinleyicilerin özellikle 11 Eylül’deki Sonico Ensemble, 14 Eylül’deki Tambuco Percussion Ensemble ve 18 Eylül’deki Quatuor Ebene (Ebene Kuartet) konserlerini kaçırmamalarını öneririm. Bu konserlerin hepsi Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşecek. Ayrıca diğer bütün konserlerimizin bilgilerine festivalin sosyal medya hesapları İBB Kültür ve istanbulchambermusicfest üzerinden ulaşmak mümkün.