[title]
El değiştiren mekânın başına yıllarca Four Seasons otellerinin Amerika, İtalya hatta Seyşeller şubelerinin neredeyse her departmanında çalışan Murat Öztürk geldi. İlk işletmecilik deneyimi olduğunu söylersek LOUIS’nin üzerine ne kadar titrediği konusunda size ufak da olsa bir ipucu vermiş oluruz. Sevimli, sıcak ve tanıdık görünmeyi, kısacası tipik bir Karaköy mekânı olmayı çok önemsiyorlar ve bu yolda da çok iddialı adımlar atmışlar. Dekorasyon olabildiğine samimi, menü fiyatları oldukça makul -hele ki lezzetler düşünülürse- ve çalışanlar Divan Brasserie ve Four Seasons ailelerinden; kısacası işlerinde ustalar. Hâl böyle olunca mutfaktan çıkanlar da ortalamanın çok üstünde. Yengeç etli somon rulo bir başlangıç olsa da ana yemeği aratmayacak türden. Hem somonlar hem de yengeçler yerel marketlerden alınıyor, hepsi taptaze. Ana yemek olarak buğdaylı risotto’yla gelen kuzu karski iki kişiyi doyuracak kadar büyük bir porsiyona sahip. Buğdaylı risotto ise anne yemeklerini hatırlatırcasına doğal ve taze, biraz keşkeği andırıyor desek yeri. Kuzuyla beraber gelen kuru meyvelerin yerini LOUIS’de taze elma almış, yakında da ananas bu görevi devralacak gibi duruyor. LOUIS’de günlük çıkan menülerin yanı sıra cumartesi-pazar açık büfe kahvaltı da sunuluyor. Rezervasyonları erkenden yaptırın, masalar kapış kapış gidiyor.