[title]
Porter’ın kerameti adında saklı olan ‘Bar. B. Q.’ kısmında. Şık bir otel barı havasında olmasına ve menüde iddialı kokteyl reçeteleri yer almasına rağmen aklımızda kalan, mekânın et yemekleri. Amerika’dan getirdikleri fırında saatlerce pişirerek nefis, tütsülenmiş, barbekü et tabakları hazırlıyorlar. Fırından çıkan dana kaburganın (84 TL) dışı çıtır, hatta biraz yanmış gibi görünen bir hal alıyor; ama aslında her şey olması gerektiği gibi. İçinde sizi, isli ve yoğun tada sahip olan, kemiğinden kolayca sıyrılan bir et bekliyor. Etler uzun süre piştiği için ancak 17.00’den sonra sipariş verebiliyorsunuz. Olsun, menünün diğer kalemleri de bir hayli başarılı. Porter tam bir Amerikan restoranı olarak burger ve sandviç çeşitleriyle de göz dolduruyor, ama barbekü menüsü dışında en çok paylaşımlık başlangıçlar dikkatimizi çekiyor.
Marine edilmiş ve bir hayli yumuşak bir kıvama sahip olan chicken lollypop (34 TL) acı sevenler için. Sushi görünümündeki fried barbecue rolls (30 TL) ise içinde dana brisket parçaları ve yaban turbu barındırıyor, Porter’ın uzmanlık alanı et olduğu için bir hayli tatmin edici. Dilerseniz gerçek sushi seçeneklerini de tadabilirsiniz. Açıkçası et menüsü bu kadar başarılıyken, sushi’lerini denemek bizim aklımıza bile gelmedi. Cuma ve cumartesi akşamları canlı blues ve caz performansları da var.