Artweeks Istanbul’un bu yıl 12. edisyonunu düzenleniyor. İlk günden bugüne geldiğiniz noktayı düşündüğünüzde, sizce Artweeks’i Türkiye’nin çağdaş sanat ortamında özel ve dinamik kılan unsurlar neler?
Dünya metropollerinde büyük ana fuarlar yapılırken aynı anda daha küçük ya da benzer birkaç fuar aynı anda yapılıyor. Yine aynı tarihlerde müzeler ve galeriler de çok etkin. Biz ilk edisyonumuzu yaparken İstanbul Bienali ve Contemporary İstanbul’la aynı tarihlere denk geldik. Sokakla buluşan, birbiri ardına sıra evlerden oluşan sergilemelerimiz yoğun bir İstanbul gündemine rağmen ciddi bir izleyiciyle karşılandı. Bilgili ailesinin sanatsal yaklaşımı, mekanlarını sanata açmış olmaları 12. edisyona ulaşabilmemizin en önemli sebebi. Verdikleri destekle sanatı kalıcı mekanların dışına çıkararak izleyiciye ücretsiz olarak ulaşmasını sağlıyorlar. Süreklilik birçok sektörde olduğu gibi bizler için de önemli, yine Bilgili’nin ilişkileri sayesinde UBS İsviçre uzun zamandır etkinliğimizin ana sponsoru. Üst düzey yöneticileri her etkinliğimizde bizimle olup, kendi koleksiyonlarına Türk sanatçıların eserlerini de katıyor. Doğal bir çaba ve samimiyetle sanatın birçok farklı yapısını bir araya getiriyor Artweeks Istanbul. Galeriler, bağımsız sanatçılar, koleksiyonerler, küratörler, insiyatifler her edisyonda yer verdiğimiz yapılar. Artweeks Istanbul 2018’den beri Türk sanatının eko sistemine ciddi katkı yapan ve sevilen bir etkinlik oldu.

Bu yıl etkinlik ilk kez iki farklı lokasyonda gerçekleşiyor: Akaretler Sıraevler ve The Ritz-Carlton Residences. Bu çift mekanlı kurgu deneyimi nasıl zenginleştirecek?
İlk edisyonlarımızdan itibaren söylemimiz hareketli olacağımız yönündeydi. Hem içerik hem de bina sayımız her edisyonda farklılık içerdi. Son dört edisyonda Bilgili’ye ait Fulya binamızdaydık. Bu yıl Akaretler’i de yeniden gündemimize aldık. Akaretler’de daha çok ilk edisyonumuzdan itibaren bizimle olan benzer yapıdaki galeriler ve sanatçı soloları yer alacak. Fulya binamızda ise bizlerin dışında yeni kuşak galeriler, bağımsız sanatçılar, insiyatifler ve küratörlere ayrılan alanlar sanat izleyicisiyle buluşacak.
Artweeks, ücretsiz erişim imkanı sunarak geleneksel fuar formatına alternatif oluşturuyor. Bu kapsayıcılık sizin için neden önemli?
Dünyadaki tüm fuarlar galeri katılımlarından oluşur. Seçici kurulu galericilerden oluşur ve katılımcıları da sadece galerilerdir. Süresi 4-5 gündür ve giriş ücretlidir. Bizler ise iki hafta sonunu kapsayan, sanatın neredeyse tüm yapılarına, dinamiklerine yer veren bir etkinliğiz. En önemli özelliğimiz de iki hafta boyunca ücretsiz olması. Koleksiyoner ve sanat izleyicilerinin yanında öğrencilerin güncel sanatçıları ve yeni yapıtlarını ücret ödemeden izlemelerine olanak sağlıyoruz.
Bu edisyonda öne çıkan özel sergiler arasında Bülent Eczacıbaşı ve Cem Güventürk gibi isimler var. Bu isimlerin sergilerine ev sahipliği yapmaya nasıl karar verdiniz?
Fotoğraf sanatı resim ve heykelden sonra en önemli medyum. Son dönemde fotoğraf sanatı biraz daha az göz önünde ve galeriler fotoğraf sanatçılarına daha az yer veriyor, yine de fotoğrafın çağdaş sanat tarihinde yeri önemli. Hem fotoğraf sanatını yeniden öne çıkarmak, hem de yeni bakış açıları ve sanatçıları tanımak için de fırsat oldu. Sevgili Bülent Eczacıbaşı’nın fotoğraflarını uzun zamandır Instagram’dan izliyordum ve geniş kapsamlı bir sergi hazırlıkları olabileceğini düşündüm. Artweeks Istanbul’da altı fotoğraftan oluşan küçük bir seçkisi olacak. Daha geniş kapsamlı bir serginin ön iz düşümü diyebiliriz. Cem Güventürk ile sevgili Begüm Güney daha önce birlikte çalışmıştı, onun önerisi ve iş birliğiyle Artweeks Istanbul’da Güventürk’ün işlerini göreceğiz.
Özel sergiler dışında ziyaretçileri bu yıl nasıl bir program bekliyor?
Öncelikle Türk çağdaş sanatının önde gelen galerileri yine bu edisyonda bizimle. Akaretler’de özellikle aynı katlarda birkaç galeri bir arada yer alacak. Fulya’da çağdaş sanatın yeni kuşak galerileri yeni sanatçılarını bizlere sunacak. Bu yıl küratörlere de alan verdik. Kendilerinin kürasyonunu ve sanatçılarını göreceğiz. Genç sanatçılara alan sunan Bilgili Sanat da farklı bir sunumla sergileme yapacak.

Artweeks Istanbul bugüne dek yüzlerce sanatçı ve galeriyi sanatseverlerle buluşturdu. Türkiye’de sanatın erişilebilirliği ve sürdürülebilirliği için Artweeks Istanbul’un nasıl bir rol oynadığını düşünüyorsunuz? Yaptıklarınız Türkiye sanat ekosisteminde nasıl bir karşılık buluyor?
Sürdürülebilir olması Bilgili ailesinin desteğiyle mümkün oldu ve 12. edisyonumuza geldik. Sanatın ilişki kurduğu kurumun sanata olan desteği ve ilgisi çok önemli. Bilgili ailesinin uzun yıllara yayılan koleksiyonerlik ve sanatçı geçmişi var. Onların da projelerinde sanata her zaman öncelik olarak yer vermesi bu etkinliğin bugüne gelmesinin en önemli nedeni. Galeri mekanı dışında görünür olmak hem sanatçılar hem de bizim için önemli. Aynı zamanda satışa açık olması da sanat ekonomisini ciddi oranda destekliyor.
Artweeks’in kurucu direktörüsünüz. Sizin için en gurur verici an veya dönüm noktası ne oldu?
İlk edisyonu sevgili Serdar Bilgili’nin, galerici ve koleksiyoner dostlarımın desteğiyle yaptım. İlk projede devamı konusunda bir öngörüm yoktu. Gelen yorumlar ve izleyici izdihamı bizleri daha çok cesaretlendi. Bilgili’nin sanat ekibinin de projeye dahil olmasıyla çok daha güçlü bir yapıya dönüştük. Farklılıklar, değişimler, yeniden yapılanma bizde sürekli bir devinim halinde, bu da Artweeks Istanbul’u her daim dinamik tutuyor.