Ayşegül Turfan Mumcuoğlu - Pozitif Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

Kültür sanat dünyası pandemiden nasıl etkileniyor? Alınan önlemler uzun vadede ne gibi sonuçlar doğuracak? Farklı alanlardan isimlerle görüşerek bu soruların yanıtını aradık.

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

Pandemiden en çok etkilenenlerden biri kültür sanat dünyası oldu. Önlemler kapsamında canlı müzik mekanları da bir süredir kapalı. Türkiye’de müzik sektörü, canlı müzik mekanları ve kulüpler alınan önlemlerden nasıl etkileniyor? 

Dünya genelinde pandeminin yarattığı endişe çok ciddi boyutlara ulaştı ve global ölçekte işletmeler bu süreçten bir hayli etkilendi. Eğlence ve müzik sektörü de ilk kez karşılaşılan bu duruma karşı talep ihtiyacını yeni yöntemlerle devam ettirmeye çalışıyor. Müzikseverlerin, müzik kulüplerini tercih etmelerinin ardında yatan mevcut sebepleri düşündüğümüzde, sevdikleri müzisyenleri canlı dinlemek ve sosyalleşmek gibi ana faktörleri mekansal olarak sağlayamıyoruz. Bu aşamada yaptığımız dijital iletişimde müzik diyaloğu dışında varlığımızı gösteremiyoruz. Bununla birlikte seyahat kısıtlaması, yabancı sanatçıların booking’leri konusunda kısıtlanma, kalabalık ortamlarda bulunma korkusu gibi bazı engeller de yeni süreçte bizleri bekliyor. Tüm bunları düşündüğümüzde Kovid-19 ile birlikte küresel olarak değişen ve dönüşen dünyada aynı kalmak çok da mümkün olmayacak gibi görünüyor. 

Pandeminin Türkiye’de müzik sektörüne uzun vadeli etkileri neler olacak?

Pandeminin Türkiye ve tüm dünyada müzik sektörüne uzun vadeli etkilerinden bahsetmek için oldukça erken. Öngörülerimiz, yeni şeyler okudukça ve yeni durumlarla karşılaştıkça günbegün değişiklik gösteriyor. Şu anda kesin olarak söyleyebileceğimiz tek şey; pandemi sonrası dönemde, özellikle de gelecek yeni yönetmeliklerle birlikte, yeni alışkanlıkların ortaya çıkacağı. Bizler de müzik sektöründeki profesyoneller olarak, bu yeniliklere uyum sağlamak zorundayız. Aynı zamanda müzikseverlere akılcı, yaratıcı ve kendilerini bir veya birkaç unsurla ayrıştıracakları özel içerik ve yöntemler sunmamız gerekiyor. Fakat bu sürecin şu anda tek bir formülü yok. Bu içerik ve deneyim modelleri ortaya çıkıp yolda şekillenecek gibi görünüyor. Bu süreçle birlikte aşağıdaki durumların oluşacağını düşünüyoruz. 

Son yıllarda uluslararası bir trend olarak gözlemlediğimiz yereli ve yerliyi odağına alan içerik ve programların, önümüzdeki dönemin getireceği kısıtlamalarla güçlenmesi.

Dijital mecraların, müzik iletişimi ve izleyici kitlesine ulaşım için kullanımının artması ve bununla beraber dijital içeriklerde çeşitlilik gözlenmesi. Özellikle video performans ve online panel gibi içeriklerde yenilikler gözlemliyoruz.

Kısıtlamalarla beraber, sınırların ötesine ulaşılmak istendiğinde yine dijital içerikler ve deneyimler ortaya çıkmaya devam edecek.

Müzik insanlarının, sanatçıların ve müzikseverlerin daha iç içe olarak, farklı ortamlarda diyaloğa devam edeceğini düşünüyoruz.

Sosyal sorumluluk projelerinin artmasını beklerken; sanatçı ve kültür sanat kurumlarının aracı konumunun önemini sürdüreceğini düşünüyoruz. Aynı zamanda kültür sanat sektörüne gelecek yardımların artması ve sektörün kırılgan yapısını sağlamlaştırmak adına atılacak adımlar için, sektörel bir birlikteliğin ve diyaloğun gerçekleşeceğini öngörüyoruz.

 

Normalleşme sürecine dair öngörüleriniz neler? 2020’nin geri kalanında müzik dünyasını neler bekliyor?

2020’de insanların bir araya gelip sosyalleştiği müzikal etkinliklerin gerçekleşmesi pek mümkün gözükmüyor. Bu konuda hemen hemen herkes hemfikir. Mekanların tam teşekküllü çalışır düzene geri dönmesi 2021’den önce imkansız, hatta 2021’in ilk yarısında bile zor görünüyor. Belirlenecek yönetmeliklerin bunun aksini söyleme olasılığı olsa da, çoğumuzun herhangi bir ‘sosyalleşme’ ile bir araya gelmekten çekinme ihtimali yüksek gibi duruyor. Özellikle de ayakta izlenen ve kapalı alanlarda gerçekleşen konserlerin tam kapasiteyle gerçekleşmesi zor. Turizm ve hizmet sektörünün açılmaya başlayan diğer alanlarından da şu anda gözlemlediğimiz üzere, hiçbir mekan bir süre daha yüzde yüz kapasiteyle çalışamayacak. Bu da, maalesef sektördeki ufak ve orta ölçekli mekanların sürdürülebilirliğinin sağlanamayacağını işaret ediyor. 

Büyük çaplı festivallerin akıbetiyle ilgili epey yazılıp çizildi. 2022’ye kadar festivallerin gerçekleşmemesinin bile ihtimaller dahilinde olduğu, gerçekleşse bile artık çok daha küçük çaplı olacakları söyleniyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Kitlesel etkinliklerin yapılması, hem bütçesel açıdan hem de yeni yönetmelikler ve değişen alışkanlıklardan dolayı, dünya genelinde zor görünüyor. Farklı mekanlarda gerçekleşen festivallerin veya bahsettiğiniz gibi butik etkinliklerin devam etmesi daha gerçekçi gibi.  

Türkiye’de ve dünyada müzik sektörü, salgının sebep olduğu yaraları nasıl sarabilir? Bunun için şimdiden nasıl adımlar atılabilir?

Buradaki en kritik konu müzisyen, temsilciler, organizatörler, mekanlar ve markaların gerçek anlamda dayanışması, sürekli şeffaf bir iletişim halinde olması. Batıda, müzik sektörünün kuvvetli olduğu ülkelerde bunun örneklerine rastlıyoruz. Başka türlü canlı müzik sektörünün ayakta kalması imkansız. Son iki buçuk ayda bu sektörün profesyonelleri olarak çok şey kaybettik, kaybetmeye de devam ediyoruz. Tünelin ucunda ışığa rastlayabilmek için iş birliği şart; biz mekanlar müzisyenlere, markalar da hepimize yardımcı olmak durumunda. Atılacak adımların, yapacağımız yeniliklerin bir anlamı olması için birbirimizin ayağına basmadan, iş birlikçi ve çözüm odaklı olmamız gerekiyor. Farklı mekanların, farklı konseptler geliştirirken markaları ve müzisyenleri de işin içine sokmaları şart. Rekabet yine olacaktır ve olmalıdır, ancak pastadaki dilimleri hepimiz ortamı zenginleştirecek şekilde paylaşmalıyız.

Babylon’un kapalı olduğu bu dönemde sizler de çevrimiçi içeriklerle karşımıza çıkıyorsunuz. Takipçilerinize ne tip içerikler sunacağınızı nasıl belirliyorsunuz?

Sosyal etkileşimi kısıtlayan salgın, sosyal medyadaki etkileşimleri de yükseltiyor. Bizler de, bu süreci birbirimize yararlı olacak şekilde nasıl atlatabiliriz konusunu daha çok önemsiyoruz. Bireysel bir sürecin içinde olmak yerine, kolektif bir çalışma şeklini benimsemeliyiz. Konser mekanlarımızın kapalı olduğu dönemde ise hem Pozitif Müzik çatısı altında hem de Babylon ve Volkswagen Arena olarak çeşitli içerikler üretmeye devam ediyoruz.

Babylon olarak salgın sürecinde ‘Şimdi. Evde. Müzikle Kal.’ mesajıyla yeni bir video yayınladık. ‘Şimdi. Evde. Müzikle Kal.’ serisi kapsamında; bir dakikalık Instagram konserleri, sanatçılarla söyleşiler ve çalma listelerini sosyal medya hesaplarımızdan paylaşmaya devam ediyoruz. Aynı zamanda kampanyanın devamı niteliğinde olan ‘Evde Müzikle Kalmanın Alfabesi’ ile de ahalimizle 29 gün boyunca her gün yeni bir harf ve o harfin sloganına uygun şarkı eklediğimiz bir liste hazırladık. Yaz süreciyle birlikte başlayıp yeni sezonda da devam edecek yeni dijital projeler üzerinde çalışıyoruz. Sevdiğimiz müzikleri tekrar tekrar dinlediğimiz, yenilerini keşfettiğimiz ve yeniden konserlerde buluşacağımız günlerde buluşmak üzere diyelim.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm