1. ZEYNEP KAYAN
  2. SILA YALAZAN
  3. OUKA LEELE
  4. OUKA LEELE
  5. MICHAL CHELBIN
  6. ÖZLEM ŞİMŞEK
  7. CLEMENS ASHER

Fotoğraf tutkunlarının dikkatine

212 Photography İstanbul, 10 güne yayılan bir fotoğraf maratonu vadediyor.

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

ZEYNEP KAYAN

212 Photography İstanbul’da sergileyeceğiniz işleri nasıl tanımlardınız? Bu seride ne anlatmak istiyorsunuz?

‘Geçici Aynılık’ serisi, ismini bir John Ruskin kitabı olan ‘The Nature of Gothic’den alıyor. Ruskin, ‘aynı’ hissedilenin geçiciliğine inanıp sabırla karşılayanları, değişim tutkunları ile karşılaştırır. Bu seri aynı gibi görünen ama aynı ol(a)mayanı, nötr bir beden ve çeşitli objelerle tekrar etmeyi esas alan denemeler olarak görülebilir. 

İlham kaynaklarınız nelerdi?

Trisha Brown, Anne Teresa de Keersmaeker, Yvonne Rainer gibi çağdaş dansçı ve koreograflar ve Steve Reich.

Pandemi çalışmalarınızı ve yaratıcılığınızı nasıl etkiledi?

Her zamankinden daha fazla kendi dünyama kapandım. Etkilerini zamanla daha iyi anlayacağımı düşünüyorum.

SILA YALAZAN

212 Photography İstanbul’da sergileyeceğiniz eseri nasıl tanımlardınız? Bu seride ne anlatmak istiyorsunuz?

Festivalde sergileyeceğim ‘Yasak Oyunlar’ serisinden seçilmiş eserler, iki genç arkadaşımın, Tarlabaşı sakinlerinden Havin ve Şevval’in yaratma içgüdüsünden ve gündelik yaşantılarından izler taşıyor. Bu seride Tarlabaşı ve Bauhaus Okulu arasındaki benzerliklerden yola çıkarak komün hayatı, zanaat, el işine saygı gibi unsurları kullanarak iki ayrı dünya arasında dolaylı bir ilişki kurduk. 

İlham kaynaklarınız nelerdi?

Bauhaus Akımı, Oskar Schlemmer’in ‘Triadic Ballet’i, Maleviç’in tasarladığı ilk fütürist opera ‘Güneşin Zaptı’.

Pandemi çalışmalarınızı ve yaratıcılığınızı nasıl etkiledi?

Bu süreç ilk kez ailem ve ev yaşantımıza dair bir seri üzerinde çalışmamı, insanın farklı ruh iklimlerini yansıtma biçimi hakkında düşünmemi, iç mekanda farklı teknikler ve ışıklar kullanmamı sağladı.

OUKA LEELE

212 Photography İstanbul’da sergileyeceğiniz eserleri nasıl tanımlardınız? Çalışmalarınızla ne anlatmak istiyorsunuz?

Fotoğraflarımın retrospektif bir yönü olduğunu düşünüyorum. Her biri hikayeler anlatan, oldukça edebi görüntüler. Benim felsefemi aktarıyorlar. Çocukluğumda izlediğim reklamlardan çok etkilendiğim için pop-art’a göz kırpan bir yönleri var. Diğer yandan Madrid’deki Prado Müzesi’ne yaptığım ziyaretlerin etkisiyle klasik görünüyorlar. Seçtiğim insanlarla birlikte fikirlerimi aktarabileceğim bir sahne oluşturuyorum, ardından büyük bir kamerayla siyah beyaz fotoğraflar çekiyorum. Sonra fotoğrafın büyük bir kopyasını çıkarıyorum ve onu aylar boyunca kalemlerle ve sulu boyayla boyuyorum. Ta ki, tüm görüntü renklenene kadar… Renklerin görüntüyü daha gerçek kıldığını hissediyorum çünkü duygularımı renklerle daha iyi ifade ediyorum.

İlham kaynaklarınız nelerdi?

İlham kaynağım kendi hayatım. Doğa ve kitap okumak da bana ilham veriyor. Yıllar önce bir gün tamamen bana ait tükenmez, canlı bir ilham kaynağı olduğunu ve ona her zaman erişebildiğimi fark ettim.

Pandemi çalışmalarınızı ve yaratıcılığınızı nasıl etkiledi?

Oldukça kötü etkiledi. İnsanları maskeyle görmekten hoşlanmıyorum. Yüzlerini, gülümsemelerini görememek hoşuma gitmiyor. Çok üzücü. Bu çılgınlık, çekilen acılar bana ilham vermiyor. Bu nedenle hayatta kalmamızı sağlayacak bir şeyler yaratmaya, sanatı ilaç olarak kullanmaya ihtiyaç duyuyorum.

MICHAL CHELBIN

212 Photography İstanbul’da sergileyeceğiniz eserleri nasıl tanımlardınız? Çalışmalarınızla ne anlatmak istiyorsunuz?

Fotoğraflar İspanya’daki boğa güreşi okullarında çekildi. Bu kareler gençler ve üniforma arasındaki ilişkiyi incelediğim serinin bir parçası. 2021 sonbaharında yayımlanacak dördüncü monografımda da bu konuya odaklanıyorum.

İlham kaynaklarınız nelerdi?

Resim tarihinin eski ustalarından ilham alıyorum. Velázquez, Caravaggio gibi isimlerin işlerimde, ışık ve mekan kullanımımda büyük etkisi var. 

Pandemi çalışmalarınızı ve yaratıcılığınızı nasıl etkiledi?

Pandemi yüzünden seyahat edemiyorum ve kendi çekimlerimi gerçekleştiremiyorum. Moda çekimleri için de seyahat etmem mümkün değil. Bunun yerine ürünleri bana yolluyorlar, ben de çekimleri bulunduğum yerde gerçekleştiriyorum. Ayrıca çocuklarımın fotoğrafını çekmeye başladım. Bunu hep yapmak istemiştim, nihayet karantinadayken başlayabildim.

ÖZLEM ŞİMŞEK

212 Photography İstanbul’da sergileyeceğiniz işleri nasıl tanımlardınız? Bu seride ne anlatmak istiyorsunuz?

212 Photography İstanbul bünyesindeki ‘İcra ve Müzakere’ sergisinde ‘Selfportre Olarak Modern Türk Resmi’ serimden performatif fotoğraf ve video işlerim sergilenecek. Bu işlerde erken dönem modern Türk resmindeki kadın temsilleri üzerine çalıştım. Modernliğin ve kadınlığın bu imgelerde nasıl kurulduğunu araştırdım. Osman Hamdi Bey, İbrahim Çallı, Namık İsmail, Şeref Akdik gibi erkek ressamların yanı sıra Mihri, Hale Asaf, Fahrelnisa Zeid gibi kadın ressamların çalışmalarındaki kadınların kılığına girdim ve onlar gibi poz vererek bugün modern Türk kadını imgesinin sanat eserlerinde nasıl temsil edildiğini araştırdım. Bu imgelerin kimliğimizi kuran, kurmaya yeltenen dinamiklerini araştırmaya yönelik zihinsel, görsel ve bedensel bir performans olarak tanımlayabilirim çalışmalarımı.  

İlham kaynaklarınız nelerdi?

Türkiye’de kadınların farklı kültürel grupların temsilcileri olarak çeşitli tanımlamalara sıkıştırılması, stereotipler ve bu stereotiplerin edebiyatta, resimde, fotoğrafta, sinemada, basında temsil edilme biçimleri benim için her zaman ilgi çekici bir konu oldu. Yüksek lisans tezim için Türkiye’de çağdaş ve modern sanatın nasıl örgütlendiğini araştırırken Osmanlı-Türkiye modernleşme sürecinin bugün Türkiye’deki toplumsal ve kişisel birçok sorunun/tartışmanın düğümlenme noktası olduğunu fark ettim. O dönemde hem sanat hem de kadınlar modernliğin önemli simgelerine dönüşmüş durumda. Ancak temsiller aynı zamanda kimlikleri de şekillendirir. Dolayısıyla bu resimler, kadınlardan beklenen modernlik, saygınlık, feminenlik, narinlik gibi özelliklerin de kuruluş yeriydi. Ben de modern Türk sanat tarihinden resimler üzerine araştırma yapmaya başladım. Sanatçısı kimdir? Sanatçının yaşam hikayesi bize ne söylüyor? Toplumla kurduğu ilişkinin boyutları nelerdir? Modelleri kim? O resimlerde o modelleri neden o biçimlerde temsil etmişler? Neler anlatmak istemişler? Biz bugün bu resimleri nasıl anlamlandırıyoruz? Sonuç olarak çalışmalarımda da çeşitli temsil biçimlerine dair sorular geliştiriyorum.

Pandemi çalışmalarınızı ve yaratıcılığınızı nasıl etkiledi?

Pandemi sürecinin ilk döneminde eve kapanmanın getirdiği yalnızlaşma, yaratıcılığımın dışarıyla derinden bağını fark etmemi sağladı. İlk günlerde fotoğraf çekmeye başladığım dönemlerdeki gibi süreci öznel bir bakış açısıyla belgelediğim fotoğraf ve video işleri ürettim. Ancak kısa bir süre içinde hastalık endişesi ve izolasyonun yarattığı kaygı ve anksiyetenin yaratıcılığımı pek de iyi etkilemediği ortaya çıktı. Dışarıdan uzak kalmak, sevdiklerimi görememek, onlarla zaman geçirememek beni günlerin geçmesini beklediğim bir pozisyonda sabit kıldı ve kendimi zamanda hareketsiz kalmış hissiyle baş başa buldum.  Ancak şimdi yeniden çalışmaya ve üretmeye başladım. 

CLEMENS ASHER

212 Photography İstanbul’da sergileyeceğiniz işleri nasıl tanımlardınız? Bu seride ne anlatmak istiyorsunuz?

‘A Modernist Lunchbreak’te hareket halindeyken öğle yemeklerini yiyen iş insanları var. Kuklalar gibi gerçeküstü figürlerle dolu soyut mekansal kompozisyonlar yarattım. Geçmişteki modernist gelecek görüşleri ve çağdaş sosyolojik fenomenler arasındaki ilişkiyi ironik bir bakış açısıyla araştırıyorum. Çok sınırlı bir fikir ve arzular yelpazesi içinde kendilerini özgür hisseden insanlar var işlerimde. Arzularının tatmin edilmesi için sistemin parçası olmaları gerekiyor. Çalışmalarımda sıklıkla renklerin ve tekrarlayan gösterimlerin bilinçaltı etkisini araştırıyorum. Pazarlama ve reklamcılığın doğasında olan bu ilkeler, sürekli olarak toplumsal kontrol araçları olarak kullanılıyor.

İlham kaynaklarınız nelerdi?

Sanat tarihinden ve kolektif görsel hafızamızdan çeşitli stilleri ve unsurları bir araya getirerek yeni çağdaş ifadeler oluşturuyorum. Bu yüzden simya çizimlerinden Zen el kitaplarına kadar sanat tarihinden birçok farklı şeye bakıyorum. 

Pandemi çalışmalarınızı ve yaratıcılığınızı nasıl etkiledi?

Evden çalışmaya alışkın olduğum için beni pek etkilemedi. Çizim yapmak, kitaplara bakmak ve genelde odaklanamadığım şeyleri yapmak için zamanımın olması güzeldi.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm