Karşınızda kendilerine özgü çalışma tarzlarıyla 11 genç sanatçı

Kimdir? Maryland Institute College of Art’ta illüstrasyon eğitimi alan Berkay Buğdanoğlu, çelik üzerine resimler işliyor ve heykeller üretiyor.

Neler yaptı? Son dönem çalışmalarını içeren ‘Reclamation’ solo sergisiyle Mixer’in sezon açılışını gerçekleştirdi. Ardından Art Stage Singapore fuarındaki Mixer standında ‘Typhon’ işiyle yer aldı.

Neden takipteyiz? Sanatçı çelik üzerine pas kullanarak yaptığı işleriyle zaman ve oluş kavramlarını irdeliyor. Zamanın geçişine işaret eden pas kullanımı bir yandan da yağlı boya geleneğine karşı duruyor. Organik olarak dönüşen bu materyaller bir yandan göz alıcı, bir yandan da kaotik. ‘Reclamation’ adlı ilk solo sergisiyle çalışmalarını ayrıntılı bir şekilde görme olanağı bulduğumuz sanatçının, heykel ve enstalasyonlarıyla da ilk kez bu sene karşılaştık. Antik Yunan Tanrıçası Venüs’ün heykelinden ilham alan ‘Islah’ heykeli ve heykelin yanma sürecine dair videosu, sanatçının düşünce biçimini özetliyor. Çelik, ahşap ve özel bir yazılımdan oluşan ‘Shear’ enstalasyonunda ise fikirlerini farklı formlarla ifade edebileceğini gösterdi.

Kimdir? Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğraf ve Video Bölümü’nden mezun olduktan kısa bir süre sonra ilk kişisel sergisini açtı. Doğum ve ölüm temaları etrafında topladığı fotoğraf, video, resim ve enstalasyon çalışmalarında canlı renk paletleri kullanıyor.

Neler yaptı? 2016’da Mamut Art Project’teki işleriyle dikkat çeken Elif Biradlı, bu seneki Contemporary İstanbul fuarında Versus Art Project standında yeni üretimleriyle yer aldı. Hemen ardından da Versus’ta ilk solosu ‘Bu Aptalca’yı açtı.

Neden takipteyiz? Biradlı’nın çalışmaları ilk bakışta canlı renkleriyle izleyiciyi tavlıyor. Ki kendisi de ziyaretçiyi renklerle cezbetmeye çalıştığını söylüyor: “İzleyici ilk başta renkler güzelmiş diye yaklaşıyor, sonradan depresif yönlerini görüyor. İzleyiciyi renkle kandırıp işin derinine girmesini istiyorum.” Çok değil, bir iki kat derinde ürpertici şeylerle karşılaşıyorsunuz. Doğum ve ölüm, tedirginlik ve netlik gibi karşıt ancak iç içe geçmiş kavramlar, varoluşa dair sorgulamalar için alan açıyor.

Kimdir? Desen, gravür, mürekkep ve sulu boya çalışmalarını yıllardır takip ettiğimiz Sadık Arı, doğa ve insan ilişkisi üzerine işler üretiyor. Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar Bölümü’nden mezun.

Neler yaptı? İlk solo sergisi ‘İntaniye’yi geçen Kasım ayında Artnivo’da açan sanatçı, ardından Blok Art Space’in ‘Botanik Üzerine’ isimli karma sergisine iki gravürüyle katıldı.

Neden takipteyiz? Tuhaf hayvanların ve bitkilerin yer aldığı resimlerinde “doğanın vahşi kısmıyla ilgilendiğini” belirten Arı, sergisinde hem distopik hem de fütüristik bir atmosfer sundu. Fatih Özgüven’in, ‘İntaniye’ sergisinin katalog yazısında da belirttiği gibi, “çok ayrıntılı doğa betimlemelerine benzer bir tekinsizlik” hâkim Arı’nın işlerinde. Tıpkı Rönesans ya da Barok dönemlerdeki gravür ve desen ustalarının eserlerinde olduğu gibi… Sanatçı, desenlerinin köklerinin çocukluğunda merak saldığı ansiklopedik çizimlerde olduğunu söylüyor: “Oradaki öğretme amacıyla yapılan çizimlerde bir istifleme var. Bütün figürleri tek bir görselde betimlemeye çalışıyorsun. O görsellere gerçekten aşıktım. Hem bana korkutucu geliyordu, hem de her şeyin her şeye dönüşebileceği bir şey vardı: Organik akış.” İlk solo sergisinde desenlerini daha dikkatli inceleme fırsatı bulduğumuz Arı, önümüzdeki sezonun karma sergilerine hazırlanıyor. Bu sefer üçüncü boyutu da işin içine katarak...

Kimdir? Paris’te plastik sanatlar ve yeni medya eğitimi alan Gizem Karakaş, performans temelli işlerinde sanat dünyasının dinamiklerini ve bir sanatçı olarak kendisini sorguluyor.

Neler yaptı? Geçen yaz Gaia Gallery’deki ‘Glory Hole’ sergisinde ‘Yerin Kulağı Var’ performansını sergileyen sanatçının işlerini yıl boyunca farklı mekânlarda gördük. Galeri 5’te ‘Mutluluk Duası’ isimli performans temelli işini sergiledi. Bu seneki Mamut Art Project’te üç saatlik ‘Muhakeme’ performansını izledik. Bağımsız sanat inisiyatifi Hah ile beraber çalışmalarını sürdüren Karakaş, inisiyatifin ilk sergisi ‘Vesile’de ‘Göründüğü Gibi Değil’ yerleştirmesini sundu.

Neden takipteyiz? İki yıl önce Galerist Studio’da açtığı ilk solo sergisi ‘Studio’yu Gezmek İçin Son Şansınız!’ Karakaş’ın üretimlerine dair ipuçlarını vermişti. Bir galeri çalışanı olarak sanat dünyasıyla ilişkisini ve sanatçı olarak kendisini masaya yatıran Karakaş, mizah ve ironinin eksik olmadığı işler üretiyor. ‘Yerin Kulağı Var’ performansında içinde bulunduğu karma serginin sanatçılarının dedikodusunu yapan Karakaş; ‘Studio’yu Gezmek İçin Son Şansınız!’da ise Andy Warhol, Gavin Turk, John Baldessari ve Serkan Özkaya gibi sanatçılara referans veren işlerine yer verdi.

Kimdir? Video, enstalasyon, desen gibi farklı formlarda ürettiği kavramsal işlerinde sanatta temsil meselesini irdeleyen Burak Kabadayı, Marmara Üniversitesi’nde yüksek lisans yapıyor.

Neler yaptı? Bu sezon Burak Kabadayı için epey hareketli geçti. Önce Mixer’deki ‘Açık Depo’ seçkisinde ‘20’sinden Sonra’ adlı solo projesini sundu. Neredeyse eş zamanlı şekilde Alt Sanat Mekânı’ndaki ‘Hiçbir Şey Görememek’ karma sergisine ‘Bırak Orada Kalsın’ isimli işiyle katıldı. Ardından da Tarlabaşı’ndaki Pasajist inisiyatifiyle beraber ‘24 Saat’ isimli solo çalışmasını sergiledi. Son olarak da Adahan Istanbul Hotel’deki ‘Bir Yaşam Aralığında’ sergisinde ‘124 m.’ videosuyla yer aldı.

Neden takipteyiz? İşlerinde temsiliyet, temsiliyetin formları ve tanıklık etme gibi soruları baz alarak yola çıkıyor sanatçı. İnsanların ve doğanın hikâyelerini en az müdahaleyle kayıt altına alan/aldıran Kabadayı, bunları son dokunuşuyla sanata dönüştürüyor. Kavramsal sanat gibi genç bir isim için riskli olabilecek bir formun altından sadelikle kalkan sanatçı, bu sezon içinde çok önemli projelere imza attı. ‘20’sinden Sonra’ projesinde Çatalca bölgesindeki ormanlardan kömür elde eden köylülerin hikâyesini anlattı. ‘Bırak Orada Kalsın’ işinde ise Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki çatışmalardan arta kalan izler üzerine çalıştı. ‘24 Saat’ projesinde de Tarlabaşılı çocukların zamanla ilişkilerinden yola çıkarak bir duvar saati üretti.

Kimdir? Bilkent Üniversitesi’nde grafik tasarım okuduktan sonra Maryland Institute College of Art’ta illüstrasyon üzerine yüksek lisans yapan Meltem Şahin, şu sıralar çalışmalarını Atölye İstanbul’da sürdürüyor.

Neler yaptı? ‘Negative Pleasure’ isimli optik illüzyon oyuncaklarından ve animasyonlardan oluşan ilk kişisel sergisi Mixer’in ‘Açık Depo’ seçkisinde yer aldı. Bant Mag. Havuz’da, 19 kadın sanatçının işlerinin yer aldığı ‘PMS’ sergisinin de küratörlüğünü üstlendi.

Neden takipteyiz? Meltem Şahin’in işleri ilk bakışta illüstratif görünebilir. Ancak felsefe tarihinin köşe taşlarıyla altyapısını döşediği ‘Negative Pleasure’ sergisinde, animasyon ve optik oyuncak gibi araçların eğlence sektörü dışında da anlamlar taşıyabileceğini gösterdi. Bir yandan çeşitli kurumlar, dergiler için tanıtım GIF’leri ve animasyonlar da hazırlayan sanatçı çocuk kitapları için illüstrasyonlar da yapmış. Amerika menşeli çocuk kitabı ‘P is for Pussy’ için hazırladığı illüstrasyonlar yurt dışında epey ilgi gördü. Bant Mag. Havuz’da açılan ‘PMS’ sergisinde dünyanın farklı bölgelerinden, artırılmış gerçeklik üzerine çalışan kadınları bir araya getirdi. Önümüzdeki senelerde Şahin’in işlerini kitaplardan dergilere, tanıtım görsellerinden sergilere kadar birçok yerde göreceğiz.

Kimdir? Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü ve Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Yüksek Lisans Programı’ndan mezun. Resim başta olmak üzere farklı formlarla çalışıyor.

Neler yaptı? 2016’da Sınırlar Yörüngeler yarışmasına Eren Sulamacı’yla beraber hazırladığı ‘Tortu’ adlı işiyle katılan Didem Erbaş, yarışmadan ödülle dönmüştü. Ardından Tomtom Gardens’taki Artist Room’un ve Unkapanı’nda yer alan 5533 inisiyatifinin sergilerinde yer aldı. Son olarak da Marsistanbul inisiyatifindeki ‘Faydalı Uğraşlar, Faydasız İşler’ sergisinde ve Circuit İstanbul’da işlerini gördük.

Neden takipteyiz? Hafıza ve tarih kavramları üzerinden işlerini üreten sanatçı kişisel geçmişiyle toplumsal geçmiş arasında bağlar kuruyor. ‘Faydalı Uğraşlar, Faydasız İşler’ sergisinde mekânın alt katında sergilediği ‘Asker Askeri Tekmeler’ çalışmasında basit bir fotoğraf üzerinden şiddet hakkında bir okuma yaptı. ‘Teslimiyetsiz Bayraklar’ isimli işini oluşturan beş parçalık siyah bayraklarla da Cizre halkının beyaz bayrakla olan ilişkisi arasında bağlar kurdu.

Kimdir? İngiltere’de güzel sanatlar okuyan Lara Ögel, bir arkeolog edasıyla yaptığı işlerinde aile, ev, üretilen ve hayal edilen mekân gibi kavramları sorguluyor.

Neler yaptı? Geçen yıl Moda sokaklarını dolaşan ‘RedBull Art Around’ projesinde ve Öktem&Aykut Galeri’deki ‘O Ağacın Altı’ ve DEPO'daki ‘Her Anıyla Alıntılanan Geçmiş’ karma sergilerinde yer aldı. Ardından da Protocinema ile birlikte Paris’te ‘Geri Dön! Her Şey Affedildi’ solo sergisini açtı. Bu yıl boyunca da 5533, Hah Mekân ve Depo gibi yerlerin yanı sıra Belçika ve Hollanda’da da işlerini sergiledi. Şu sıralar da Atina’da Fondazione Prada’nın ‘Driftwood, or How We Surfaced Through Currents’ sergisinde yeni bir işi yer alıyor.

Neden takipteyiz? Ögel, 2014 yılında Öktem&Aykut’ta açtığı ‘Mutlu Vasat’ sergisinde aile yapısını ve ev kavramını sorgulamıştı. Sonrasındaki yoğun üretim sürecini de “O zamandan bu yana ürettiğim işler ve üzerine düşündüğüm şeyler de hep ‘Mutlu Vasat’ın devamı gibi...” diyerek tanımlıyor. Ancak mekânsal deneyimlere de açık olduğunu ekliyor. Tek başına duran sanat eserleri üretmektense yerleştirmeyi çağrıştıran, mekânla birlikte hareket edip büyüyen işler sergiliyor. Genç bir sanatçı için kabarık sayılabilecek bir portfolyoya sahip olan Ögel, katıldığı farklı ülkelerdeki ve mekânlardaki sergilerde birbiriyle iç içe geçen üretimlerini görücüye çıkarmaya devam ediyor.

Kimdir? İstanbul Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü mezunu olan Doruk Kumkumoğlu görüş, algı ve illüzyon konuları etrafında alışkın olmadığımız araçları birleştirerek işler üretiyor.

Neler yaptı? 2016 yılında Akbank Günümüz Sanatçıları Yarışması’ndan ödülle dönen sanatçı, sonrasında Bilgi Üniversitesi’ndeki ‘Reset’ sergisine ve Amsterdam’da bulunan Corridor Project Space’teki ‘Even My Mum Can Make A Book’ sergisine katıldı. Akbank Sanat’ın ‘Sanat Rastlantısı / Rastlantının Sanatı’ karma sergisine de yeni işiyle katkıda bulundu. Son olarak da Dolapdere’deki Gaia Gallery’de Deniz Derbent ve Ufuk Barış Mutlu’yla beraber hazırladığı ‘İllüzyonoskop’ sergisinde işlerini topluca görmüş olduk.

Neden takipteyiz? Doruk Kumkumoğlu’nun temel meselesi görsel algı, aldatıcı temsiller ve gören-görülen ilişkisi. Sanatçının çalışmalarının formunu tarif etmek zor. Bir yandan yeni medya araçlarını kullanıyor, ancak bir yandan da antik çağdan kalma optik oyunları sanata dönüştürüyor. ‘Günümüz Sanatçıları Ödülü’ alan ‘Kazı’ adlı enstalasyonunda hem mağara resimlerini hatırlattı, hem de bilginin arkeolojisine dair düşüncelerini etkileşimli bir şekilde sundu.

Kimdir? Marmara Üniversitesi Heykel Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlayan Eda Aslan bellek mekânları üzerine işler üretiyor.

Neler yaptı? Geçen yaz Zilberman Gallery’nin ‘Genç Yeni Farklı’ sergisinin yedinci edisyonuna seçilen sanatçı, Siemens Sanat’ın Sınırlar Yörüngeler yarışmasından da ödülle ayrıldı. Son olarak da bu yılki Mamut Art Project’te işlerini sergiledi.

Neden takipteyiz? Aslan işlerini “tarih, mekân ve kolektif bellek gibi kavramlar üzerinden” kurguladığını söylüyor; Walter Benjamin’den referansla şimdi ile geçmiş arasında, anlatılar ve tanıklıklar üzerinden bağlar kurduğunu belirtiyor. İstiklal Caddesi’nden taşınan Kelebek Korse’nin 6-7 Eylül olaylarında aldığı bir balyoz darbesinin kalıbını çıkarıp dükkânın vitrininde sergileyen sanatçı, bir anlamda geçmişin izini görünür kılmıştı. Benzer şekilde Gazi Mahallesi’nden, Kamp Armen’den, Galatasaray Meydanı’nın zemininden aldığı kalıpları sergileyen Aslan, bir yandan bu mekânların kaybolmakta olan tarihini haritalıyor.