Orkun Bozdemir - Klein Entertainment Genel Direktörü

Kültür sanat dünyası pandemiden nasıl etkileniyor? Alınan önlemler uzun vadede ne gibi sonuçlar doğuracak? Farklı alanlardan isimlerle görüşerek bu soruların yanıtını aradık.

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

Pandemiden en çok etkilenenlerden biri kültür sanat dünyası oldu. Önlemler kapsamında gece kulüpleri de bir süredir kapalı. Türkiye’de gece hayatı, pandemi kapsamında alınan önlemlerden nasıl etkileniyor? 

Gece hayatı, pandemi kapsamında alınan önlemlerden en çok ve güçlü şekilde olumsuz etkilenen sektör. Kulüplerde insanların daha yakın, daha samimi olduğu gerçeği nedeniyle bu seviyede etkilenmemizin çok doğal olduğunun farkındayız. Elbette işlerimizin durmasından çok mağduruz ancak hem kendimizin hem de misafirlerimizin sağlığını düşündüğümüz için sabırla bekliyoruz.

Pandeminin Türkiye’de gece hayatına uzun vadeli etkileri neler olacak sizce?

Gece hayatı biz kendimizi bildiğimizden beri bir döngüde hareket ediyor. Yaratıcı ve lider ruhlu girişimlerin kitleleri ateşlemesiyle yeni bir arz modeli kendi talebini yaratır ve gece hayatı yeniden hareketlenir; sonra bu girişimlerin etkisiyle ilham verme süreci gerçekleşir ve sektör şekillenerek güzel bir ivme kazanır; sonra bu yapılanların kötü taklitleri ve fırsatçılarla talepten yüksek arz ortaya çıkar ve ortalama hizmet kalitesi aşağılara düşer; en son aşamada ise karanlık yıllar, gece hayatına küsmüş kitleler, ev partileri, kulüplere gitmenin utanç verici bir şey haline gelmesi... Sonra birileri çıkıp yine başa döndürür. Bu pandemi süreciyle aslında bu sene başında üçüncü evrede olan gece hayatı dördüncü evreyi atlamış oluyor, sektöre reset atılıyor; çürük elmalar kendiliğinden dökülecek ve sahte figürlerin çalıntı fikirleri üzerine eklenen sermaye yerine fikir, sanat, müzik bilgisi, vizyon ve yaratıcılık ön plana çıkacak. Birkaç ay kaybetmişiz gibi görünse de beş karanlık yılı atlamış olmanın kazancıyla çıkacağız yeni döneme. Daha lokal, daha az birbirinin aynısı, daha gerçek, daha samimi bir kulüp hayatı olacak önümüzdeki yıllarda.

Normalleşme sürecine dair öngörüleriniz neler? Sizce 2020’nin geri kalanında eğlence ve gece hayatı sektörünü neler bekliyor?

2020 yılı boyunca büyük uluslararası sanatçıların gelmesi pek mümkün görünmüyor. Bu nedenle büyük sahnelerdeki partilerin, büyük organizasyonların sayısı azalacak, ancak çok iyi fikirler ve içerikler gerçekleştirilebilir olacak. Bunu yapabilecek oyuncuların sayısı da sektörde fazla değil. Kademeli olacağı için mekan kapasitelerinin belirli oranında misafir kabul edilecek, rezervasyonla çalışmayan mekanlar da kısıtlı kapasiteleri nedeniyle rezervasyon almak zorunda kalacak, şişe servisi yapmayan mekanlar da teması azaltmak için şişe servisine başlayacak. Türklerin mekanlarda vakit geçirirken çoğunlukla tercih ettiği sürekli dolanma hali yerine daha çok yerinin ve alanının belli olduğu bir dönem öngörüyoruz. Açık hava mekan ve etkinlikleri ilk aşamada hem psikolojik anlamda hem de pandemi konusundaki gerçekler doğrultusunda çok avantajlı olacak.

Türkiye’de ve dünyada eğlence ve gece hayatı sektörü, salgının sebep olduğu yaraları nasıl sarabilir? Bunun için şimdiden nasıl adımlar atılabilir?

Türkiye dışındaki ülkelerin çoğunda sektörün yaralarının sarılması için aylar öncesinden çalışmalara başlandı, çok sayıda yardım ve bağış kampanyaları yapılıyor. Ayrıca belediyeler ve hükümetler de çoğunlukla destek veriyor, sektöre çok ciddi kaynaklar sağlanmış durumda. Burada ise maalesef büyük oranda başımızın çaresine bakıyoruz, devletten ve tedarikçi partner firmalarımızdan bir nebze destek alsak da tamamen durmuş bir sektör için anlamlı boyutta olduğunu söylemek imkansız. Bu günleri birbirimize sahip çıkarak atlatmaya çalışıyoruz; yeniden iş yapmaya başladıktan sonra da çok uzun bir zaman kendi yaralarımızı kendi başımıza sarmakla geçecek. Eğlence sektörü olarak zor zamanlar yaşamaya ve sonrasında yara sarmaya maalesef çok alışığız. Yapılabilecek pek çok şey var elbette ancak daha yardım kampanyası bile yapamadığımız bir ortamda bunları talep etmenin gerçekçi olmayacağının farkındayız.

Dünyada sektör salgınla nasıl baş ediyor? Bu konuda Türkiye’ye örnek sayılabilecek senaryolar var mı sizce?

Dijital içerikler ve etkinlikler günü geçirmemizi, markalarımızın misafirlerinin hayatında var olmaya devam etmesini sağlıyor. Salgınla baş edebildiğimiz anlamına gelmese de hayatta olduğumuzu hissetmemizi ve hissettirmemizi sağlıyor en azından. Dünyada da benzer şekilde ilerliyor. Pandemi karşısında tamamen edilgeniz. Bu edilgen pozisyon, ‘baş etme’ fiiline fikirsel olarak bile yaklaştırmıyor kimseyi. 

Klein’ın kapalı olduğu bu dönemde sizler de çevrimiçi içeriklerle karşımıza çıkıyorsunuz. Klein House Party etkinlikleri bunlardan biri. Bu partileri düzenleme fikri nasıl ortaya çıktı? İlgi görüyor mu?

Biz yaratıcı ve yenilikçi bir ekibiz. Sürekli yeni fikirler, heyecanlar ve meydan okumalar peşindeyiz. Kulüplerin kapatılmasından iki gün sonra ‘Disdancing’ diye bir konsept yarattık ve bu konsept altında mekanımızdan kendi DJ’lerimizin çaldığı canlı yayınlar, mixtape’ler, uluslararası sanatçıların evlerinden yayınlar, canlı video röportajlar gibi içerikler sunmaya başladık. Bir süre sonra bu içeriklerin yeterince interaktif olmadığını, misafirlerimizi de oyunun içine almamız gerektiğini düşündük ve Zoom uygulaması üzerinden Klein House Party’lerin ilkini yapmaya karar verdik. Bilmediğimiz bir şey olduğu için çok temkinli davranarak hem ciddi kurallar hem de kişi sınırı belirledik. Sonra herkes rahatlayıp alışınca bu sınırlamaları da rahatlatmaya başladık. Açıkçası beklediğimizin çok üstünde bir ilgi görüyor. Ama elbette gerçek deneyimlerden çok uzak bir his veriyor bu dijital projeler, en yakın zamanda fiziksel olarak buluşmanın hasretini çekiyoruz hepimiz.

Pandemi sonrasında sizce müzikseverler özlemle kulüpleri dolduracak mı? Klein olarak pandemi sonrası için ne gibi planlarınız var?

Açıkçası ilk zamanlardan beri müzikseverlerden “umurumuzda bile değil, açın mekanı biz geliriz” tarzında çok fazla mesaj alıyoruz. Gerçekten çok fazla! Ancak onların umurunda olmasa bile bizim kesinlikle umurumuzda. Belirtilen regülasyonlar ve bize izin verileceği zamanın şartlarına uygun şekilde mekanlarımızı işleteceğiz. Şu anda hangi şartlarda açılacağımıza dair yetkililer de dahil kimsenin bir fikri yok ve olmaması çok da normal. Çok sayıda farklı senaryoya göre hazırlıklarımızı yapıyoruz ve gereken önlemleri alacağız. Sonuçta misafirlerimizin sağlığı ve güvenliği kadar kendimizin ve ekibimizin de sağlığı ve güvenliği söz konusu. Çok büyük şansımız resident DJ ekibimizin gücü. Sektörün uzun süre lokal sanatçılarla gideceği çok açık ve bu durum bize büyük avantaj sağlıyor.

Pandemi öncesinde Türkiye’de gece kulüplerinin en büyük sorunu neydi? Pandemi sonrasında bu durum nasıl değişecek sizce?

En büyük sorunlar arz-talep dengesizliği, arz kalitesindeki düşüklük ve yaratıcılık noksanlığıydı. Bunlardan arınmış yeni bir sürece gireceğiz.

Çoğumuzun evden çalıştığı bu dönemde işinize dair en çok neleri özlüyorsunuz? Evden çalışmakla ilgili ne hissediyorsunuz?

Biz temelde insani duyguları yöneterek bir yaşam tarzı satıyoruz ve işimizi çok seviyoruz. Sevdiğimiz işi, sevdiğimiz şekilde uzaktan yapabilmemiz mümkün olamıyor. O nedenle aynı ortamda beraber olmayı, misafirlerimizin gözünün içindeki heyecan ve mutluluğu görmeyi çok özlüyoruz. 

Evde geçirdiğimiz bu dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Açıkçası biraz dinlenmek ve soluklanmak iyi geldi. İşimiz her pazartesi yeniden başlayan ve pazar sabahına kadar süren bir maraton halinde olduğu için bu koşturma içinde pek çok fikrimize ve projemize vakit ayıramaz haldeydik. Bunları toparlamak için çok iyi bir fırsat oldu. İyi beslenmek, spor yapmak, bol bol ilham almak, yazıp çizmekle geçiyor zamanımız ve hayatımızın normale döneceği günlere en iyi şekilde hazırlanıyoruz.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm