Yadigar
Yadigar

Sabundan porselene

Seramik sanatçısı Asuman Aktüy ile sabun üreten ailesinin hatırasını canlandırdığı ilk kişisel sergisi Yadigarı konuştuk

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

‘Yadigar’ serginizde sabunlardan ilhamla yaratılmış porselen eserler yer alıyor. Serginin ana fikri nasıl ortaya çıktı?

Sabun üretiminin içinde geçen bir çocukluk ve sabun kokusunun hafızada oluşmuş katman katman anılarının, bir yaz günü sabun kokusu ile tetiklenmesi üzerine bu yolculuk başladı. Büyüdüğüm evin avlusu sabunhane idi. Dedemin kurduğu babamın sürdürdüğü bu süreci anma, yad etme arzusuyla yola çıktım. Ailemden ve çocukluğumdan aktarılan belleğin temsili olan sabunları porselenden üreterek bugüne taşıdım.

Sergide ziyaretçileri ne gibi eserler karşılayacak?

Porselenden üretilmiş sabun, nalın ve hamam taslarının birbiriyle ve sergi içerisindeki kurmaca ile ilişkileri, hikayedeki ve sergideki yerleri karşılayacak.

Sergideki eserler nasıl bir çalışma sürecinin sonunda ortaya çıktı?

Sergi 2020 Nisan ayında hazırdı ama pandemi sürecinde iptal ettik. Bu süreçte üçlemenin son bölümü olan hamam tasları formunu değiştirdim ve içlerine çizilecek desenlerin yaratım sürecine bir performans ekledim.

Bu performansın detaylarını paylaşabilir misiniz?

Kendi yaşam deneyimimden seçtiğim bir imgeyi tasın içine çiziyorum. Sonra hamam tasını suya batırıp yıkıyorum. Oluşan yeni şekil artık bellekteki şekil olmuyor. Bunun yeni bir hafıza yaratmaya aracılık edip edemediğini gözlemliyorum. Punctum efekt adını verdiğim bu bölüm beklenmedik şekilde ortaya çıkan, açıklanmasına gerek olmayan, tamamen kişisel etkidir.

Sabuna ve bu ürünün üretim ritüellerine dair ilginç anılarınız var mı?

Tabii birçok anı mevcut. Sabunun kaynadığı yedi tonluk kazanın civarına yaklaşmak yasaktı. O kazan bakarken ürktüğüm ve çok da saygı duyduğum bir devdi adeta... Sabun, uzunluğu 13 metre, eni 1 metre olan tezgahlara dökülür ve üzerine çıkılarak markası tokmaklar ile basılıp kesilirdi. İz çıkmasın diye babamın çıplak ayak çalışması anılarımda. Sakin dikkatli bir çalışma temposu hatırlıyorum. Ama sabun taşıp sokaklara akmaya başladığındaki telaş, küçük yaşta bir izleyici olarak beni heyecanlandırırdı. Yıllar sonra bunlar hâlâ benimle kaldı.

Çamurla çalışmanın zorlayıcı yönünün sizi heyecanlandırdığını söylüyorsunuz. Bunu biraz açabilir misiniz? Çalışma malzemeniz sizi başka hangi yönleriyle heyecanlandırıyor?

Çamur muhteşem bir sanat malzemesi. Gereken ilgiyi gösterdiğinizde size cevap verir. Tüm dikkatinizle çalıştığınızda sizinle konuşur. Gereken özen ve teknik bilgiyi eksik bıraktığınızda kırılır patlar, hatta birlikte fırına girdiği diğer eserlere de zarar verebilir. Hemen eser alamazsınız, sürece davet eder. Kurumasını bekleriz, rötuş ister, fırında kalış süresi bile uzundur. Bunların hepsi sabırlı olma, vazgeçmeme ve malzeme üzerinden kendinizi tanıma imkanı verir.

 ‘Yadigar’ ilk kişisel serginiz. Geleceğe dair planlarınız neler?

‘Stigma’ adlı bir projem var. Fikir haklarını ve içeriği oluşturduğum kolektif bir üretim süreci. 5 sene önce 400 kişi ile çalışılmış, bir anlamda provası yapılmış bir iş. Ona başlamayı düşünüyorum. Ayrıca çocuklar ile ‘Müdahalesiz Alanda Sanat’ başlıklı bir içerik üzerinde çalışıyorum bir yıldır. Bu çalışmalara devam edeceğim.

Eserler 8 Mayıs’a kadar Asuman Aktüy’ün atölye galerisinde görülebilir.

Uzunca Ova Caddesi 78/9, Beşiktaş.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm