[image]
[title]Atlas Sineması’nın akıbeti uzun süredir merak konusuydu. Bir sinema müzesine dönüşeceğini duymuş, tadilatın başladığına tanık olmuş ve sinema salonunun kapanmasının ardından yeni halini dört gözle beklemeye başlamıştık. Sonunda tadilat bitti ve Atlas Pasajı’nın girişindeki sinemamız, iki yıllık restorasyonun sonunda kapılarını açtı. Sinema özlemimizi gidermeye olanak tanıyan müzeye yakından bakalım.
İnteraktif deneyimler
Müzeden yapılacak Instagram paylaşımları muhtemelen ilk katta çekilmiş olacak. Teknolojinin nimetlerinden faydalanan interaktif deneyimlerle sinema tarihimizin ünlü figürlerinin kol kola verdiği bir alan burası. Bir köşede Hafize Ana’nın balmumu heykeli, diğer köşede devasa Gulyabani karşılıyor sizi. Kendinizi bir Yeşilçam sahnesine yerleştirebileceğiniz yeşil perde, bu katın eni popüler yerlerinden. Artırılmış gerçeklik odasındaki makete müzenin tabletlerinden bakarak Kapalıçarşı’da çekilmiş filmlerden sahneleri izleyebiliyorsunuz. Müzenin en eğlenceli kısımlarından biri de yine bu katta. Yan yana dizilmiş çevirmeli telefonların bulunduğu bu odada ahizeyi kaldırınca Yeşilçam’dan bir telefon sahnesine kulak veriyor ve Münir Özkul, İlker İnanoğlu gibi yıldızların konuşmalarına misafir oluyorsunuz.
Tarihi koleksiyon
İkinci katta ise Türkiye ve dünya sinemasının tarihini anlatan bir koleksiyon yer alıyor. Memduh Ün, Lütfi Akad gibi sinemacıların eşyaları; uluslararası alanda başarı kazanmış yerli filmlerin tanıtımları; afişler; kostümler ve nice eşyalar bu topraklardaki sinema tarihini özetliyor. Dünya sineması tarihi ise kamera ve projeksiyon teknolojileri üzerinden özetleniyor. Bu katın en ilginç kısımlarından biri de foley tekniklerini anlatan duvar. Bilindik ses efektlerini elde etmek için kullanılan yöntemlere foley deniyor. Duvardaki düğmelere basarak foley örneklerini anlatan klipler izleyebiliyor; mesela kanat sesinin birbirlerine vurulan plastik eldivenle çıkarıldığına tanık oluyor, filmlerde harıl harıl yanan ateşlerin seslerinin aslında muşamba hışırtılarından geldiğini öğreniyorsunuz.
Geçmişten geleceğe
Müzeyi gezerken tavanlarını ve duvarlarını incelemeyi de unutmayın. Yapının kışlık konak olarak kullanıldığı 19. yüzyılın sonlarından kalma tavan süslemeleri ve duvar resimleri de restore edildi. Antik Yunan ve Roma sanatından esinle neoklasik stilde yapılmış resimler, estetik olarak yapım tarihlerinden de önceki dönemleri çağrıştırdıkları için mekana daha da tarihi bir hava katıyor. Binanın en üst katı ise geçici sergilere ayrılıyor. Bu katın ağırladığı ilk sergi, Türk Sineması Araştırmaları Merkezi’nin hazırladığı ‘Karagöz’den Günümüze Temaşa: Osmanlı’da Sinematografın Yolculuğu’ sergisi oldu. Eylül boyunca yer alan 'I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda Kadın Kahramanlar' sergisini ise 8 Ekim'den itibaren yönetmen Luis Buñuel'in fotoğraf sergisi takip edecek.
İstiklal Caddesi 131, Beyoğlu
Pazartesi hariç her gün 11.00-19.00 arasında açık. Tam 30, indirimli 15 TL