Fringe zamanı

Fringe’in hikayesi 1947 yılında Uluslararası Edinburgh Festivali’ne misafir olarak katılan sekiz ekiple başlamıştı. Bugün Fringe festivalleri her yıl dünyanın farklı şehirlerinde 170 bin sanatçıyı yaklaşık 19 milyon kişiyle buluşturuyor. Her şehirde farklı ölçek ve formlarda düzenlenen Fringe festivalleri alternatif ve yenilikçi işler üreten genç sanatçılara işlerini uluslararası platformda sergileme imkanı sunuyor. İstanbul Fringe Festival’de de Türkiye’den ve dünyadan tiyatro, dans ve performans disiplinlerinde üretilen alternatif işleri izleme şansı bulacağız. Festivalde Türkiye, ABD, Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İspanya, İsrail, İtalya, Japonya, Macaristan, Polonya, Rusya, Ukrayna ve Yunanistan’dan ekiplerin işleri yer alacak. Festivalin hibrit formatı nedeniyle gösteriler üç kategoriye ayrılmış. Öncelikle şehrin farklı mekanlarında fiziksel olarak çeşitli gösteriler gerçekleşecek. Ayrıca festival haftası boyunca gösterilerin profesyonel kayıtları çevrimiçi olarak izlenebilecek. Sadece dijital mecralar için üretilen işler de programda mevcut. Fiziksel olarak gerçekleşecek toplam 9 etkinlik var, çevrimiçi platformlarda ise 21 gösteri görücüye çıkacak. Festival deneyimini ve etkileşimi güçlendiren paneller ve atölyelerden oluşan yan etkinlik programını da takip etmenizi öneririz.

18-26 Eylül, www.fringeistanbul.com/home, biletler için: www.mobilet.com

 

An-Sızı-N

Elif Temuçin’in yazdığı ve oynadığı ‘An-Sızı-N’ Tiyatro BeReZe’nin imzasını taşıyor. 90 dakikalık bu çocuk ve genç oyununun dikkat çeken özelliklerinden biri İKSV tarafından verilen Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü desteği ile üretilmiş olması. Erkan Uyanıksoy’ın yönetmen koltuğunda oturduğu oyun 16 yaşındaki İpek adlı karaktere odaklanıyor. İpek’in aklı o yaştaki çoğu genç gibi karmakarışık. Hayallerden Spotify’a, ölümden kuantuma, doğadan uzay boşluğuna uzanan bir çeşitlilik söz konusu. Siz de İpek’in zihninde bir yolculuğa çıkmak ister misiniz?

19 Eylül, BeReZe Gösteri Evi, 17.00, 50-75 TL

25 Eylül, Gazhane, Gösteri Sahnesi, 18.00, 50-75 TL

Axel’s Just Dreaming

Yunanistanlı sanatçı Anna Papathanasiou, ‘Axel’s Just Dreaming’de etkileyici bir dans performansı sunuyor izleyicilerine. Papathanasiou ‘Axel’s Just Dreaming’i hareket eden imgelerin ve “yayımlanmamış” materyallerin bir derlemesi olarak yarattığını ifade ediyor. Yedi video portreden oluşan seri hayali karakterleri tek başınalık ve esrime hallerinde betimliyor. Her görüntü, kapalı bir devre içinde, bir ekranın veya camın arkasında, katı kronolojik ve mekansal kısıtlamalar içinde kendi anlatısını inşa eden bir varoluş sunuyor. Tekrarlayan hareketler, zihinsel olarak uyarılmış varlıkların, hepsi bir yanılsama olsa bile her günü özel kıldığı bir tür arafı akla getiriyor. Absürde dalışın canlı bir tablosu olarak tanımlanabilecek bu performansı zevkle izleyeceğinize eminiz.

Çevrimiçi izlenebilir. 30-100 TL

Between Us

Hollandalı ekip The Ruggeds imzalı dans performansı ‘Between Us’ çevrimiçi izlenebilecek. The Ruggeds üyeleri çocukluk yıllarından beri birlikteler. DNA’nın değil, güven ve paylaşılan deneyimlerin bir araya getirdiği kendine özgü bir aile olarak tanımlayabiliriz onları. Her aile gibi The Ruggeds de benzersiz. ‘Between Us’ta, onları birbirine neyin bağladığını öğrenmek için evlerine konuk oluyoruz. Müzik, akrobasi, fiziksel tiyatro, mizah ve dansın nefis bir karışımını sunan ‘Between Us’ ile The Ruggeds üyelerinin hayal dünyalarına dalmak için sabırsızlanıyoruz. 75 dakikalık bu performansın sanat yönetmeni Niek Traa, koreografı ise Roy Overdijk.

Çevrimiçi izlenebilir. 30-100 TL

Cinderella’s

Koreografisi ve konsepti Alexandros Stavropoulos imzalı olan ‘Cinderella’s’, Fringe kapsamında fiziksel olarak sahnelenecek yapımlardan biri. Disney’in Külkedisi’nin minimalist bir koreografik yorumu bu aslında. Alexandros Stavropoulos, basmakalıp gösterilen kadın kahramanı bambaşka bir hale büründürüyor ve onu Steve Reich’ın ritmik müziği ‘Music for Pieces of Wood’un dünyasına yerleştiriyor. Oyuncak bebek gibi giyinmiş ve sarı peruklarla taçlandırılmış sekiz dansçıdan oluşan güçlü bir ekip, animasyon filmden ilham alan koreografik örüntüler sunuyor. Müthiş bir koreografi eşliğinde 35 dakika sürecek harika bir müzik deneyimi sizi bekliyor.

Performans detayları için bkz. mobilet.com

 

Followspot

1988 doğumlu performansçı ve yaratıcı Itamar Gross’un ‘Followspot’ adlı eseri National Theatre’da takip ışığı operatörü olarak çalışan yalnız, toplumdan dışlanmış bir sahne görevlisinin hikayesine odaklanıyor. Kahramanımızın monoton rutini bir gece sekteye uğruyor. Gösterinin dansçılarından biri sahnede tökezlediğinde operatör içgüdüsel olarak takip ışığını ona çeviriyor. Ardından bu dansçı görevli için bir takıntı haline geliyor. Bu performansı, spot ışığın dışında kalanların anlamını yitirdiği, çökmekte olan bir kültürel toplumun politik bir alegorisi olarak okumak mümkün.

Çevrimiçi izlenebilir. 30-100 TL

 

Gaia Baba

İspanya ve Fransa ortak yapımı ‘Gaia Baba’ hem bir tiyatro hem de kukla gösterisi. Eser kalıntılar tarafından yutulmuş, renklerini yitirmiş bir dünyada geçiyor. Soğuk, gri ve çöplerle dolup taşan bu karanlık dünya ne yazık ki korkunç ve acımasız yaratıklar tarafından yönetiliyor. Peki bu yaratıklar kim? Atıklar. Ancak her şeye rağmen bu solmuş dünyada hâlâ birileri var. Diğer bir deyişle umut devam ediyor. Birileri çöp dalgalarını süpürüyor mesela. Doğanın haklarını geri alacağını umut eden birisi bu, Cadı Gaia Baba’nın ta kendisi. Gaia Baba’nın mücadelesinin devamına 60 dakikalık bu gösteride tanıklık edebilirsiniz.

Çevrimiçi izlenebilir. 30-100 TL

 

I Come to You River: Ophelia Fractured

‘I Come to You River: Ophelia Fractured’, Heiner Müller’in ‘Hamlet Makinesi’ndeki ve William Shakespeare’in ‘Hamlet’indeki Ophelia figüründen esinleniyor. Üç kadın performansçı tarafından sahnelenen bir gösteri ‘I Come to You River: Ophelia Fractured’. Ophelia’nın enine boyuna incelendiği bu ilgi çekici eser her kadının hayatında mevcut olan ilişkiler, baskı gibi temalara ışık tutmayı amaçlıyor. Polonya yapımı bu tiyatro oyununun yönetmeni ise Przemyslaw Błaszczak.

Çevrimiçi izlenebilir. 30-100 TL

Internal

Ukrayna yapımı bir tiyatro ve pandomim performansı izlemek ister misiniz? Maddi dünyanın bizi epey etkilediği günümüzde “Peki yaşadığımız duygular çevremizi etkilerse ne olur?” sorusunu soruyor ‘Internal’. Evet, maddi bir dünyadan değil, bir düşünce ve fikirler dünyasından söz ediyoruz. Önemli bir karar vermeden önce, duygularımızın ona karşı tutumunu belirlememiz gerektiğinin altını çiziyor bu ilgi çekici eser. Bize durumu duyuların ve düşüncelerin gözünden hayal etme fırsatı veriyor, böylece etrafımızı çevreleyen gerçek dünyayı algılama olasılıklarımızı genişletiyor. Siz de çevreyi değiştirmek için öncelikle her insanın kendi bilincinin değişmesi gerektiğini düşünüyorsanız, ‘Internal’ı kaçırmayın.

Çevrimiçi izlenebilir. 30-100 TL

 

Köpek Kalbi

Küçük Salon imzalı ‘Köpek Kalbi’ Fringe kapsamında fiziksel olarak izleyebileceğiniz yapımlardan biri. Emre Tandoğan bu oyunu Mihail Bulgakov’un imzalı ‘Köpek Kalbi’ romanından esinlenerek uyarlamış. Dört oyuncu için uyarlanan oyunda sokak köpeği Şarik'in öyküsüne tanık oluyoruz. Dünya çapında bir bilim insanı olan Profesör Filipoviç, Moskova sokaklarından aldığı sahipsiz bir köpeği evine getiriyor. Köpeği ameliyat ederken bir bar kavgasında ölen yirmi beş yaşındaki bir adi suçlunun hipofiz bezini ve testislerini köpeğe naklediyor. Ancak sonuçlar hiç de beklediği gibi olmuyor ve köpek arsız, yüzsüz, şehvet düşkünü ve kaba saba bir insana dönüşüyor. Şarik insan haliyle profesörün hayatını cehenneme çevirse de, Sovyet bürokrasisinde kendine bir konum edinmeyi başarıyor. Ufuk Fakıoğlu, Bircan Çağlar,Kerim Küçük ve Yunus Emre Can’ın rol aldığı oyunun yönetmeni Emre Tandoğan.

20 Eylül, Gazhane Gösteri Sahnesi, 20.00, 50-75 TL

22 Eylül, DasDas, 20.00, 50-75 TL

 

Masal Masal İçinde

Semaver Kumpanya imzalı ‘Masal Masal İçinde’yi kaleme alan isim Işıl Kasapoğlu. Kasapoğlu’nun rejisini kuklaya uyarlayan ise Sibel Altan. Başarının bir yol değil yolculuk olduğunu vurgulayan ‘Masal Masal İçinde’ hem çocukların hem de yetişkinlerin zevkle izleyeceği bir oyun olmasıyla öne çıkıyor. ‘Masal Masal İçinde’ çalışmaktan çok yorulan ve çalışmak zorunda kalmayacak kadar güçlü olmayı hayal eden Mavisu isimli bir taş ustasının başına gelen olağanüstü olayları anlatıyor. Kuklalar, gölge oyunları, danslar ve şarkılar var bu oyunda.

19 Eylül, ENKA Açıkhava Tiyatrosu, 17.00, 50-75 TL

25 Eylül, Çevre Tiyatrosu, 14.00, 50-75 TL

 

Momento

Almanya yapımı kısa bir dans eseri ‘Momento’. Kısa olmasına bakmayın, oldukça etkileyici. Dresden merkezli koreograflar Maria Chiara de’ Nobili ve Alexander Miller’in iş birliğiyle ortaya çıkmış bu eser. Yaratım süreci pandemiye denk gelen eser, bir çiftin hayatını tanımlayan kronolojik olmayan bir dizi ana odaklanıyor. Anılar kaotik bir şekilde birbirini takip ediyor. Ortak deneyimlerden oluşan bir yaşam süresinin yeniden canlandırılmasıyla geçen uzun bir yolculuktan sonra karakterler geçmişin masumiyeti ve geleceğin belirsizliği arasında bir yerde birbirini buluyor.

Çevrimiçi izlenebilir. 30-100 TL

Mutante

Koreografisi ve sahne tasarımı Pierre Larauza ve Emmanuelle Vincent’in imzasını taşıyan ‘Mutante’nin yaratım süreci Vietnam’da gerçekleşmiş. Eserde Emmanuelle Vincent’in performansına tanıklık ediyoruz. ‘Mutante’ Vietnam’da kadınların motosiklete binerken güneşten ve kirlilikten korunmak için vücutlarını ve yüzlerini tamamen örtmelerinden esinlenen hibrit bir performans. Eserde sürekli dönen bir mekanizma üzerinde duran maskeli performansçı heykelsi pozlar veriyor. Üzerindeki katmanlar giderek artıyor ve en nihayetinde dönen mekanizmadan kendini kurtarıyor. Sanatçılar böylece heykel ve dans türlerini, hareketin heykelleştirilmesi üzerinden inceliyor.

22 Eylül, Sabancı Müzesi, Fıstıklı Teras, 18.00, 50-75 TL

 

Oblivion

İspanya yapımı bu dans gösterisi ismini İngilizcede ‘unutulma’ anlamına gelen kelimeden alıyor. Fantezi ve gerçeküstücülük arasındaki rüya gibi bir dünyayı temel alan eserde Marta García, Vera Palomino, Anna Serra, Pere Seda ve Raquel Romero dans ediyor. Eseri, Dante’nin ‘İlahi Komedya’da tanımladığı ölümden sonraki yaşamın bir görüntüsü olarak görmek de mümkün

Çevrimiçi izlenebilir. 30-100 TL

 

Pan~//Catwalk

Seçtiğimiz kıyafetler ne ifade ediyor hiç düşündünüz mü? Kim olduğumuzu, kim olmak istediğimizi ve hatta kim olmak zorunda kaldığımızı ifade ediyorlar aslında. Hollandalı Zwermers ekibinin imzasını taşıyan bu performansta da sonsuz kıyafet değişiminden oluşan bir döngü sizi bekliyor. Kadınlık ve erkekliğe dair kuralları sorgulayan eser iki oyuncu, bir kemancı ve bitmek bilmez kombin önerisiyle insanlığın çeşitliliğine ve renkliliğine bir övgü sunuyor. Performans sonunda aklınızda belki de şu soru kalacak: İnsanlar mı kıyafetleri taşıyor, kıyafetler mi insanları?

23 Eylül, Mehmet Ayvalıtaş Parkı, 14.00, ücretsiz

 

Yüzyirmi Metrekare

Gamze Arslan’ın ‘Ben Evlat Kız Evlat’ ve Melike Uzun’un ‘İmzayı Anla(t)mak’ isimli öykülerinden yola çıkan bu tiyatro oyununda Nazlı İnan ve Dilan Parlak rol alıyor. Bambaşka hikayeleri olan kadınlar ortak noktada buluşuyor eserde. Sevgisiz büyüyen ve kocaman evinde yalnız başına yaşayan bir kız çocuğu ile çocukları, kocası, kayınvalidesi, toplum baskısı kıskacında sıkışmış olan bir diğer kadın öykülerini paylaşmaya çabalıyor. Öykülerin arasında aslında bir ilişki yok ancak birbirlerini destekliyorlar. ‘Yüzyirmi Metrekare’ tek mekanda geçiyor ve iki sandalyeli bir sahne düzeniyle sahneleniyor.

21 Eylül, Gazhane Büyük Sahne, 20.00, 50-75 TL

23 Eylül, DasDas, 20.00, 50-75 TL