Betül Dengili Atlı

Efsane plak tasarımcısı Betül Dengili Atlı ile psikedelik bir yolculuk

Atlı'nın 70’lerde tasarladığı plak kapakları bugün büyük meblağlara alıcı buluyor, yurt dışındaki plak avcıları bile onun plak tasarımlarının peşinden koşuyor. Kendisinden kültleşmiş kapaklarının hikâyesini dinledik

Seda Pekçelen
Yazan:
Seda Pekçelen
Reklâm

70’li yıllarda dünyada ses getirmiş pek çok ismin Türkiye’de yayınlanan plakları için kapak tasarımları yaptınız. Aralarında Led Zeppelin, Jethro Tull gibi isimlerin işleri de vardı. Bir Güzel Sanatlar mezunu olarak plak tasarımı hayatınıza nasıl girdi?

Akademi öğrenciliğim sırasında Cağaloğlu kumaş deseni ve matbaa atölyelerinde kısa süreli olarak çalışıyordum. Mezun olduğumda da bir işim vardı. Fakat sınıf arkadaşım Ergin Bener, kendisinin yönetici olarak çalıştığı Amerikan Neşriyat Bürosu’na ait Melodi Plak’a beni çağırdı. Galatasaray’da tarihi bir binadaydı. Melodi Plak, Atlantic Records, Decca, RCA gibi Amerikan plak şirketlerinin Türkiye temsilcisiydi. Amerika veya Avrupa’da çıkan plaklar burada yeni illüstrasyon kapaklarla üretilir ve satışa çıkardı.

Işık Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölüm Başkanısınız. Plak tasarımını uzun süre yapmadınız ama günümüzde efsane haline gelmeniz için bu kısa süre yetti.

Sekiz ay Melodi Plak’ta çalışıp 1970’de devlet bursuyla dört yıllığına Almanya’ya gittim. Döndüğümde tekrar Ergin Bener’in teklifi ile Okay Temiz gibi isimler için kapaklar hazırladım. Daha sonra zaten plaklar yerini kasetlere terk etti. 1975’te şimdi adı M.S.G.S.Ü olan o zamanki Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde asistanlık görevime başladım ve 2008’de profesör olarak emekli oldum. Farklı konularda illüstrasyonlara devam ettim. Çocuk kitapları resimledim, deri giysilerin üzerine desenler yaptım ki 80’lerde çok modaydı. Grafik ajansları ile çalıştım. Daha sonra akademik çalışmalarım çok zamanımı aldı. 

Bugüne dek kimler için tasarım yaptınız?

Hatırladığım kadarı ile ‘Led Zeppelin II’, Wilson Pickett, ‘Soul of Spain I-II’, Zümrüt, Iron Butterfly, Herbie Mann, Alpay, long play olarak çıkmıştı. 45’liklerde ise Elvis Presley, Patty Pravo, Ella Fitzgerald, José Feliciano, Jethro Tull, Zager and Evans, Lucio Battisti, The Dells, Hümeyra, Okay Temiz ve diğerleri için çalışmıştım.

Bir plak tasarımı yaparken nasıl bir yol çiziyordunuz kendinize?

Plakları az da olsa dinler, sanatçıların fotoğraflarını görürdüm. Bende bıraktıkları imaj ile gözümün önüne gelenleri çizerdim. 45’likleri siyah beyaz çalışır, basılacak üç rengi (ki biri kontür) renk kataloğundan seçerdim. LP’ler daha azdı ve renkli ofset basılırdı. Plak kapağı tasarlarken diğer tasarım dalları gibi hayalinizde oluşan fikri, biçim ve renkleri bir kompozisyona oturtmak zorundasınız. Bunun için birçok taslak yaparım. Tamam dediğimde orijinalini çalışmak çok keyiflidir, terapi gibidir. Bitirmek ve beğenmek ise zafer kazanmaktır.

“Başarılı bir tasarımcı olmak için iyi bir dinleyici olmak gerekir mi, bilmiyorum”

Geçen yıl progresif rock grubu Nemrud için tasarım yaparak sanatınıza geri döndünüz. Yaklaşık 40 yıllık bir aranın ardından Nemrud nasıl ikna etti sizi?

Bir gün bir kutu badem ezmesi ve mahcup bir ifadeyle çıkagelen sevgili Salih Karagöz (Rainbow45 Records’un kurucusu) benden Nemrud grubunun albümü için kapak tasarımı istedi. O gün hem çok değerli bir dost kazandığımı, hem de yeniden doğabileceğimi anladım. Müziği ve sözlerini getirdi, bayıldım. Kısa bir süre sonra da Mega Müzik’ten Ethem Zeytinkaya’nın isteği üzerine Erkin Koray için kapak tasarladım. Yeni çıktı.

Başarılı bir plak kapağı tasarlamak için iyi bir müzik dinleyicisi olmak gerekir mi?

İyi bir müzik dinleyicisi olduğum söylenemez. Plak kapağı yaptığım yıllarda radyodan sevdiğimiz parçaları dinlerdik. ‘West Side Story’ filmine sadece müziğini dinlemek için 12 defa gitmiştim. Pikap satan mağazalar yoktu, pikabı bulsan da pahalıydı, el radyom yoktu. Şimdi de zamanım üniversitede geçiyor, akşamları da günümüz koşulları ve endişelerim beni siyasi tartışmaları izlemeye zorluyor. Sıkılınca Petula Clark, The Moody Blues, The Animals gibi isimleri, dönemimin parçalarını dinliyorum. Başarılı bir tasarımcı olmak için iyi bir dinleyici olmak gerekir mi, bilmiyorum. Ben değildim. Uzaktan duymak ve grup üyelerinin fotoğraflarını görmek yetiyordu. İyi dinleyici olsam daha mı iyi çizerdim, bilmiyorum.

Tasarladığınız plak kapakları arasında en çok gurur duyduğunuz üçü hangileri?

En çok beğenilen ‘Led Zeppelin II’ oldu. Günümüzde bile korsan olarak yurt dışında basılıyor, plak fuarlarına gidenler görüyorlar. Son yaptığım Nemrud ve Erkin Koray kapaklarını ben de çok beğendim.

Tasarımlarınızın koleksiyonerleri peşinden koşturması, binlerce dolara satılması size ne hissettiriyor?

Nemrud için Rainbow45 Records’da gerçekleşen imza günü benim için bir ilkti. Babalarından devraldıkları kapakları imzalatan gençlerin yüzlerindeki ifade ve koleksiyonerlerin illüstrasyonlara olan saygı ve tutkuları benim için tünelin ucundaki ışık oldu. Koleksiyoner Fikret Çaylak son yıllarını beni arayarak geçirdiklerini, Türkiye’nin her kentinden yüzlerce insanın kapaklarımı çok sevdiğini söylüyor. Türkiye ve Avrupa’da kapaklarımla birçok eve girmiş olmam ve bu insanların illüstrasyonlarıma bu kadar önem vermesi, belki birçok çocuğun bu kapakları hafızalarına kazıyıp desen çizmeye başladığını düşünmek benim için tarif edilemez bir onur.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm