Fotoğraf Festivali
Fotoğraf Festivali

Bir Fotoğraf Festivalinden Fazlası

212 Photography Istanbul fotoğraf başta olmak üzere çeşitli disiplinleri kucaklayan kapsamlı bir etkinlik olarak yine şehre hareket getiriyor.

Yazan:
Time Out İstanbul editörleri
Reklâm

FOTOĞRAF SANATI ÜZERİNDEN disiplinler arası bir diyalog ortamı yaratan 212 Photography Istanbul beşinci senesinde sergilerden atölyelere, söyleşilerden panellere, film gösterimlerinden portfolyo incelemelerine uzanan kapsamlı bir programla karşımıza çıkıyor. 10 gün boyunca 15’e yakın mekanda 60’ın üzerinde sanatçının 500’ün üzerinde eserini görebileceksiniz. Festivalde fotoğrafın yanı sıra geçen sene olduğu gibi yeni medya ve video sanatı eserlerine, heykellere ve çok daha fazlasına yer verilmesi de hayli heyecan verici. Ana mekanları Akaretler Sıraevler ve Yapı Kredi bomontiada olan festival Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, St. Benoît Kilisesi, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi, Taksim Sanat, Institut Français, Yeldeğirmeni Sanat, ALAN Kadıköy gibi pek çok lokasyona yayılıyor.

Festivalin dikkat çeken sergilerinden biri Magnum Photos’un 75. yılına özel olarak hazırlanan sergi. Chien-Chi Chang, Stuart Franklin, Larry Towell, Olivia Arthur, Steve McCurry, Eve Arnold, René Burri, Hiroji Kubota, Cristina García Rodero, Marc Riboud, Werner Bischof, Dennis Stock, David Seymour, Paolo Pellegrin ve Peter van Agtmael’in katıldığı sergide toplam 15 eser yer alıyor. 20. ve 21. yüzyılın en iyi fotoğraflarının ardındaki hikayeler ve süreçler tarihsel bir bakış açısıyla anlatılıyor sergide. ‘Dostlarımız, Hayvanlar’ sergisinde ise William Wegman, Walter Chandoha, Martin Parr, Hellen van Meene, Tim Flach, Martin Usborne, Ralph Hargarten ve daha pek çok ismin müthiş hayvan kareleri görülebilir. Ziyaretçilere kapılarını ilk kez 212 Photography Istanbul ile açan St. Benoît Kilisesi’nde gerçekleşen ‘Floral Düşler’ sergisinde ise fotoğraf, video ve heykel disiplinlerinden sanatçılar, doğa ve çiçek teması etrafında bir araya geliyor. Diğer sergilere ve etkinliklere dair ayrıntıları festivalin web sitesinden takip edebilirsiniz.

6-16 Ekim, çeşitli mekanlar, detaylar için: www.212photographyistanbul.com

  • Sanat

Öncelikle 212 Photography Istanbul’un doğuşundan bahsedebilir miyiz? Bu festivali düzenleme fikri nasıl ortaya çıktı?

212 Photography Istanbul’un ilk edisyonu Mayıs 2018’de Yapı Kredi bomontiada’da tek bir mekanda gerçekleşti. 212 dünyasında fotoğraf önemli bir yer kapsıyor. Festival de ilk sayısı 2016 yılında yayımlanan ve fotoğrafla güçlü bir ilişki kuran içeriğiyle okuyucularla buluşan 212 Magazine’den hemen sonra ortaya çıkmış bir çalışma. Dergiyle birlikte uluslararası fotoğrafçılarla güçlenen iletişimin festivale taşınması ilk adımın atılmasına yardımcı oldu. Sonrasında da her sene kapsamını büyüten bir festival gerçekleşmeye başladı.

212 Photography Istanbul beşinci yaşını kutluyor. Festivalin geneline baktığınızda ilk yıldan bu yana neler değişti?

İlk yılından beri festivalin en büyük hedefi şehre yayılmaktı. Üçüncü senemizde, İstanbul’un görkeminden ve özgün mekanlarından olabildiğince faydalanarak ve fotoğrafın görsel gücüyle kapsamını kuvvetlendirdiğimiz içerikler yaratmaya özen göstererek mekan sayısını artırdık. 212 Photography Istanbul’un beşinci senesine geldiğimizde ise 15’in üzerinde farklı lokasyonda gerçekleşecek sergiler, söyleşiler ve atölyelerin yanı sıra farklı disiplinlerin de dahil olduğu zengin bir program ortaya çıkardık. Bu sene hikayemizi daha da genişlettik ve programa fotoğrafın yanı sıra video sanatı, heykel, mekana özgü yerleştirmeler, dans, müzik, sinema ve gastronomi içeriklerini de dahil ettik. Aynı zamanda festivalle eş zamanlı olarak programda yer almak isteyen galerileri ilk kez 212 Photography Istanbul dünyasına kattık.

Festival Türkiye’de fotoğraf sanatının gelişimine nasıl katkıda bulunuyor?                  
212 Photography Istanbul, yaratıcı ifadeyi ortaya koyma ve sadece İstanbul’da değil, tüm dünyada kültür sanat arenasına katkıda bulunma hedefiyle beş senedir uluslararası kültür sanat sahnesinde yer alıyor. Ziyaretçilerine görsel anlamda uluslararası bir seçki sunarak, dünyanın en kozmopolit kentlerinden biri olan İstanbul’un çok kültürlü atmosferinde, multidisipliner DNA’sıyla, fotoğrafı ortak bir dil olarak yansıtarak takipçilerin fotoğrafla daha güçlü bir ilişki kurmalarını sağlıyor. Aynı zamanda programında şehrin kültürel tarihine ve mirasına odaklanan mekanlara yer vererek yabancı sanat izleyicisinin her yıl takibe aldığı bir atmosfer oluşturuyor ve İstanbul’un önemli bir kültür-turizm bölgesi olarak tanınmasına katkıda bulunuyor. Uluslararası 212 Fotoğraf Yarışması ile de yeni isimlerin ve yeteneklerin keşfedilmesine destek oluyor. Her yaştan amatör ve profesyonel fotoğrafçının katılımına açık olan yarışma fotoğraf etrafındaki diyaloğu çeşitlendirmeyi hedefliyor.                                              

Festivalin yarışma kısmının bu yılki jürisi hangi kriterlere göre belirlendi?

Uluslararası 212 Fotoğraf Yarışması’nın jürisinde genellikle uluslararası çapta isim yapmış, yarışmaya seçilen isimlere destek verebilecek ya da onları yönlendirebilecek kişiler yer alıyor.

Festival ziyaretçilerini bu yıl neler bekliyor? Sergiler dışında ne gibi etkinlikler var?

Beşinci yılımıza girerken bizi çok heyecanlandıran tematik sergilerden oluşan güçlü bir program oluşturduk. Bu sene ziyaretçiler Magnum Photos’un 75. yılına özel hazırlanan sergiyi, fotoğraf dünyasının öncü isimlerinin imzasını taşıyan hayvan fotoğraflarının yer aldığı kapsamlı bir seçkiyi, kapılarını festival için açan St. Benoit Kilisesi’ndeki doğa temalı sergiyi ve plak kapaklarından yola çıkarak hazırladığımız özel bir seçkiyi görebilecekler. Erik Kessels, Lorenzo Vitturi, Aimee Hoving, Faik Şenol ve daha pek çok ismin işleri de festivalde yer alıyor. Sergilerin yanı sıra sanatçı söyleşileri, yayıncılık üzerine buluşmalar, gezici atölyeler, dans performansları, sergi mekanlarında gerçekleşecek pop-up konserler, gastronomiye dokunan yemek fotoğrafı atölyeleri ve festivale özel film gösterimleri de var.

212 Photography Istanbul’un geleceğine dair planlarınız neler?

212 Photography Istanbul’un beşinci senesine girerken alanında önemli bir marka haline geldiğini görüyoruz. Hem iş birliği yaptığımız kurum ve markalar hem de sanatçılarla oluşturduğumuz ilişkilerle festivalin her sene daha da büyüyeceğini görebiliyoruz. Uluslararası çapta bir festival olma yolunda her zaman güçlü adımlar atıyoruz ve atmaya da devam edeceğiz. En büyük hedeflerimizden biri dünyanın pek çok noktasından sanatseverin buluşma noktası olmak. Önümüzdeki yıllar için festivalin bir diğer hedefi de İstanbul’da yarattığı güçlü içeriği ve birlikte çalıştığı fotoğrafçıları Türkiye’nin başka noktalarına ve hatta yurt dışına taşıyacak içerikler oluşturmak.

 

  • Sanat

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Portre ve belgesel fotoğrafçısıyım. New York’ta yaşıyorum. Eski bir jimnastikçi ve kaykaycı olarak, gençleri ve kendi yollarında ilerleyen bireyleri fotoğraflamayı seviyorum. İşlerim, cesur ve dürüst hikayeler aracılığıyla, insanları ve onların yer, kültür ve kimlikle olan ilişkilerini araştırıyor. Florida banliyölerinde büyümüş bir Taylandlı-Amerikalı olarak, Amerika’daki göçmenlerin deneyimlerinden de etkileniyorum. Annem ve babam aşçıydı ve bir restoranları vardı. Dolayısıyla küçük yaşta yemeğe ve onun aileyle ve kültürle olan bağlantısına ilgi duymaya başladım. Tüm bunlar bugün New York’taki restoranlar, şefler ve göçmen topluluklarla yaptığım birçok çalışmayı etkiliyor.

Bugüne dek ne gibi çalışmalara imza attınız?

Kişisel çalışmalarımın yanı sıra The New York Times, New York Magazine ve The Wall Street Journal gibi çeşitli medya kuruluşlarına düzenli olarak katkıda bulunuyorum. Yemek, yaşam tarzı/moda, spor, iş ve sanat odaklı çekimler yapıyorum. Ayrıca resmi bir Fujifilm Creator olmaktan onur duyuyorum. Markayla 2020’den beri çeşitli fotoğraf projelerinde ve kamera lansmanlarında çalıştım.

Lanna Apisukh
Lanna Apisukh

212 Photography Istanbul’da sergileyeceğiniz işler bize ne anlatıyor?

New York’taki kadın ve non-binary kaykay topluluğunu odağına alan ‘Everybody Skate’ adlı fotoğraf projemi sergiliyorum. 2018’de başlayan ve halen devam eden bir proje bu. Son birkaç yılda kaykaya ilgi duyan kadın ve kuir sayısında büyük bir artış olduğunu fark edince başladım projeye. Kaykay için heyecan verici bir dönemdi. Bu yeni kaykay dalgasını ve gördüğüm çeşitliliği belgelemek istedim.

Sergilediğiniz işlerin mesajı nedir?

Kaykay sporunun herkesi hitap ettiği. Yıllar boyunca kaykay sporu büyük ölçüde erkeklerin egemenliğindeydi. Amacım kadınları ve geleneksel olmayan kaykaycıları kutlamak ve onlara görünürlük kazandırmak.

Peki, bu seçkinin yaratım süreci nasıldı?

2018-2021 yılları arasında çektiğim karelerden oluşan bir seçki bu. Çoğu orta format filmle çekildi. Dijital kamerayla da çekim yapıyorum ancak filmle çekim yapma sürecinin yavaşlığı hoşuma gidiyor çünkü bu şekilde çektiğim karelerde daha seçici oluyorum. Filmin ışığı ve rengi yorumlama biçimini de seviyorum. Dijital kameralarla bunu yapmak zor. Ayrıca elimde analog kamera tutmayı seviyorum. Çalışma sürecime gelince… Birkaç yıldır bu toplulukla kaykay yapıyorum. En nihayetinde kameramı kaykay parkına götürmeye başladım. 2016 yılında şehirdeki kaykay etkinliklerini fotoğraflamak için gönüllü oldum. Ardından bu proje bir topluluk portresine dönüştü.

Kariyerinize dair en büyük hayaliniz nedir?

Bu projenin geldiği nokta beni çok mutlu ediyor. Geçen yıl The New York Times’ta ve çeşitli kitaplarda, yayınlarda yer aldı. Sanırım bu noktada kaykay topluluğunun fotoğraflarını çekmeye devam etmek istiyorum çünkü kaykay parkında olmak, kaykaya ilgi duyan yeni yüzler görmek, bir süredir tanıdığım kaykaycıların ilerleyip yeni beceriler edindiğini görmek beni çok memnun ediyor. Ayrıca çalışmalarımı sergilemeyi sürdürmek istiyorum. Bir gün tüm bu karelerin yer aldığı bir kitaba imza atmayı da çok isterim.

Sanatçının eserlerini ‘Sk8’ sergisi kapsamında Akaretler Sıraevler ve Beşiktaş Meydanı’nda görebilirsiniz. www.lannaapisukh.com

 

 

Reklâm
  • Sanat

Sizi tanıyabilir miyiz? Fotoğrafçı olarak bugüne dek neler yaptınız?  

Norveç’in kuzeyinde yaşıyorum. Samimi ve estetik açıdan dramatik kompozisyonlara imza atıyorum. Fotoğrafçılığımın temelinde doğanın, özellikle de Kuzey Kutbu’nun korunmasına yönelik tutkum yatıyor. Kameram aracılığıyla dünyayla iletişim kuruyorum. En büyük motivasyonum her zaman doğa oldu. Onu hayatımızın merkezine koyup konuşamayanların sesini duyurabilmek istiyorum. El değmemiş bembeyaz yerler kalbimde güçlü duygular uyandırıyor. İnsanlara hayatlarında değişiklikler yapmaları ve gezegenimizi önemsemeleri için ilham veriyorum. 2021 ve 2022 yıllarında altı ay boyunca Svalbard Takımadası’nın deniz buzullarını dolaştım. Kutup ayılarına yakın bir yerde yaşadım ve eşsiz görüntüler yakaladım. Bunlar BBC dizisi ‘Frozen Planet II’da ve Disney Nature yapımları ‘Polar Bear’ ve ‘Bear Witness’da kullanıldı. Kuzey Kutbu benim için bir tutkudan fazlası. Bir yaşam biçimi. Buzsuz deniz, melodiden yoksun bir müzik gibi geliyor bana.

212 Photography Istanbul’da sergileyeceğiniz işler bize ne anlatıyor? Bu işlerin mesajı nedir?

Seri, deniz buzunun eridiği yaz aylarında Kuzey Kutbu’nu havadan eşsiz bir perspektifle yansıtıyor. Yaban hayatını yeni bir açıdan gözlemlememize ve belgelememize olanak tanıyor. Hayvanlar böylece kendi bütünlükleri içinde, daha geniş bir habitatta görülebiliyor. Bu geniş perspektif bize güçlü ve hayli duygusal bir bağlam sunuyor. Dünyayla ve birbirimizle kurduğumuz bağları hissetmemizi sağlıyor.

Bu serinin yaratım süreci nasıldı?

Bu çalışmaları 2017-2021 yılları arasında yarattım. Kuzey Kutbu’nda çekim yapmak yavaş ve uzun bir süreç. Bu işler de tek seferlik bir keşif yolculuğunun değil, uzun bir maceranın ürünü.

Sanatçının eserlerini ‘Kayıp Manzaralar’ sergisi kapsamında Akaretler Sıraevler’de görebilirsiniz. en.florian-ledoux.com

 

 

  • Sanat

Sizi tanıyabilir miyiz? Fotoğrafçı olarak bugüne dek neler yaptınız?

Macaristan’ın Budapeşte şehrinde yaşayan ve çalışan bir fotoğrafçıyım. Sosyal bilimler geçmişimin olması çalışma biçimime de yansıyor. Felsefeden ve kültürel araştırmalardan ödünç aldığım kavramlarla uzun vadeli projeler üzerinde çalışıyorum. Sözcüklerin yetersiz kaldığı yerlerde boşlukları doldurmak için mecazi görüntüleri devreye sokuyorum. Fotoğraf serilerimde farklı janrları bir araya getiriyorum. Projelerimin ortak noktası ise görüntü oluşturmaya sinematik bir şekilde yaklaşmam.

212 Photography Istanbul’da sergileyeceğiniz işler bize ne anlatıyor? Bu işlerin mesajı nedir?

212 Photography Istanbul’da ‘There is Nothing New Under the Sun’ isimli son projemi sergileyeceğim. Projem mevcut sosyal, politik ve ekonomik sistemimizin temelini oluşturan yaygın bireyciliğe, bilhassa bunun çevresel etkisine odaklanıyor. Bu seride amacım insanlara ders vermek, hikaye anlatmak ya da ekonomik mevzuları yorumlamak değil. Ziyaretçileri bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. İşlerimde net cevaplar yok, er ya da geç sormamız gereken muğlak sorular var; çünkü biz sadece mevcut sistemin mirasçıları değiliz, aynı zamanda bu sistem yüzünden acı çekmekteyiz.

Peki, bu işlerin yaratım süreci nasıldı?

2019 senesinde başladığım bu proje üzerinde iki yıl boyunca çalıştım. Sonuçta Void tarafından 2021’de yayımlanan bir fotoğraf kitabı ortaya çıktı. Aylar süren planlama ve araştırmanın ardından çekim yapmaya başladım. Neredeyse her fotoğrafı çekmiştim ki hikayede bir şeylerin eksik olduğunu hissettim. Sorunun görüntülerin sessizliği olduğunu anladıktan sonra karantinada ‘See Daylight’ isimli bir kitap yazmaya başladım. Fotoğraflarda değindiğim konuların aynısına değiniyordu. Sonunda fotoğraf kitabında bir araya getirdiğim ve oynadığım sembolik görüntülere ve basit metne sahip oldum.

Kariyerinize dair en büyük hayaliniz nedir?

Sanatsal pratiğimde sorular sorabilmek ve insanların yaşamları ve düşünceleri üzerinde ufacık da olsa bir etki bırakabilmek.

Sanatçının eserlerini Yapı Kredi bomontiada’nın dördüncü katında görebilirsiniz. katageibl.com

Reklâm
  • Sanat

Sizi tanıyabilir miyiz? Fotoğrafçı olarak bugüne dek neler yaptınız?  

İsviçre’de büyümüş Hollandalı bir sanat fotoğrafçısı ve iki çocuk annesiyim. İsviçre’deki L’École cantonale d’art de Lausanne’da (ECAL) okudum. Lisansımı görsel iletişim alanında yaptım. Uzmanlığım ise fotoğrafçılık. Mezun olduktan sonra moda ve sanat fotoğrafçılığı yaptım. Son on yıldır ise sadece sanat fotoğrafçılığına odaklanıyorum. Bana hitap eden şeylerin fotoğrafını çekiyorum. Fotoğraflarımla hikaye anlatmayı seviyorum. Çalışmalarımı Musée de l’Elysée gibi müzelerin koleksiyonlarında ve dünyanın farklı yerlerindeki kişisel koleksiyonlarda bulabilirsiniz. Dünyanın dört bir yanındaki galerilerde ve kurumlarda sergiler açtım.

212 Photography Istanbul’da sergileyeceğiniz işler bize ne anlatıyor? Bu işlerin mesajı nedir?

Bu seride fotoğrafçıya sabırla poz veren sekiz yaşında bir kız var. Aynı zamanda dışarıdaki tüm koşuşturmacaya rağmen özel bir anı paylaşan anne-kızın ortak çalışması bu. Süreci ben başlatıyorum; kızım ise yorumluyor ve kişisel dokunuşunu ekliyor. Farklı sembolik anlarda fotoğrafı çekilmiş bir çocuk var. Küçük bir kızken kendi kendimize anlattığımız, insanı teselli eden veya korkutan hikayeler. Aynaların, yansımaların hikayeleri. Annenin görmek istediklerine, kızın ise hayali evreninden paylaşmak istediklerine dair bir sohbet bu.

Peki, serinin yaratım süreci nasıldı?

Fotoğraf gerçeği yansıtabilen veya tamamen sıfırdan üretebilen bir sanattır. Görüntülerle, kelimeler olmadan hikaye anlatmanın bir yoludur. Bunu tepkileri ve duyguları tetikleyerek, izleyicinin hayal gücüne seslenerek yapar. İzleyici ise eksik parçaları yeniden yaratır. Ben bir set tasarımcısıyla çalışmıyorum. Tek başımayım. Mekan keşfinden dekorun bulunmasına kadar her şeyi kendim yapıyorum. Aklıma bir fikir geldiğinde mekan aramaya başlıyorum. Işığı görmek için mekana birkaç kez giderim. Ardından kıyafetleri ve aksesuarları bulurum. Bazen çok sevdiğim bir nesne veya elbise buluyorum ama onu birkaç sene sonra kullanıyorum. Fotoğrafın bir kısmı önceden oluşturulur ancak çekime başladığımızda işimiz çoktur. Fotoğraflar bazen başlangıçta planlanandan tamamen farklı çıkar. Kızım benim ilham perim ve sıkça birlikte çalışıyoruz.

Kariyerinize dair en büyük hayaliniz nedir?

Kişisel ve profesyonel anlamda çok fazla hayalim var. Özellikle sanatçı olarak daha pek çok şey yapabilmek ve hayalini kurduğum kitabı bir gün yayımlayıp daha geniş kitlelerle buluşturmak istiyorum.

Sanatçının eserlerini Yapı Kredi bomontiada’nın dördüncü katında görebilirsiniz. aimeehoving.com

 

  • Sanat

Sizi tanıyabilir miyiz? Fotoğrafçı olarak bugüne dek neler yaptınız?  

Sanat fotoğrafçısı olmanın yanı sıra aynı zamanda bir anne ve eşim. Son derece hassas bir insanım. Kariyerim boyunca modellerimi ve onların duygularını özümseme, anlama konusunda bana yardımcı olduğuna inandığım bir özellik bu. İşim gerçek duyguları aktarıyor. Tanıştığım insanlardan, onların eşsiz karizmalarından ve varoluşlarından ilham alıyorum. Sadelik, ışık ve karakter gibi güçlü faktörlerden etkileniyorum. Sanatsal yaklaşımımı bu yaratıcı süreçte geliştiriyorum. Bana ilham veren ve anlatacak ilginç bir şey bulmamı sağlayan karşılaştığım insanlar. Kendimi kuzeyli bir sanatçı olarak görüyorum. Çalışmalarım natüralizm unsurlarına sahip, ayrıca eski ressamlardan epey ilham alıyorum. Dekor olarak genellikle 19. yüzyıldan kalma müzeleri ve tarihi evleri kullanıyorum. Yine de işlerim sadelikleri ve minimalist yönleriyle gayet modern. Norveçli bir sanatçı olarak İskandinav estetiğinin çalışmalarımı etkilediğini söyleyebilirim. Kolayca fark edilen bu unsurlara çalışmalarımda sıklıkla rastlanabilir. Pek çok ödül kazanmış, dünya çapında tanınan bir sanatçıyım. Ayrıca 2018 yılından beri Hasselblad Master unvanına sahibim.

212 Photography Istanbul’da sergileyeceğiniz işler bize ne anlatıyor? Bu işlerin mesajı nedir?

Çalışmalarım kim olduğumu ve içsel resimlerimi, izlenimlerimi, deneyimlerimi yansıtıyor. Gördüğünüz ve yaşadığınız her şey sizi etkiliyor ve kim olduğunuzu belirliyor. Tüm bunları fotoğrafçılığınız aracılığıyla ortaya koyuyorsunuz. Umarım fotoğrafçılığım izleyicilere dokunabilir ve onlarda gerçekliğe dair güçlü hisler uyandırabilir. İnsanların portresini çekmenin en heyecan verici yanı, beklenmedik şeylerin her zaman olabileceği gerçeği. Belirleyici olan, o anı yakalamak için yeterince dikkat edip etmediğiniz. Bunu anlamanız veya planlamanız imkansızdır. Fotoğrafçılığa dair en sevdiğim şey bu. Fotoğraf hayatı anlamlı kılıyor. Dünyaya böyle katkıda bulunuyorum. Sanat, yaşama tepkidir. İşte bu kadar basit.

Peki, 212 Photography Istanbul’da sergileyeceğiniz işlerin yaratım süreci nasıldı?

Modelleri seçmek yaratım sürecimin büyük bir kısmını oluşturuyor. Bir şekilde tanıdığım veya bağ kurduğum insanlar modelim olabilir. Bazen de yabancıları seçiyorum. Sırf ilgimi çektiği ya da ayırt edici bir özelliği olduğu için birisini seçebilirim. Onun doğru kişi olup olmadığını anında anlıyorum. Az çok bir planım veya belirlediğim bir konsept oluyor. Ama aslında karşımdaki kişinin ortaya ne koyacağını hiçbir zaman bilmiyorum. Onlar sürecin en önemli parçası. Kompozisyonum ve temelimin son derece farkında olarak süreci mümkün olduğunca basit hale getirmeye çalışıyorum. Portre fotoğrafçılığında düzgün olması gereken önemli unsurlar var. Fotoğrafçının ve öznenin arasında bir kimya oluşması gerek.

 Kariyerinize dair en büyük hayaliniz nedir?

İnsanlara ilham veren sanat eserleri üretmeye devam etmek istiyorum. Ayrıca Kehrer ile bir sanat kitabı üzerinde çalışıyorum. Umarım birçok kitap yayımlama fırsatı bulurum.

Sanatçının eserlerini Yapı Kredi bomontiada’nın dördüncü katında görebilirsiniz. www.tinasignesdottir.com

 

Reklâm
  • Sanat

Sizi tanıyabilir miyiz? Fotoğrafçı olarak bugüne dek neler yaptınız?  

1976 yılında Madrid’de doğdum. 2002 senesinde ise New York’a taşındım. Alışılmışın dışında bir kariyerim olduğunu söyleyebilirim. Birkaç cümlede toparlamam zor olacak. En nihayetinde önemli olan ortaya koyduğum işler. Ben bir görsel sanatçıyım. Eserlerimi kelimelerle ifade etmem zor, hatta neredeyse imkansız. Bunu yapabilseydim yazar olurdum zaten.

212 Photography Istanbul’da sergileyeceğiniz iş bize ne anlatıyor? Mesajı nedir?

212 Photography Istanbul’da sergileyeceğim çalışmanın benim için özel bir anlamı ve amacı var elbette ama umarım onu gören herkese farklı bir şeyler anlatır.

Kariyerinize dair en büyük hayaliniz nedir?

Kariyerime dair en büyük hayalim en iyi yaptığım şeyi yapmaya devam edebilmek.

Sanatçının eserlerini Akaretler Sıraevler’de görebilirsiniz. www.felixrcid.net

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm