Grafik roman yayıncılığına odaklanmaya karar veriş sürecinizi anlatabilir misiniz? Annesi, babası çizgi roman okuru olan bir neslin evladı olarak hayatımızın içinde olan çizgi romana kayıtsız kalamazdım. Henüz okuma yazma bilmeden tanıştım çizgi romanla. O dönem İtalyan çizgi romanları ( Tommiks - Teksas ) Amerikan klasikleri ( Mandrake, Kızılmaske, Örümcek Adam, Süpermen.. ) ve Frankofon (Redkit, Tenten,Asteriks ) oldukça popüler çizgi romanlardı. Haftalık çocuk dergileri, mizah dergileriyle beraber Sezgin Burak’ın “Tarkan” Suat Yalaz’ın “Karaoğlan” ve Abdullah Turhan’ın “Fatihin Fedaisi Kara Murat” dergileri de bağımsız üretimlerini sürdürüyordu. 1980 darbesi ve ardından gelişen teknoloji ile çizgi romanlar piyasadan hızlıca çekildiler. 90’ların ortasında Aksoy yayıncılık tekrar yayınlamaya başlayıncaya kadar. 2000’li yıllarda Lal kitap düzenli ve sıralı olarak İtalyan çizgi romanlarıyla piyasayı tekrar canlandıracak yayıncılığını başlattı. Bütün bu süreçlere tanıklık eden biri olarak sanat eğitimi almış olmamın da etkisiyle gelecekte yayımcılık fikrinin temelleri oluşmuştu bende. Genel temayüllerin dışında bağımsız ve underground seçimlerden oluşan bir, grafik / çizgi roman kitaplığı oluşturmak arzusuyla 2010’da Flaneur Books yayıncılık faaliyetine başladı. Kağıt türü ve kalitesi, kapak ve sayfa tasarımı ile düzenlemesi, renklendirme gibi yönleriyle düşünüldüğünde, grafik roman yayıncılığı diğer yayıncılık alanlarından farklı bilgi ve birikim gerektirir mi? Eserler çi
Kitap dendiğinde, yazarın zihninde başlayıp okurun zihnine ulaşan bir yolculuk söz konusu. Metin üzerindeki editörlük çalışması, sayfa ve kapak tasarımı, matbaa, dağıtım ve reklam derken, hummalı bir çalışma zinciri oluşuyor. Her aşaması farklı uzmanlık gerektiren bu süreçleri deştikçe merak ettikleriniz çoğalıyor. Yayınevlerinin ortaya çıkış hikayelerini, çeviri meselelerini ve kitap basım sürecini daha derinlemesine bilmek istiyorsunuz. Daha çok öğrendikçe kitaplara bakışınız değişiyor. Buna vesile olmak temennisiyle, sizi her biri farklı yayımcılık çizgisine ve konseptine sahip, İstanbul merkezli beş bağımsız yayınevini ayrıntılarıyla keşfetmeye davet ediyoruz. Bu röportajları okuduktan sonra, elinize geçen kitaplar size daha farklı görünecek. Yayınevilerinin logo tasarımlarına dikkat kesilebilir, türünü ve kalitesini değerlendirmek için kağıda dokunabilir, kullanılan fontun biçimsel özelliklerini inceleyebilirsiniz. Kısacası siz de yakında, film bittiğinde jeneriğin sonunu bekleyen sinefiller gibi olacaksınız.