Kitap

Modası Geçmeyen Mutluluk- Kitap

Kitap tutkunlarını mutlu edecek bir röportaj serisiyle karşınızdayız. Konuklarımız, yayımladıkları kitapları merakla takip ettiğimiz, İstanbul merkezli bağımsız yayınevleri.

Yazan:
Nadir Sönmez
Reklâm

Kitap dendiğinde, yazarın zihninde başlayıp okurun zihnine ulaşan bir yolculuk söz konusu. Metin üzerindeki editörlük çalışması, sayfa ve kapak tasarımı, matbaa, dağıtım ve reklam derken, hummalı bir çalışma zinciri oluşuyor. Her aşaması farklı uzmanlık gerektiren bu süreçleri deştikçe merak ettikleriniz çoğalıyor. Yayınevlerinin ortaya çıkış hikayelerini, çeviri meselelerini ve kitap basım sürecini daha derinlemesine bilmek istiyorsunuz. Daha çok öğrendikçe kitaplara bakışınız değişiyor. Buna vesile olmak temennisiyle, sizi her biri farklı yayımcılık çizgisine ve konseptine sahip, İstanbul merkezli beş bağımsız yayınevini ayrıntılarıyla keşfetmeye davet ediyoruz. Bu röportajları okuduktan sonra, elinize geçen kitaplar size daha farklı görünecek. Yayınevilerinin logo tasarımlarına dikkat kesilebilir, türünü ve kalitesini değerlendirmek için kağıda dokunabilir, kullanılan fontun biçimsel özelliklerini inceleyebilirsiniz. Kısacası siz de yakında, film bittiğinde jeneriğin sonunu bekleyen sinefiller gibi olacaksınız.

  • Alışveriş & stil
  • Kitabevi

Grafik roman yayıncılığına odaklanmaya karar veriş sürecinizi anlatabilir misiniz?  Annesi, babası çizgi roman okuru olan bir neslin evladı olarak hayatımızın içinde olan çizgi romana kayıtsız kalamazdım. Henüz okuma yazma bilmeden tanıştım çizgi romanla. O dönem İtalyan çizgi romanları ( Tommiks - Teksas ) Amerikan klasikleri ( Mandrake, Kızılmaske, Örümcek Adam, Süpermen.. ) ve Frankofon (Redkit, Tenten,Asteriks ) oldukça popüler çizgi romanlardı. Haftalık çocuk dergileri, mizah dergileriyle beraber Sezgin Burak’ın “Tarkan” Suat Yalaz’ın “Karaoğlan” ve Abdullah Turhan’ın “Fatihin Fedaisi Kara Murat” dergileri de bağımsız üretimlerini sürdürüyordu. 1980 darbesi ve ardından gelişen teknoloji ile çizgi romanlar piyasadan hızlıca çekildiler. 90’ların ortasında Aksoy yayıncılık tekrar yayınlamaya başlayıncaya kadar. 2000’li yıllarda Lal kitap düzenli ve sıralı olarak İtalyan çizgi romanlarıyla piyasayı tekrar canlandıracak yayıncılığını başlattı. Bütün bu süreçlere tanıklık eden biri olarak sanat eğitimi almış olmamın da etkisiyle gelecekte yayımcılık fikrinin temelleri oluşmuştu bende. Genel temayüllerin dışında bağımsız ve underground seçimlerden oluşan bir, grafik / çizgi roman  kitaplığı oluşturmak arzusuyla 2010’da Flaneur Books yayıncılık faaliyetine başladı.  Kağıt türü ve kalitesi, kapak ve sayfa tasarımı ile düzenlemesi, renklendirme gibi yönleriyle düşünüldüğünde, grafik roman yayıncılığı diğer yayıncılık alanlarından farklı bilgi ve birikim gerektirir mi? Eserler çi

  • Alışveriş & stil
  • Kitabevi

Aras Yayıncılık ne zaman ve hangi gayeyle kuruldu? O günden bugün yayınevinize dair en önemli gelişmeler neler oldu? 1993 yılında Hrant Dink, Payline Tomasyan, Yetvart Tomasyan ve Mıgırdiç Margosyan tarafından kuruldu. O dönem Ermenice yayın yapan bir yayınevi yoktu. Ermenice kitaplar ancak bireysel girişimlerle ya da öğretmenler kurulları tarafından basılıyordu. Ermenilere kamusal alanda ve siyasetçiler tarafından bile sözel saldırının yoğun olduğu bir dönemde kuruldu Aras. Bununla savaşmanın en iyi yollarından birinin Ermeni kültürünü, dilini, edebiyatını ve tarihini objektif bir şekilde kitaplar aracılığıyla herkese tanıtmak olduğunu düşündük. Türkçe yayın yapmak da herkesin okuyabilmesini sağlamak içindi. Kuruluşundan 2015 senesine dek, yayın dünyasında çok iyi tanınan ve titizliğiyle bilinen bir yayınevi oldu. Ermenice gibi çevirmeni kolay bulunmayan bir dilde çeviri yapmaktan kaynaklanan detaylı ve ince çalışılan yavaş bir süreci var kitap basımının. 2015 yılında Rober Koptaş’ın genel yayın yönetmeni olmasıyla kurumsal bir değişiklik yaşandı. Artık yılda 25 kitap çıkarmaya dayalı bir yayın programıyla çalışıyoruz. Türkiye dışında yazan Ermeni yazarların kitaplarını da basmaya başladık. Mesela Amerika’da bestseller yazan ve burada haberdar olunmayan Ermeni yazarları yayımladık. Çerçeveyi genişlettik, kitap sayısı olarak büyüdük ama okur kitlesi olarak ne değişti kestiremiyorum.   Yayınevinizde çalışanlar Aras’ın yaşamaya devam etmesi için yetiştiriliyor. Bize ekibiniz

Reklâm
  • Alışveriş & stil
  • Kitabevi

Sub Yayınevi’nin kuruluşundan önce de aktif olarak yayın yapmaktaydınız. Bize yayınevinin kuruluşundan önceki süreçten ve Underground Poetix dergisinden bahsedebilir misiniz?  2006 yılına kadar, 13 yıl boyunca 6.45 Markamla editörlük ve yayım yönetmenliği yaptım, bu süreci başından sonuna çevirmenlerim hariç tek başıma sürdürdüm, sonra ortağım ile farklı yönlere yürüdük, ben işime devam ettim. Yayımcılıkla AFA yayımlarında sevgili ağabeyim Atıl Ant’ın yanında tanıştım. Benim için en değerli ailedir hala. Underground Poetix benim ilk özgür ve özgün yayımcılık mecram; tanımı ve tarifi zor, çoklu formlara girip çıkıp hala yoluna devam eden bir marka. 11.yaşında bu yıl, ve 46. Nesnesini üretti.  Sub yayınevini kurmaya nasıl karar verdiniz? ‘Small press’ tabirinin Türkçe’de bir karşılığı var mı? Yayınevinizin ölçeğini ne belirliyor ve nitelendirmek için hangi ifadeyi kullanmak uygun olurdu?  SUB hep varolan soyut bir yapı idi benim için. Sadece dışarı çıkacağı zamanı -yani kaderin içindeki vaktini beklemekteydi. Bunu sağlayan olaylar tetiklendiğinde o da somuta büründü. Bazı çalışmaların hak ettiği yer, zaman ve mekanın henüz oluşmadığını düşündüğüm her şeyi bir kenarda topladım -aklımda ve PC’de, sonra sadece bekledim; yani onları isimsiz bir oluşun içinde istifledim, sonra tabelalarını çaktım.  Küçük Yayınlar diyorum ben onlara, doğal olarak da “küçük yayıncı”, burada küçük olan kapital, içerik değil. Türkçenin -dahası Türkçeyi ve karşı anadili yeterince bilmeyenlerin- bu ti

  • Alışveriş & stil
  • Kitabevi

istos yayınevinin farklı alanlarda deneyimli 7 kurucusu var. Bu ekip nasıl bir araya geldi? Ayrı uzmanlıklarınız yayınevinizin işleyişine nasıl yansıyor?  2011 yılında, daha önce çeşitli vesilelerle birbirini tanıyan, daha önce yayıncılık yapmış yahut iki dille / iki dil arasında yaşayan, bu sebeple de çeviriye ve yayıncılığa bir şekilde bulaşmış, genel olarak ‘kitap meraklısı’ birkaç arkadaş, Yorgo Benlisoy’un da özenli çabalarıyla bir araya geldik, ‘Hadi bir yayınevi kuralım’ dedik ve yola çıktık. Hepimizin ayrı uzmanlıkları hem şu an artık kitap dizilerimizin geldiği noktada, hem de istos’un faal olduğu diğer alanlarda görünebilir. Bir şekilde bu alanları bulunduğumuz kolektif kültür üretim ortamına eklemledik, istos film’den müzikal üretime, akademik yayınlardan yunanca özel baskılara kadar…       Yayınlarınız Yunan dilinde yazılmış ya da Türkçe’ye çevrilmiş eserler sayesinde yazılı bir miras oluşturuyor. Çevirmenleriniz iki dili öğrenerek büyümüş kişiler mi? Yunanca ülkemizde kimler tarafından konuşuluyor ve yaşamaya nasıl devam ediyor?   İki dili öğrenerek büyümüş kişilerin sayısı maalesef artık çok kısıtlı, hele de çeviriye meraklı olanını bulmak arayışı iyice zorlaştırıyor. Fakat son yıllarda Türkiye’de oluşan Yunanca öğrenme ilgisi, çevirmen ‘ağı’ kurma arzusunda olan bizleri de heyecanlandırdı. Hatta son yayınımız ‘Yunankarası’ biraz da böyle bir ilginin ürünüdür. Ülkemizde Yunanca, çift-dilli büyüyen Rum toplumu üyeleri, aynı şekilde Yunanistan’ın Batı Trakya

Reklâm
  • Alışveriş & stil
  • Kitabevi

Encore Yayınları’nın kuruluş hikayesi nedir?  Encore Yayınları 2003 yılında  kuruldu. İlk kitabımız Slavoj Zizek'in ‘Kırılgan Mutlak’ kitabı. Lacancı psikanalizin birçok alanda etkili bir şekilde kullanılmasının toplumlarımızda alışılmış, kabuk bağlamış muhafazakar yapıların altını deşmekte önemli olacağını düşünerek yayınevinin ilk adımlarını attık. Benim, şahsen Zizek'le görüşmem, ondan dersler almam, onun Lacancı sol düşüncesinin etkileri Encore Yayınlarına bir yol çizdi. Lacancı psikanaliz yayın evinizin kimliğinin belirlenmesinde etkili olmuş. Bir düşünür ya da disiplini merkezine alan bir yayıncılık anlayışı size has bir durum mu yoksa bu gibi başka yayınevleri de var mı?  Tabii ki sadece bize has bir durum değil. Çizgisel yayıncılık yapan birçok yayınevi var. Lacancı psikanaliz kendine özgü kavramları, söylemi içinde tüm ağırlığıyla sanattan politikaya, popüler kültürden müziğe kadar tüm alanları etkilemekte. Bu etkinin gücü de günden güne daha görünür olmakta. Tabii Lacancı psikanalizin diğer disiplinlere uygulanabilecek güçlü bir araç olduğunu en iyi ortaya koyan filozof da Slavoj Zizek olsa gerek. Encore kimliğinin Lacancı çizgisi de asıl olarak Zizek'in öncülüğünü yaptığı bir yolda belirlenmiş oldu.  Slovenyalı filozof Slavoj Zizek yayıneviniz için özel bir önem teşkil ediyor. Boğaziçi ve Mimar Sinan Üniversiteleri ile işbirliği yaparak Zizek konferansları düzenlediniz. Zizek’e ilginiz nasıl uyandı? Onun düşünceleri yayın evinizin çizgisinin belirlenmesinde na

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm