İstanbul'un en iyi plakçıları

2014 yılında tam da Record Store Day’de kapılarını açmıştı Analog Kültür. DJ ve prodüktör Kaan Düzarat, stüdyosunu taşıyacak yeni bir yer ararken, stüdyonun aynı zamanda bir plakçı da olmasını hayal etmiş. “2013 sonlarında plak dükkânı sayısı hayli azdı. Nitelikli, eski veya yeni elektronik müzik bulunabilecek plakçı yoktu. Yalnızca elektronik değil, kendi filtremden geçirdiğim müzikleri paylaşabileceğim bir alanım olsun istedim,” diyor. Şimdilerde hem plakçı hem de stüdyo olarak yoluna devam ediyor Analog Kültür...

Şehrin en sevilen plakçılarından olan Kontra açılalı beş sene olmuş bile. Arkasındaki isim gerçek bir müzik aşığı olan Okan Aydın. Kontra öncesinde 11 sene boyunca otomotiv sektöründe çalışan Aydın, kendini iyi ki kurumsal hayatından girdabından kurtardı ve bu plak vahasını hayatımıza soktu. Kontra’da plakların yelpazesi epey geniş: rock, elektronik, caz, film müzikleri, klasik, dünya müzikleri ve Türkçe. Hem sıfır hem de ikinci el plaklar mevcut. Özellikle ana akım dışındaki türlerle, deneysel müziklerle ve güncel işlerle aranız iyiyse Kontra’ya uğrayın...

Neredeyse 15 senelik bir plak dükkânı burası. 2000’lerin başında Depeche Mode’dan Martin Gore’un bile havasını soluduğu bir dükkân üstelik. Sahibi Sami Ovadya, zamanında yine Reasürans’taki Gerekli Şeyler müzik dükkânındaki işini bıraktıktan sonra dükkânın devredileceğini duymuş ve fırsat bu fırsat diyerek dükkânı devralmış. Groove’da ağırlık caz ve rock plaklarında. Gıcır gıcır plakların yanı sıra Ovadya’nın yurt dışından edindiği ikinci el plakları da bulabiliyorsunuz. Raflardaki her bir plağın özenle seçildiğini ve arşivlik değere sahip olduğunu söylemek mümkün. İkinci el plakların fiyatları diğer satıcılara göre daha makul...

Müzik sevgisinin buluşturduğu üç arkadaş yani Tayfun Aras, Emek Can Tülüş ve Ozan Maral 2003 yılında hayata geçirdi Deform’u. Şimdilerde ise dükkânı tek başına idare ediyor Aras. Deform sizi bilhassa geniş etnik müzik arşiviyle, 12-inch disko single’ları ve house ya da tekno single’ları ile tatmin edecek. Deform’un kitlesi de Beyoğlu’yla birlikte dönüşüme uğramış. “Turistsiz bir Beyoğlu var artık. Bu da araştırmayan ve bilmediği dünyaları merak etmeyen Türk insanına hitap etmek zorunluluğunu getiriyor. Hediyelik eşya dükkânı muamelesi görmek kaçınılmaz” diyor Aras...

1954 yılında bir kırtasiyeci olarak yola çıkmış bir dükkân burası; plak satmaya başlamaları ise 60’lı yılların ortalarına denk geliyor. Anlayacağınız tarihi diyebileceğimiz bir plakçı İbrahim Atala ve Yusuf Atala kardeşlerin kurduğu Lale. Raflar caz plaklarının hakimiyetinde olsa da, klasik müzik ve klasikleşmiş rock-blues plaklarını, Türk sanatçıların albümlerini de bulmanız mümkün. Lale Plak’taki plakların hepsi yeni baskı, yani ikinci el plaklar satmıyorlar. Dükkânda şimdilerde aile mirasını devam ettiren Hakan Atala’ya Lale Plak arşivine katmaktan gurur duyduğu plakları soruyoruz...

90’ların efsane radyo programı ‘Kaybedenler Kulübü’nü yaratan ikiliden Mete Avunduk’un Nursel Kaymaz ile birlikte 2006 yılında kurduğu plak dükkânı Vintage. Hem radyocu olmasının hem de 80’lerin başından bu yana plak biriktirmesinin doğal bir sonucu olarak görüyor Vintage’ı Avunduk. “Aklınıza gelen her şeyi burada bulabilirsiniz, yeter ki plağa basılmış olsun,” diyor. Haklı da, arşivleri farklı tellerden çalmak konusunda usta. Indie, rock, metal, caz, soul, etnik… “Mağazamıza dede-torun gelen müşterilerimiz var,” diye anlatıyor Avunduk...

Kadıköy’deki Rainbow45 de kurumsal hayatın pençelerinden kendini koparmak gayesiyle yola çıkan bir müzik tutkununun projesi. Salih Karagöz’ün 2011’de açtığı Rainbow45 geniş bir müdavim kitlesine sahip. Arşivinizde blues rock, progresif rock, klasik rock ve caz plakları geniş yer tutuyorsa yolunuzu buraya mutlaka düşürün. Dünya müziği ve Türkçe müzik seçkisi de tatmin edici. Rainbow45 kendi plaklarını üreterek diğer plakçılardan ayrılıyor. Plak formatında yayınladıkları albümler arasında ilk kez basılan albümler de var, yeniden basımlar da…