Asmalımescit’teki Gün Lokantası’nın kapısından içeri adım attığınız anda sizi Beyoğlu’nun hareketinden soyutlayan sakin ve sade bir ortam karşılıyor. Mermer masalar ve doğal ışıkla aydınlanan geniş pencereler, mekana dinginlik katıyor. Burada yediğiniz yemekler sadece lezzetleriyle değil, özenli sunumlarıyla da akılda kalıyor.
Gün Lokantası’nda odun ocağında ve açık mutfakta pişen yemeklerin görsel cazibesi, nelerle kaşılaşacağınız konusunda ufak da olsa fikir edinmenizi sağlıyor. Duyularınızı harekete geçiren ve mutfağın ritmini hissedebileceğiniz mekan tasarımı, tüm deneyimin önemli bir parçası.
Mekanın menüsü de tasarımı kadar sade ama bir o kadar da güçlü ve derin. Taze ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler, İstanbul’un çok kültürlü dokusunu tam anlamıyla yansıtmayı başarıyor. Zeytinyağlı Gün tabağı, Yedikule marullarıyla yapılan salata ve chimichurri soslu kuzu beyin gibi seçenekler, menünün imza lezzetleri. Meşe odunu ateşinde pişirilen her türlü etin içindeki zengin aromalar, mutfaktaki ustalığı anlamanıza yetiyor. Her bir tabağın lezzetini tamamlayan özenli sunumlar da alkışa değer.
Beyoğlu’nun geçmişe özgü cazibesini de hatırlatan Gün Lokantası’nda menüdeki lezzetlerle birlikte ekibin ilgisi ve özenli servisi de akılda kalıyor. Gün Lokantası, pazartesi-cumartesi günleri 12.00-23.00 arasında hizmet veriyor; pazar günleri ise kapalı. Lokantaya sadece 12 yaş üzeri misafirler kabul ediliyor.
Reklâm
Etiler’in kalbindeki Chin Chin, Pan-Asya mutfağını modern ve rafine dokunuşlarla yorumlayan bir gastronomi adresi. Haftanın her günü 18.00 itibarıyla müşterilerini ağırlamaya başlayan restoran, kısa sürede Pan-Asya mutfağı sevenlerin favorileri arasına girdi. Mekanın dekorasyonu da mutfağı kadar iddialı; loş ışıklandırma, doğal tonlar ve modern detaylarla daha ilk adımdan ilgi çeken bir ambiyans yaratılmış.
Menünün yıldızları arasında közde islenerek servis edilen kushiyaki octopus, taptaze sashimi seçenekleri ve incecik hamurlu, rengarenk dim sum tabakları var. Kokteyl seviyorsanız vanilya yuzu gibi imza kokteyller doğal aroması ve masaya gelir gelmez etrafa yaydığı kokusuyla deneyiminizi tamamlar nitelikte. Ayrıca viski bazlı kokteylleri de denemeye değer. Barmenle konuşarak damak zevkinize uygun bir kokteyl oluşturmanız mümkün. Mekan tatlı konusunda jiggly panna cotta’sıyla meşhur olsa da süt reçelli çilekli kek, yumuşacık dokusu ve inceltilmiş sosuyla en az panna cotta kadar akılda kalıcı.
Menüde sushi severler için geniş bir seçenek yelpazesi de sunuluyor. Trüflü somonlu veya havyarlı özel suşilerden klasik salmon, tuna akami ve eel suşiye kadar birçok alternatif arasından seçiminizi yapabilirsiniz. Ayrıca Asya mutfağının vazgeçilmezi ramen çeşitleri ve miso çorbalar da menünün öne çıkanlarından. Geniş şarap kavı ve alkolsüz kokteyl seçenekleriyle farklı tercihlere hitap etmesi de Chin Chin’i daha kapsayıcı bir mekan haline getiriyor. Kısacası Chin Chin, hem özgün hem...
Reklâm
Kapısından girdiğiniz andan itibaren nostaljik dekorasyonuyla sizi büyüleyen Antique Pizzeria Ristorante şehrin iddialı İtalyan restoranlarından biri. Beyoğlu Balık Pazarı’ndaki üç katlı binanın terası sıcak yaz akşamları için ideal. Cihangir’deki Kaktüs’ten tanıdığımız Tahir Bulca’nın girişimi olan mekanın menü danışmanlığını şef Romiti Simoe yürütüyor. Özel tasarlanmış taş fırında, geleneksel odun ateşiyle pişen pizzalar ise bir başka İtalyan’a, şef Marco Melluzzi’ye emanet.
Söz konusu İtalyan mutfağı olunca elbette ki pizzalar başrolde oluyor. Mediterranea, margherita, füme, diavola, ai funghi, 4 formaggi, vegetariana, tonno cipolle, prosciutto di parma, bresaola e rucola & bufala gibi çeşitlerden oluşan pizza seçkisine bayılacaksınız. Ekşi mayayla hazırlanan ve 24-72 saat dinlendirilen pizza hamurları çıtır çıtır. Restoran menüsünde ayrıca peynirden şarküteriye, ara sıcaklardan makarna çeşitlerine ve tatlılara kadar pek çok seçenek mevcut. Makarnalar arasından şefin tavsiyesini soracak olursanız; domates sos, ançüez, sarımsak, kapari, siyah zeytin ve kuru kekikli fettuccine alla puttanesca ya da domates sos, parmesan ve İtalyan köfteleriyle servis edilen spaghetti con polpette’yi sayabiliriz. Dünyanın farklı şehirlerinden toplanmış antika objeler, tablolar ve pikap, radyo gibi çeşitli eşyalarla tıpkı geleneksel bir İtalyan ailesinin evi gibi döşenmiş olan Antique Pizzeria Ristorante’yi keşfedilecek mekanlar listenize mutlaka ekleyin.
Anadolu mutfağının en sevdiğimiz lezzetleri The Bono’da modern ve yaratıcı sunumlarla karşımıza çıkıyor. Topağacı’ndaki bu buluşma noktasında 20 senelik şef Alpaslan Şimşek’in imzası var. Hem bar hem restoran hem de bir şarap barı olan The Bono’da DJ performansları ve canlı müzik etkinlikleri de gerçekleşiyor. Menüde yerel lezzetler çağdaş yorumlarıyla ön planda. Izgara dana sosis, kalamar yahni, kelle taco, kuzu i̇ncik, bir kavanoza 100 adet sığacak kadar ince sarılan zeytinyağlı gelin sarma, muhammara ve tarhana cipsi gibi alternatiflerle bezeli menünün damaklarınızı şenlendirecek tatlısı bademli keşküle de mutlaka bir şans verin. Gümüşhane’nin siron kebabı, eti ağızda dağılan vişneli güveç, baharatlı dana gulaş ve basmati, ızgara somon ve Mengen beluga mercimek mekanın gözde ana yemekleri arasında. The Bono yerel malzemelerin kullanıldığı çıtır pidelerde de iddiasını konuşturuyor. Menüde vegan seçenekler de mevcut.
Açık şef tezgahı olarak tasarlanan The Bono mutfağının modern iç tasarımı ve samimi arka bahçesi sunulan yemeklerle uyum sağlayacak biçimde, minimal bir anlayışla dekore edilmiş. Küçük otantik dokunuşlar da barındıran iç mimari, yorucu bir günün stresini anında çekip alıyor. Mevsime uygun hazırlanan ve sürekli güncellenen yemek listesi bu toprakların değerlerini öne çıkarma mottosuyla çıkıyor misafirlerin karşısına. The Bono’yu iş çıkışında sosyalleşmek ya da mükellef bir akşam yemeği yemek için tercih edebilirsiniz.
Reklâm
Geleneksel pastacılık ve fırıncılık anlayışıyla hazırlanan yumurtalı, sütlü, tereyağlı tarifleri unutun! Ethique Plant-Based sadece bitki kullanılarak hazırlanmış lezzetli ve sürdürülebilir tatlı ve pastalar bulabileceğiniz bir Fransız pastanesi. Mekanın hedefi gezegenimizde yaşayan herhangi bir canlıya zarar vermeden göze ve damağa hitap eden lezzetler sunabilmek. Bunun için ekipçe ciddi ve uzun soluklu bir Ar-Ge çalışması yapmışlar. Le Cordon Bleu Fransız Pastacılığı mezunu şef Aslı Sancaktaroğlu’nun özel reçeteleriyle oluşturulan menüde pastalar, çikolatalar, Viennoiserie olarak adlandırılan hamur işleri, makaron ve ekmek çeşitleri bulunuyor. %100 bitki temelli mutfaktan çıkan krema, dolgu ve ganajların hepsi kendi üretimleri.
Ethique Plant-Based menüsünde öne çıkan en önemli lezzetlerden biri kruvasan. Tadı şimdiye kadar yediğiniz kruvasanlarla aynı ancak içeriği hayli farklı. Bitkisel tereyağıyla hazırlanan kruvasan ve makaronlar kısa sürede misafirlerin favorisi olmuş. Fındık ve yuzu ganajlı, mocha’lı, karamel-çarkıfelek meyveli, zencefil kurabiyeli gibi 10’u aşkın makaron çeşidi sizi bekliyor.
Limonlu ve tiramisulu tartlarıyla da adından söz ettiren bu modern pastanede %100 ekşi maya ekmekler, bagetler, grissini ve focaccia da bulabilirsiniz. Mekanın iç konsepti ise menüyü ve genel felsefelerini destekler şekilde tasarlanmış. İçeri girer girmez, ahşabın ve doğal taşların ağırlıkta olduğu doğaya saygılı bir atmosferle karşılaşıyorsunuz. Organik formlar, canlı bitki...
Şık, rahat, zarif ve şehirli bir Teşvikiye kafesi Haha. Mutfak tarzlarını klasik Türk mutfağı olarak tanımlasalar da pek çok farklı kültüre ve damak tadına hitap eden zenginlikte bir menü sunuyorlar. Bu samimi atmosferde dostlarınızla çay-kahve ve tatlı eşleştirmesi yaparak sohbet edebilir, bir köşeye çekilip sessizce kitabınızı okuyabilir ya da bilgisayarınızla günlük mesainize başlayabilirsiniz.
Menüde vişneli cheesecake, limonlu ve fıstıklı tarta kayıyor önce gözlerimiz. Ardından çekirdek, keten tohumu, kabak çekirdeği gibi malzemeler içeren tohum kıtırı ve şekersiz, hurmalı, yaban mersinli vegan power balls ile ferahlıyoruz. Bir başka fit seçenek olan şekersiz, fındık ve badem unlu, hurmalı, bitter çikolatalı fındıklı bar ise ağız sulandırıyor. Haha Kafe’nin içecek menüsü de hayli zengin. Filtre kahve, Americano ve cappuccino gibi klasiklerin yanı sıra buraya özel tahin pekmez latte’yi de mutlaka tatmalısınız. Karanfil, tarçın ya da muskat ilaveli Türk kahvesi seçenekleri de diğer imza lezzetler arasında.
Mekanın çay sunumları ve seçkisi de iddialı. Geleneksel Türk çayının bergamot aromasını hakkıyla damaklara taşıyan Haha Tea, Türkiye’nin çay kültürünü tüm dünyaya tanıtmanın gururunu yaşıyor. Yüzyıllar önce Tirebolu’nun verimli topraklarında yetiştirilip demlenen çayın eşsiz rengi özenle korunarak ambalajlara doldurulmuş. Ziyaretiniz sonrasında raflardan alabilir ya da çevrim içi sipariş verebilirsiniz.
Sade, aydınlık ve minimal bir mekan olan Haha Kafe dinamik bir...
Reklâm
‘Sex and the City’ hayranlarının merakla beklediği Magnolia Bakery’nin İstanbul şubesi ilk olarak Vadistanbul’da açıldı. Mall of İstanbul, Tersane ve Akasya’da da şubeleri olan Magnolia Bakery, mekanın New York’taki ikonik adresini ziyaret edenlere gerçek bir nostalji yaşatıyor. Çünkü tarifler birebir aynı. Magnolia Bakery Türkiye COO’su Tuğba Dinçerler Uçar, orijinal tariflere sadık kalmalarının ardında yatan sebebin ziyaretçilere yaşatmak istedikleri bu nostalji duygusu olduğunu belirtiyor.
Magnolia Bakery’ye özel swirl tekniğiyle yapılmış cupcake’ler, birbirinden lezzetli kurabiyeler, her katından tazelik akan 9 inçlik pastalar ve tabii klasik banana pudding dikkatimizi ilk çekenlerden. Özellikle banana pudding, klasik lezzetleri sevenlerin favorisi. Eğer farklı bir lezzet arayışındaysanız pikan cevizli cupcake’leri yemeden mekandan ayrılmayın. Üzerindeki butter cream’in pürüzsüz kıvamı çıtır cevizlerle bir araya geldiğinde ağzınızda bir şölen hissedebilirsiniz. Günü ferah bir tatlıyla kapatmak istiyorsanız da limonlu cheesecake doğru seçim. El yapımı Graham krakerlerden yapılma tabanı, tatlının geri kalanıyla harika bir uyum içinde. Şubelerden birine uğrayıp kendinizi şımartma fırsatını kaçırmayın.
Emirgan Group’un 15. yılında Levent’te kapılarını açan La Boucherie Depo, İstanbul’un yeme-içme sahnesine taze bir soluk getirdi. Umut Evirgen’in öncülüğünde şekillenen mekan, sektörde 30 yılı aşkın tecrübeye sahip Tolga Çinkitaş’ın vizyonuyla buluşarak gastronomiyi sanatla birleştiren bir deneyim sunuyor.
Şehrin ritmine ayak uyduran La Boucherie Depo, eski bir sinema tiyatrosunu andıran çarpıcı tabelasıyla dikkat çekiyor. Mekan, her gün farklı bir gastronomi ve eğlence konseptiyle misafirlerini ağırlıyor. Haftanın dört günü, şef Yalçın’ın hazırladığı 12 aşamalı tadım menüsüyle özgün lezzetler keşfedilebilir. Cuma ve cumartesi geceleri içinse zengin kokteyl menüsü ve seçkin DJ performansları geceye ritim katıyor. Her perşembe düzenlenen ‘Mavi Gün’ konsepti, Ege ve Akdeniz mutfağının en özel tatlarını Rum mezeleri ve buzuki eşliğinde sunuyor. Daha hareketli bir atmosfer arayanlar için çarşamba akşamları ‘Mavi Gecesi’, Alex Panayotidi’nin müzik direktörlüğünde 10 kişilik orkestra eşliğinde sahne performanslarına ev sahipliği yapıyor. La Boucherie Depo’nun sunduğu sürprizler burada bitmiyor. ‘Dinner theatre’ deneyiminin ardından Somer Sivrioğlu’nun restoranı Efendy’den geçen gizli bir tünelle Chicki Boom’a ulaşıp gecenin temposunu artırmak mümkün. Zengin mutfağı, seçkin atmosferi, müzik ve eğlenceyle canlanan geceleriyle La Boucherie Depo, İstanbul’un en dikkat çekici adreslerinden biri olmaya aday.
Reklâm
Artİstanbul Feshane’nin tarihi dokusunda yer alan Lokanta Safderun, İstanbul mutfak kültürünü sürdürülebilir ve çağdaş bir bakış açısıyla yorumluyor. İsmini Osmanlıca’da “saf, katkısız” anlamına gelen “safderun” kelimesinden alan mekan, menüsünde coğrafi işaretli ürünlere, yerel üreticilerin mahsullerine ve kadın kooperatiflerinden temin edilen doğal tatlara yer veriyor.
Menü, doğallığı ve tazeliği ön planda tutan bir anlayışla hazırlanmış. Kahvaltı seçenekleri arasında İstanbul usulü hamur kızartma (lalanga), cici papa, Milas yağlı zeytini, Amanos Dağı zahterli Memecik zeytinyağı ve Samsun Çakallı menemen gibi özel tatlar yer alıyor. Kuymak gibi geleneksel lezzetler ise Anadolu’nun farklı bölgelerinden izler taşıyor. Ekmekler ise masaya sıcacık geliyor ve misafirlerin favorileri arasında.
Öğle ve akşam menüsünde ise Anadolu mutfağının güçlü mirasını yansıtan seçenekler mevcut. Adana usulü haşlama çiğ köfte, Adapazarı’nın meşhur ıslama köftesi ve mevsimine göre değişen diğer yöresel lezzetler arasında seçim yapmak zor. Tatlı menüsünde de yerel tatlar ön planda. Özellikle çıtır Aydın kabak tatlısı ve klasik ama özgün yorumuyla sunulan ayva tatlısı, yemek sonrası tatlı bir final yapmak isteyenleri bekliyor.
Lokanta Safderun’un fark yaratan bir diğer özelliği ise mutfakta sürdürülebilir tarımı destekleyen bir yaklaşım benimsemesi. Sebzeler büyük ölçüde kendi bostanında yetiştiriliyor, kullanılan malzemelerin tazeliği ve doğallığı ön planda tutuluyor. Artİstanbul...
Kalamış’ta başlayan yolculuğuna Caddebostan ve Fenerbahçe’de açılan Barkhof’taki boter corner’da devam eden boter, sadeliği ve iyi malzemeyi merkezine alan bir kafe. Kahvaltıdan tatlıya, kahveden ekşi mayalı ekmeklere uzanan menüsüyle günün her saatine uygun seçenekler sunuyor.
boter’in mutfak anlayışı, klasik tarifleri en iyi malzemelerle ve en doğru teknikle hazırlamaya dayanıyor. Reçeteler, sadeliği bozmadan ve yerel ürünleri öne çıkararak oluşturuluyor. Ekşi mayalı ekmekler, brioche ve waffle bazlı tartine tabakları, mevsim sebzeleriyle hazırlanan bowl’lar menünün en çok tercih edilenleri arasında. Kahve ve bakery tarafında ise reçetelerde klasik lezzetlere sadık kalınıyor. Tartlar, cookieler, brownie ve ekler çeşitleri en çok öne çıkan tatlılar arasında.
Mekanın imza lezzetleri arasında siyez poğaça, Hindistan cevizi dolgulu tart ve bozkır tahinli blondie gibi özel reçeteler yer alıyor. Kahvaltı menüsünde ise şaşkın waffle, brioche üstü anne sosisi ve menemen tartine gibi yalnızca burada denenebilecek tabaklar. Menüde glütensiz, rafine şekersiz ve vegan seçenekler de mevcut. Kahvaltı seçeneklerinin büyük bir kısmı glutensiz olarak servis edilebiliyor ve vegan reçeteler lezzetten ödün vermeden hazırlanıyor.
Mekanın dekorasyonunda sıcak ve samimi bir atmosfer hakim. Kahve barı, mekanın merkezinde yer alarak sosyal bir buluşma noktası oluşturuyor. Eski eşyalar ve doğal malzemelerle tasarlanmış iç mekan, ev hissini güçlendiriyor. Haftanın her günü açık olan boter,...
Discover Time Out original video
Reklâm